Prof. Dr. Âdem APAK
GİRİŞ
İslâm’ın rahmet veya şiddet dini oluşu ile ilgili değerlendirmeler geçmişte olduğu gibi zamanımızda da tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Bu mesele daha ziyade dini ve ideolojik bakış açılarıyla tenkit etme veya buna karşı savunma konusu olarak ele alınmaktadır. Buna göre bilhassa Batı dünyası ve fanatik İslâm karşıtları İslâm’ın savaş dini olduğu, onun peygamberinin de kan dökücü, dinini kılıçla yayan bir din önderi olduğunu iddia ederlerken; buna karşılık Müslümanlar da İslâm’ın bizzat adından da anlaşılacağı gibi bir barış dini olduğunu, bu dinin peygamberinin ise bir merhamet elçisi olarak bütün insanlığa gönderildiğini ispatlamaya çalışmışlardır. Her iki tarafın da gerek İslâm dininin temel kaynakları olan Kur’an ve hadis, gerekse tarih kitaplarından yola çıkmak suretiyle kendilerini destekleyen deliller ileri sürdükleri görülür. Bu çalışmada biz daha ziyade akademik bir anlayış çerçevesinde İslâm muhaliflerinin iddialarına cevap mahiyetinde bir savunma faaliyeti ortaya koymaktan ziyade, İslâm’ın hazır bulduğu ortamdaki şiddet-rahmet ilişkisi, İslâm’ın yayılması esnasındaki şiddet ilişkisi, ardından da İslâmi fetihlerle birlikte Müslümanların hakim duruma geldikleri dönemlerdeki şiddet-rahmet ilişkisi konularını özet mahiyette tasviri ve karşılaştırmalı bir şekilde ele almak niyetindeyiz. Belki bu değerlendirmeler sonucunda İslam dininin şiddet veya rahmet dini olduğuna dair bir kanaate ulaşmak mümkün olur. Konumuzla ilgili olarak sağlıklı, rasyonel ve tutarlı sonuçlara ulaşabilmek için gerek İslâm’ın temel kaynakları olan Kur’an, hadis ve peygamber uygulamalarını, gerekse Müslümanların tarih boyunca rahmet-şiddet boyutunda siyasî ve sosyal alanlarda gerçekleştirdikleri faaliyetleri dikkate alınacaktır. Netice olarak da başlangıçtan Emevîler devletinin sonuna kadar geçen tarihi süreç dikkate alınmak suretiyle İslâm tarihinde zaman zaman şahit olunan şiddet tezahürlerinin bizzat İslâmî öğretiden mi, yoksa bu öğretiyi yanlış yorumlayan ya da dikkate almayan Müslüman idarecilerin uygulamalarından mı kaynaklandığı hususu tebellür ettirilmeye çalışılacaktır.