30 Ocak 2022 Pazar

Hz. Âdem ve Cehalet



 
HZ. ÂDEM VE CEHALET

Cağfer KARADAŞ

Bir şarkıcı kendince bir şarkı yapmış, nereden ve neden icap ettiyse “Âdem ve Havvâ cahil” demiş. Bir anda baş gündem olmuş, ortalık karışmış herkes birbirine girmiş. Birileri taşlama, birileri aklamada, birileri yorumlama derdine düşmüş. Bu yorumculardan bazıları da açmışlar ağızlarını yummuşlar gözlerini, Hz. Âdem’i ve Hz. Havvâ’yı cahil ilan etme yarışına girmişler.

25 Ocak 2022 Salı

Hz. Peygamber’in (sav) İnsanlarla İletişim Metodu ve Prensipleri


HZ. PEYGAMBER’İN (SAV) İNSANLARLA İLETİŞİM METODU VE PRENSİPLERİ

Prof. Dr. Adem APAK

Hz. Peygamber’in (s.a.s) muallim olarak incelen­meye değer oluşu, her şeyden önce onun gönderildiği toplum üzerinde çok değişik ve zengin bir eğitim faaliyeti gerçekleşmesinden gelir. İptidaî bir kültürün babalardan çocuklara daha çok taklitle inti­kal ettiği bir toplumda Hz. Peygamber’in (s.a.s) aldığı ilk vahiyle yeni değer ve kuralların benimsetilmesi ve öğretilmesi çok önemli bir konudur. Allah Rasûlü (s.a.s) bu yeni kültür ve manevî değerlerin tebliğ ve benimsetilmesi işindeki rolünü açıkça “muallimlik” olarak belirlemiş, yenidünya görüşü içinde, önceden önemsiz birçok kelime zamanla canlılık kazanarak, insan ve eğitim kavramları etrafında manalı ve tutarlı bir sistem oluşturmuştur. Netice olarak okuma, yazma, kalem, kâtib, muallim, mek­tep, öğretim, kalb, inanç, davranış vb. kelimele­rin önem kazandığı canlı ve yepyeni bir zihniyet ve anlayış gündeme gelmiştir.

Hüseyin ve Yezid’i Farklı Okumak


HÜSEYİN VE YEZİD’İ FARKLI OKUMAK

Mustafa AK

Ülke olarak okumayı sevmesek de “Farklı” görüşler bize hep cazip gelmiştir. Aslında her görüş sahibi kendine muhalif veya yandaş tarih okumaları görmek ister. Ülkede bazı kesimler İnkılap tarihinin farklı okumalarını görmek ister. Bazıları da Osmanlı veya İslam tarihini farklı okumak ister. Mehmet Azimli Hoca ise yazdığı 11 ciltlik seri ile İslam tarihini farklı okumaya çalışmıştır. Bu farklı okuma sürecinde hakaret düzeyinde tepkiler de almış ve en sonunda seriyi bitirme kararı almıştır. Serinin sonu da başı gibi heyecan vericidir.

18 Ocak 2022 Salı

Hakikat ve Hassasiyet İyiliği Teşvik Kötülükten Alıkoymanın Sınırı


HAKİKAT VE HASSASİYET

İYİLİĞİ TEŞVİK KÖTÜLÜKTEN ALIKOYMANIN SINIRI


Cağfer KARADAŞ

İyiliği teşvik kötülükten alıkoyma (marufu emir ve münkerden nehiy) ilkesi hususunda öncelikle iyi ve kötü (maruf ve münker) kavramlarına bir çerçeve belirlenmelidir. Bunu yaparken bu konudaki görüş farklılıkları ve esneklikler dikkate alınmalıdır. Tarihten günümüze bu ilkenin anlaşılma biçimi ve mezhepler arasındaki görüş ayrılıkları, günümüze uygun bir çerçeve çizilmesinde yardımcı olabilir. Sözgelimi maruf ve münker akıl tarafından mı belirlenir, nakil tarafından mı, yoksa her ikisi birden mi? Evrensel bir maruf ve münkerden söz edilebilir mi? İnanç, kültür ve toplumsal eğilimler marufun ve münkerin belirlenmesinde ne kadar etkilidir? Kişisel ihtiyaçlar ve durumlar bu belirlemede ne kadar dikkate alınmalıdır?

