Ebu’l-Beşer el-Ebyazi
İnsanın yeryüzündeki hayat macerası bir anlamda onun hakikati arama serüveninin toplamından ibarettir. İnsan öncelikli olarak yaşadığı zamanın hakikatini bulmaya çalışır. Bu çabası ister istemez onu yaşadığı zamanı doğuran geçmişin/tarihin hakikatini öğrenmeye yöneltir. Ancak bu durumda yeni bir sorunla karşı karşıya gelir; onu geçmişin hakikatine götürmesini istediği tarih acaba ne kadar hakikidir? Ayrıca tarihin ona aktardıklarının hakikatle irtibatı ne boyuttadır? İşte bütün bu iç içe geçmiş sorular insanı öncelikli olarak tarihin mahiyeti (neliğini) anlamaya, oradan da tarihten hakikat devşirme arayışına zorlar. Bu durumda ilk cevaplanması gereken soru akla gelir: