Prof. Dr. Adnan Demircan
Ömerli’yi anlatmaya
mahallemizle Yukarı Mahalle’yle devam ediyorduk. Mahallenin anlatamadığım bazı
özelliklerini daha sonraya bırakmıştım. İnşaallah Yüce Rabbim bu sözümü tutmayı
nasip eder.
Bugün doğduğum sokağı anlatacağım. İsa Baba Sokağı’nı… Yaklaşık 150 metrelik bir sokak… Mezarlık tarafından girişte sol tarafta Beyt Rammé Câré var. Hatırladığım kadarıyla küçüklüğümde bu evde Sılo Bérté oturuyordu. Ömerli’ye yakın Bérté (Kocakuyu) köyünden Süleyman’ın eşi Ömerliliydi. Daha sonra bu eve Rammé Bahé taşındı. Eşi Hanîfe, amcazademizdi. Daha sonra evi Rajdiyé (Üçkavak) köyünden Hılmo satın aldı.
Bitişiğinde Şeyhé Es’adlerin
evi vardı. Babamın çocukluğunda oturmuşlar bu evde… Ben onlara yetişmedim. Çocukluğumda
evde Abélerden Sılo Mahmud oturuyordu. Sonra evi Bıré’ye sattılar.
Bitişiğinde Beyt Murat Çeviş
vardı. Daha önce Ömerli’de uzun süre bekçilik yapan Kışın (Darı) lakaplı Yusuf’un
(İlhan) ailesi oturuyordu. Onlardan sonra Kafsannor köyünden (Köyün ismi Arapça
Kedi Kayası anlamına geliyor, ama ismi değiştirildiğinde Taşgedik adı uygun
görülmüş) bir aile oturdu.
Sokağın devamında Ahmed Mısté’nin,
ardından da Ahmed Mısté’nin oğlu Mahmud’un evi bulunuyordu.
Karşı tarafta Sılo Mahmud’un evlerinin
karşısında bizim evimiz, evimizin yanında amcam Şeyho Aliko’nun evi ve onun da
yanında Davoların vardı. Çocukluğumda Davoların evinde Imhemmed Davo
oturuyordu. Eşi Sacide Abla’yı bizim evin kızı gibi severdik. Davoların evini
daha sonra uzun yıllar önce Kırsıfané (İkitepe) köyünden gelip Ömerli’ye
yerleşen İsmailo aldı.
İsimlerini zikrettiğim
şahısların büyük çoğunluğu vefat etti. Allah rahmet eylesin.
Hayat bu…
Bizim ev ile Ahmed Mıstelerin
evi dışındakiler satıldı. Yeni sahipleri ikamet ediyor. Bu evlerin tarihi
yazılsa çok ilginç bir tablo çıkar bence…
Evler asırlık taş yapılar…
Sokak sakin… Sokağa dokuz evin kapısı açılıyor. Herkesin birbirini tanıdığı,
birbirine destek ve muhabbet beslediği bir yer…
![]() |
Çocukluğumuzda yerler asırların getirdiği bir sertliğe sahip topraktı. |
İkindi vakitlerinde sokakta
ya da sokağın çıktığı diğer sokak başlarında kadınlar bir araya gelir, hem
ellerindeki oyaları işler, kızlarına çeyiz, evlatlarına kazak vs. örerlerdi,
hem de sohbet ederlerdi.
Evlerin altı ahırdı ve
mahallede hemen herkesin evinin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar hayvanı vardı.
Genellikle taşımacılıkta eşeklerden yararlanılırdı. Ömerli’de genelde at azdı.
Daha çok Ömerli’nin coğrafyasına uygun eşeklerlerden ve katırlardan
yararlanılırdı. Evlerde birkaç koyun ya da keçi ve bazılarında inekler de
olurdu. Tavukların yumurtasından ve etinden istifade edilirdi.
Evlerin taqalarında yabani
güvercinler yuva yapardı. Mekânı onların da kullanmasına uygun bir mimari
şekillenmişti. Asırlık olan bu taş binaların sakinleri sadece insanlar değildi,
aynı zamanda bu evlerin alt katlarında hayatın doğal akışının bir parçası olan
hayvanlar da vardı. doğrusu bu hayvanların bakımı ve beslenmesi bir yük olarak
görülmez, aile bireylerinin hepsi bir sorumluluk üstlenirlerdi. Kimi ot (ḥeşîş)
biçer, kimi vereḳ (meşe ağacı dalları) kesip yapraklarıyla keçileri beslemek,
kışında yakmak için kuruturdu. Küçük çocuklar okul dışında kuzuları, biraz daha
büyüdüklerinde kuzuları otlatırlardı.
Sokakta oturanlar Şafii
oldukları için köpeğe geçit yoktu. Bir ara babama çok ısrar etmeme rağmen eve
köpek almamıza izin vermemişti. Kediler ise hayatın doğal akışı içinde evlerde
yaşarlardı. Onlara çok ihtiyaç da vardı. Farelere karşı onlardan alınan destek
önemliydi. Zaman zaman eski yapı olan bu evlerde yılanlara da rastlanabiliyordu
ki, kediler onların da hakkından gelirdi.
Bizim sokağa adını veren bir
türbe vardı. Sokaktakilerin o türbeyle ilgili algısından biraz bahsetmesem yazı
eksik kalır.
![]() |
İsa Baba Sokağı'nın çıktığı başka bir sokak. İleride sağ taraf, ilçenin en eski mezarlığı var. |
Ahmed Mıstélerin evlerinin
avlusunda, yola bitişik, etrafı yüksek duvarla çevrili olan bu türbede yatan
kişinin Şeyh İsa olduğuna inanılır. Peki, bu sokağa neden İsa Baba denmiş?
Muhtemelen sokak ismi belirlenirken, şeyh kelimesi yerine baba kelimesi
kullanılmış. Yoksa daha çok Yörük ve Alevi kültüründe kullanılan baba bizim
oralarda pek kullanılmaz. Eydo Köyü’nde Şeyh Ramazan medfun. Ondan bahsederken
Cıddo’l-Hacci derler. Yani Hacı Dede… Onun adına yemin edilir, onun
çarpmasından korkulur. Bizim mahallemizdeki Şeyh İsa da bu konuda otoritedir.
Perşembeyi Cumaya bağlayan akşamlarda mezarının duvarındaki taqalara mum
yakılır. Mum yakma âdeti bir Hristiyan âdeti malumunuz… Bizim oradaki
Müslümanlara da bir şekilde geçmiş. Çocukluğumuzda harabe halindeki Ömerli’nin
girişinden kilisede de mum yakılırdı. Ama haftanın bir günü ve perşembeyi
cumaya bağlayan gece… Cuma akşamı olunca İslamileşmiş oluyor herhalde.
![]() |
Mezarlık sokağı tarafından İsa Baba Sokağı'nın başlangıcı. Sol tarafta amcam Hacci İbrahim Yusuf'un evi var. Başkasına satılan evin kapısı yan sokağa açılıyor. |
Şeyh İsa’nın sokağımızda
yaşayanları himaye ettiğine inanan insan az değildi. Onun ruhuna adanmak üzere
tasaddukta bulunulur, Şeyh İsa adına yemin edilirdi. Sokakta oturanlardan İsa
ismini taşıyan pek yoktu o zaman… Muhtemelen Hristiyanlarla geçmişte yaşanan
olumsuz hadiseler sebebiyle… Ancak bizden sonra bu ismin verildiği kişiler
oldu. Ama genellikle İsa ismi daha az verilmiş çocuklara…
Çarşıya gidip gelirken
genellikle mezarlık yoluna çıkan sokağı kullanırdık. Şeyh İsa’nın türbesinin
olduğu taraftan geçtiğimizde bir ürperti kaplardı içimi… Her an olağanüstü bir
şey olacak, mezardan biri çıkacakmış gibi etrafa bakmadan hızlıca geçerdim.
Büyük adamdı Şeyh İsa
vesselam… Hatta bir defasında bizim kaybolan bir hindimizi dört beş gün sonra
bulmuştu. Nasıl oldu diye sormayın. Kaybolan hindi Şeyh İsa’nın türbesinin
yanında bulunmuştu. Bu işin onunla ilişkilendirilmesi için bu bilgi yeterliydi.
Aklımız ermeye başlayınca
Şeyh İsa’nın kim olduğunu ve bu türbenin neden iki yüz metre ötedeki mezarlıkta
değil de burada bulunduğunu büyüklerimize sormaya başladım. Sorduğum sorulardan
biri şuydu: Şeyh İsa’nın akrabaları kim? Çünkü Ömerli’de ikamet edenlerin
hepsinin kökeni ve akrabalık ilişkileri biliniyordu. Müslümanların o zaman köy
olan Ömerli’ye gelip buraya hâkim olmaları iki buçuk-üç asır önceki bir hadise…
Daha önce ahalisi Hristiyan olan bir köyde bir şeyhin türbesinin bulunması zor
bir ihtimal… Varsa da bir açıklaması olmalı. Ömerli’de bir de Yeni Cami’nin
olduğu yerde Şeyh Imḥemmed (Muhammed) türbesi var. Yani ilçenin bir tarafında
Şeyh İsa, bir tarafında Şeyh Imḥemmed… İnsanlar gittikleri yerlerde kendilerine
mekânlar oluşturuyorlar. Türbeler de bunlardandır.
![]() |
İsa Baba Sokağına araç giremiyor. Eskiden daha dardı. Şimdilerde düzenlemelerle bir yere kadar küçük araç girebiliyor. |
Neticede Şeyh İsa, eskiden
mevcut olan bir mezarın Müslümanlarca yeniden anlamlandırmasıyla mı ortaya
çıktı, yoksa sıfırdan mı oluşturuldu kesin değil. Birinci ihtimal daha güçlü olsa
da şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar…
![]() |
Şeyh İsa'nın türbesi sol tarafta, direğin arkasında... Etrafı çevrili üstü açık bir türbe... |
Sonraki yazımda 13 numarayı
yazacağım. Doğup büyüdüğüm evi…
![]() |
Bu sokaklar küçüklüğümüzde geniş cadde gibi gelirdi. Yollar mı daraldı, yoksa biz mi büyüdük bilemiyorum. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder