18 Kasım 2020 Çarşamba

Russell'in Çaydanlığı Saçmalığı

 Maruf Çetin

Bertrand Russell ateist bilim filozofu idi. Dinlerin kanıtlanamazlığını savlamak için meşhur Çaydanlık örneğini verir. Şöyle der:

"Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede Güneş'in etrafında dönen porselen bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişi, yakınçağda bir ruh doktoruyla, daha önceki çağlardaysa bir Engizisyon yargıcıyla görüştürülürdü."


Şimdi eğer Dünya ile Mars arasında bir "meteor taşı" olduğunu söyleseydi kimse buna itiraz edemez ve çürütemezdi. Ancak bir şeyi iyi biliyoruz. Çaydınlık BİR İNSAN MAMÜLÜDÜR.

Modern Arkeolojinin tanımı şöyledir: Arkeoloji, eski kültür ve uygarlıkları, bu uygarlıklarda yaşamış insanların elinden çıkan, insan düşüncesinin ürünü olan eserleri, alet ve malzeme ile ev eşyalarını, sanat yapıtlarını, bunların yer ve zamanını saptayarak inceleyen bir bilimdir.

Arkeolojide buluntular arasında "insan mamulü olan"lar ile "insan mamülü olmayanlar" ayrıştırılır. Mesela heykeli andıran doğal bir taş bulunursa, bunun heykel şeklinde olmasının bir önemi yok. Ama yontulmuş şekil verilmiş bir taştan yada bir kerpiçten bir heykel bulunursa bunun insanlar tarafından yapıldığı/üretildiği ve arkeolojik bir değeri olduğu kabul edilir.

Eğer arkeolojik bir kazıda 2 milyon yıl öncesine tarihlenen bir Çaydanlık bulunursa bunun 2 milyon yıl önce insan (veya diğer türevleri; neandartal filan) tarafından yapıldığı kabul edilecektir. ÇÜNKÜ ÇAYDANLAR TAŞ TOPRAK ASTROİD, METEOR VS. GİBİ KENDİ KENDİNE OLUŞAN BİR MALZEME DEĞİLDİR.

Şimdi Russell'in çaydanlığına dönecek olursak: Dünya ve Mars arasında bir çaydanlığın varlığını iddia ediyorsa oraya hangi insanın o çaydanlığı nasıl götürdüğünü açıklaması gerekir. Çünkü arkeolojiye göre "bir insan ürünü olan çaydanlık" evrim yoluyla ve kendi kendine varolamayacağı gibi herhangi bir yere de kendi kendine gitmiş olamaz.

Böylece Russell'in dinlerin kanıtlanamazlığı için verdiği örnek ve mantık zaten bilimsel olarak geçerli değildir.

Bilimler açısından dinler bilinemez ve inkar da edilemez. Çünkü bilimler yaşama ve ölüme dair gizemi çözmekten çok uzaktır. Bilimler doğadaki olayları ve fiziksel dünyayı açıklayabilir ama bunun ötesini açıklayamaz. Bertrand Russell nereden gelmiştir? O bilinci, yaşam enerjisini, kendisini var eden şeyi nereden almıştır, onun bilinci ve yaşam enerjisi ölümden sonra ne olmuştur? Bunları açıklayabilecek bir bilim henüz yoktur. Tam da dinin alanı budur.

İkinci mesele de şudur: Kadim kitapları alelade basitleştirip muhtemelen hurafeye eşdeğer sayıyor. Kadim kitaplar da insanlığın bilgi mirasıdır. Onlar olmasaydı bugünkü bilgilerimiz de olmazdı. Bazı bilgilerin zaman içinde değişmesi, hükmünü yitirmesi bu gerçeği değiştirmez. Günümüzde de kabul edilen bazı bilimsel yasalar, zaman içinde değişecek ve hükmünü yitirecektir. Daha iyisini yapana kadar mevcut olana tutunuruz, daha iyisini yapınca da önceden varolanı değersizleştirmek akıllı bir insanın yapacağı bir şey değildir.

Fıkra gibi:

Bertrand Russell'in maymun ataları o zamanlar gezegenler arası dolaşabiliyormuş. Dünya ile Mars arasında bir çay ve mangal partisi yapmaya gitmişler, çaydanlığı o zaman unutmuşlar? Bu bilgi aile içinde nesilden nesile Bertrand'a kadar gelmiş, yoksa orada çaydanlık olduğunu nereden biliyordu? Bu olamaz mı?

8 yorum:

  1. Ya ben ne okudum.

    YanıtlaSil
  2. Analojiyi anlamamışsın. Bir şey var demen için kanıt göstermen lazım. Var dediğin şeye yok demem için kanıt göstermem gerekmez. Ve çaydanlığın yokluğunu kanıtlayamazsın. Çaydanlık olması önemli değil. Altın meteor da var denilebilir. Evrende herşey rastlantısal Hristiyan ülkede doğsan İsa'ya inanacaksın. Var demek için kanıtlamak zorundasın.

    YanıtlaSil
  3. Şüphesiz o Çaydanlığı öz hakiki gerçek tanrı yaratmıştır. Siz ki o tanrının, insanlar kadar güçsüz varlıkların yapabildiği çaydanlığı uzayda yapamayacağını mi soylersiniz ? Sizlerin gözü önüne perde çekilmiş, kulaklarınıza 15 kiloluk dumble takılmıştır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşiniz gücünüz yok,mantıksal olan her şeye bir kulp buluyonuz

      Sil
  4. Bakınız; Cevap vermeye çalışırken rezil olmak

    YanıtlaSil
  5. Son paragrafta fıkra diye evrimle aklınızca alay etmeye çalışmışsınız, sizin yerinize çok utandım. Yalnız ondan değil tüm yazınız utanç vericiydi. Ancak keşke onu daha önce görseymişim, evrimin milyonlarca kanıtına karşın “maymun” diye alay eden bir kişinin birkaç dakikamı çalmasını engelleyebilirdim. Bu sözüm yazara değil; aklıyla düşünen ve bilimi, anlamsız saçmalıklardan değerli görebilen insanlara: Eğer birisi evrim teorisine karşı olduğunu yazısının herhangi bir yerinde belirtiyorsa o metni okumayın lütfen. Durun ve kapayın onu, artık her nereden ne okuyorsanız kapayın. Dini düşüncelerini, sayısız kanıtın önüne koyan bir insan sağlıklı düşünemiyordur ve size ya da hayatınıza bir şey katmayacaktır. Burada küçük bir örneğini görmüş oluyoruz.

    Sizlerse yazar olarak lütfen sonraki yazınızda küçük gördüğünüz, “maymun” diye aklınızca aşağıladığınız ama ne olduğunu biraz olsun bilmediğiniz evrim teorisini kanıtlar sunarak çürütün. 1400 sene önce yazılmış kitapları kullanmazsanız ya da çok istiyorsanız sizin için zor olsa da bilime uygun kalırsanız çok sevinirim. Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
  6. yazar tam olarak olayı kavrayamımış galiba

    YanıtlaSil

Yazarlar