8 Ocak 2022 Cumartesi

Abdülmelik Döneminde Emevîlerin Irak Hakimiyetini Sarsan Hâricî Önderi: Şebîb B. Yezîd


ABDÜLMELİK DÖNEMİNDE EMEVÎLERİN IRAK HAKİMİYETİNİ SARSAN HÂRİCÎ ÖNDERİ: ŞEBÎB B. YEZÎD 

Prof. Dr. Adem APAK

GİRİŞ

Hz. Ali’nin halîfeliği döneminden itibaren İslâm siyaset tarihinde öne çıkan iki siyasî rakip coğrafya Irak ve Şam’dır. Ali-Muâviye mücadelesinde bunlardan ilki halîfe Hz. Ali, diğeri ise Şam valisi Muâviye’nin taraftarı olmuşlardır. Bu süreçte gerçekleşen siyasî bloklaşma Emevîlerin yıkılmasına kadar varlığını ve etkinliğini devam ettirmiştir.

Nahiv İlminin Tarihçesi ve Kur'an Tefsirindeki Yeri


 NAHİV İLMİNİN TARİHÇESİ VE KUR'AN TEFSİRİNDEKİ YERİ

İbrahim Halil ER

Kur'an, nihayetinde, yazılı bir metin olduğundan bu metnin iyi anlaşılması için sağlam bir dil bilgisi gerekir. İşte bu âmillerden hareketle ilk dönem alimlerimiz dil üzerinde yoğun bir mesai harcamış, dilin kurallarını ortaya koymak için uğraşmışlardır. Bunun için önce dil kuralları olan nahiv, ardından imla kuralları ve daha sonra sözlük çalışmaları yapmışlardır. Bunlar için Cahiliye Arapları’nın şiirlerinden, bedevilerin kullandığı saf bozulmamış Arapça’dan yararlanmışlardır. Bu amaçla yıllarca bedevilerin arasında kalarak onlardan Arap dilinin inceliklerini öğrenmiş ardından bu öğrendiklerini kitaplaştırmışlardır.

3 Ocak 2022 Pazartesi

“Muhibban-ı Kelbiyan”ın “Bit-bul” Sevdalılarının Bir İti, Masum Bir Kızcağızın Yüzünü Parçaladı!


Muhibban-ı Kelbiyan”ın “Bit-bul[1] Sevdalılarının Bir İti,

Masum Bir Kızcağızın Yüzünü Parçaladı!

İhsan Süreyya SIRMA 

         Bu memlekette daha nelere şahit olacağız?

İt sevdalıları”nın bir iti, masum bir kız çocuğunun yüzünü parçalıyor, bu “itçiler”, masum küçük çocuğun parçalanmış yüzüne acıyacaklarına, bu cinayeti işleyen itlerini savunmanın sevdasıyla yanıp tutuşuyorlar!

Hz. Peygamber ve Dinin Anlaşılması


HZ. PEYGAMBER VE DİNİN ANLAŞILMASI 

Cağfer KARADAŞ

İlahî dinleri diğer dinlerden ayıran aşkın tanrı, ahiret ve melek inancı gibi bazı temel ölçütler vardır. Bunların yanı sıra Şehbenderzâde Ahmed Hilmi’nin deyimiyle tarihî şart yani dinin tarihteki gerçekliğinin belgesi demek olan peygamberlik, diğer bir ayırt edici özelliktir. Peygamberliği bu kadar önemli kılan, hak dinlerin ilahî bilgiye dayanması, bu bilginin de ancak peygamberlik kurumu vasıtasıyla bilinir olmasıdır. Zaten Kur’an’da peygamber kıssalarının ve indirilen kitapların sıkça ve genişçe anlatılmasının hikmeti de bu olsa gerektir. Tevrat, İncil ve Zebur gibi bilinen üç kitabın yanı sıra Hz. İbrahim’e verilen sahifelerden bahsedilmesi ve Kur’an’ın bunları tasdik eden bir kitap olarak geldiğinin belirtilmesi, ilahî bildirimlerin birbirini takip ettiğinin ve aralarında tutarlılığın bulunduğunun/bulunması gerektiğinin delilidir. “De ki: Ben peygamberler arasında benzeri olmayan biri değilim yani ilk defa peygamber olarak gelen ve ilk defa kitap getiren değilim. Öte dünyada bana ve size ne gibi bir muamelede bulunulacağını da bilemem. Ben sadece vahiyle bana bildirilene tabi olurum. Ben ancak ve ancak bir uyarıcıyım.” (Ahkâf 46/9) ayeti Hz. Peygamber’in (sav) Hz. Âdem’den başlayan ve kendisine kadar kesintisiz gelen peygamberler zincirinin son halkası olduğunu ifade eder. “O, peygamberlerin sonuncusudur” (Ahzâb 33/40) ayeti de bu hakikatin tasdik ve tespitidir.

Yazarlar