Adnan Demircan
Başlıktaki soruyu okuyan birçok insanın “Tabii ki Hz. Hasan ve Hüseyin’den” dediklerini duyar gibiyim. Kuşkusuz bunun gibi bize öğretilen basmakalıp bilgileri tekrar tekrar sorgulamalıyız ki doğruya ulaşabilelim.
Öteden beri kafamı kurcalayan
bir soruydu. Gerçekten Hz. Peygamber’in Hz. Hasan’ın ve Hüseyin’in dışında
soyunun devam ettiği başka torunu olmadı mı?” Çünkü çocukluğumuzdan itibaren
bunu bize böyle öğretmişlerdi. Bu soru, esasında bazı kuşkularımın ürünü…
Kaynaklarda Hz. Peygamber’in
çocuklarının evlatları anlatılırken özellikle Hz. Hasan ve Hüseyin’in soyuna
bilinçli bir vurgu var. Özellikle de erkek olanlarına… Hatta daha çok Hz.
Hüseyin’in soyundan gelenlere… Bunun mezhebi kaygılarla ortaya çıkmış olması
kuvvetle muhtemel… Bazen dönemsel olarak Hz. Hüseyin’in ya da Hz. Hasan’ın
soyuna özel bir vurgu da söz konusu… Mesela on iki imamın onu Hz. Hüseyin ve
soyundan gelenlerden oluşuyor. Oysa Abbasiler döneminde Hz. Hasan’ın ahfadının
iktidar iddiası ve mücadelesi olmuş. Epey de bedel de ödemişler, ancak imam
olarak kabul edilenler Hz. Hüseyin’in çocukları olmuş. Bu durum, ancak inançla
kabul ettirilebilirdi ki tarihte de böyle olmuş.
Başta bir ilkeyi
hatırlatalım. Araplara göre soy erkek çocuktan devam ediyor. Bu sebeple Mekke
döneminde “ebter” (soyu kesik) diye Hz. Peygamber’le istihza ediliyor.
Arapların bu anlayışı kaynaklara da yansımış ve şecereler erkek merkezli olarak
oluşmuş. Mesela Belâzürî, Hz. Ali’nin soyunun hangi çocuklarından devam
ettiğini anlatırken Ali’nin soyu Hasan, Hüseyn, Abbâs, Ömer ve Muhammed’ten
(as) devam ettiğini söylüyor.[1]
Oysa Hz. Ali’nin birçok kızı da var, ama onları saymıyor. Kabul etsek de
etmesek de Arap kültürü böyle…
Tabii bir Müslüman Arapların
bu kabulünü ölçü olarak kabul etmek zorunda değil. Hz. Peygamber’in soyunun
kızları yoluyla devam ettiğini de kabul edebilir. Bu, dinî bir mesele değil.
Esasında soyun devamı
hususunda tutarlılık olması gerekir. Allah Elçisi’nin soyunu kızları üzerinden
devam ettirecekseniz, bir nesil sonra sadece erkekler üzerinden bir soy tespiti
yapmayacaksınız. Oysa olanlar böyle…
Hz. Peygamber’in
torunlarından biraz bahsedersek tarihî gerçeklerin nasıl göz ardı edildiğini
tahmin edebiliriz.
Allah Elçisi’nin kızlarından
biri Zeyneb… Teyzesinin oğlu Ebü’l-Âs b. Rebî ile evlenmişti. Zeyneb’in Ali
adlı bir oğlu ve Ümâme adlı bir kızı dünyaya geldi. Ali küçükken vefat etti.
Ümâme, Hz. Fâtıma’ın vefatından sonra Hz. Ali ile evlendi ve Muhammed adını
verdikleri bir çocukları dünyaya geldi. Bir süre sonra Hz. Ali uğradığı suikast
sebebiyle vefat edince, Ümâme Medine’ye gitti. Muaviye Mervan b. Hakem’e mektup
yazarak Ümâme’yi kendisine istemesini talep etti. Mervan verilen emri yerine
getirdi. Ümâme kendisini evlendirme
yetkisini Muğire b. Nevfel b. Haris b. Abdülmuttalib’e verdi. Bu zat, Hz.
Peygamber’in amcası Haris’in torunu… Muğire yetkiyi aldıktan sonra Ümâme’yi
kendi nikâhı altına aldı. Mervan durumu Muaviye’ye bildirdi. Ancak Muaviye
Ümâme’nin kendi durumuyla ilgili yetki kullanma hakkına sahip olduğunu
söyleyerek herhangi bir müdahalede bulunmamasını bildirdi. Bir süre sonra
Muaviye’nin Muğire’yi Safra denilen yere sürdüğü, Ümâme’nin orada kocasının
yanındayken vefat ettiği belirtilir. Ümâme’nin Muğire’den Yahya adlı bir çocuğu
dünyaya geldi.[2]
Kaynaklar, Hz. Peygamber’in neslinin Ümâme’nin bu iki çocuğu üzerinden devam
edip etmediği konusunda sükût etmeyi tercih etmiş.
Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın
çocuklarından biri Ümmü Külsûm… Hz. Ömer ile evlenmişti. Hz. Ömer’in vefatından
sonra amcasının çocuklarıyla da evlilikler yapmıştı. Belâzürî, Hz. Ömer’in
yeğenlerinden biri olan Abdurrahman b. Zeyd b. Hattâb’ı Hz. Peygamber’in bacanaklarından
biri olarak zikrediyor. Peki, nereden bacanak oluyorlar? Abdurrahman amcası Hz.
Ömer ile Ümmü Külsûm’un kızları olan Fatıma’yla evlenmiş. Ümmü Külsûm, kızına
annesinin adını vermiş. Fatıma, amcasının oğluyla evlenmiş ve bu evlilikten
Abdullah isimli bir erkek çocuğu ile bir kız dünyaya getirmiş.[3]
Hz. Peygamber’in soyunun devamında bunlar da dikkate alınmamış.
İlginçtir Belâzürî, Hz. Peygamber’in
bacanaklarından bahsederken bir kişiden daha bahsediyor: İbrâhîm b. Nuʻaym en-Nahhâm b. Abdullah b. Esîd b. Abd b.
Avf b. Ubeyd b. Avîc b. Adî b. Kaʻb… Şeceresini uzunca verdiği bu zat, Rukayye
bt. Ömer ile evlenmiş gösteriliyor. Rukayye’nin annesi de Ümmü Külsûm’dur.[4]
Ancak kaynaklar, onun için de suskundur.
Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın
Hasan ve Hüseyin’den başka çocukları da dünyaya geldi. Bunlardan biri de Zeyneb’tir.
Zeyneb, Hz. Ali’nin yeğeni Abdullah b. Cafer ile evlenmişti. Onların Ali, Avn, Cafer,
Abbâs ve Ümmü Külsûm adlı çocukları dünyaya geldi.[5] Hz. Peygamber’in neslinin bunlardan da devam
ettirilmemesi ilginç değil mi sizce?
Hz. Ali’nin Zeyneb’ten olan torunlarından Ümmü
Külsûm, Kasım b. Muhammed b. Cafer b. Ebî Tâlib ile evlendi. Sonra onunla Haccâc,
Haccâc’tan sonra da onunla Ebân b. Osman evlendi.[6]
Hz. Ali’nin kızları, erkek evlatlarının da kızları vardı. Ancak Resûlullah’ın
soyu onlar üzerinden de devam ettirilmemektedir.
Bunlardan biri Nefîse bt. Zeyd b. Hüseyn b. Ali b. Ebî Tâlib olup Velîd b.
Abdülmelik’in eşiydi.[7] Velîd b. Abdülmelik’in
evlendiği hanımlardan biri ise Zeyneb bt. Hasan b. Hasan b. Ali b. Ebî
Tâlib olarak gösterilir. Bu kadının soyu Hz. Hasan üzerinden Hz. Peygamber’e
ulaşmaktadır.
Buraya kadar zikrettiğimiz birkaç örnek, Hz. Peygamber’in soyunun Hz.
Fatıma’dan sonra onun soyundan gelen erkekler üzerinden devam ettiğini, aslında
soy bakımından Hz. Peygamber’le ilişkilendirilmenin sadece kan bağına bağlı olmadığını,
bunun siyasî sebepleri ve mezhebî arka planı olduğunu göstermektedir.
[1]
Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), III, 645
[2]
Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), II, 1006-1007; 176-177.
[3]
Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), II, 1064.
[4]
Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), II, 1064-1065.
[5]
Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), III, 79.
[6]
Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), III, 79-80.
[7]
Belazüri, Ensâb (Süheyl Zekkar, Riyâd Ziriklî neşri) VIII, 65 (ZZ)
Çok değerli bir yazı, teşekkürler.
YanıtlaSilSonuç
YanıtlaSilAlevilik >>>>>>>>>>>> Sünnilik+hanefilik
SilSünnilikde Ehli Beyt inanci yokmu ? Seyyit kavrami yokmu ? Imam şafinin imam hanifinin seyyitlere gösterdiği hürmet peki ?
SilKonya bozkır fart karacaardıç seyyidleri ve konya hadim gerez şeriflerine selam olsun
YanıtlaSilÇok güzel yazmış
YanıtlaSilÇok açıklayıcı güzel bir makale olmuş teşekkür ederim
YanıtlaSil12 imamcilik mezhepleri görüldüğü uzere tamimiyle siyasi bir yaklaşımdır.dikkat ederseniz bu mezhepler kuranı bile baz almaz hiç bir 12 imam mezheplerinde kuran hafzesilmez kuran sadece belli kisilerin zumresindedir.ozellikle sia da sadece mollardan din öğrenilir.hz hasan hz muaviyenin halifeligini kabul etmistir sonra hz hasana yapmadiklarini birakmadiklar muaviyenin ölünce oglu yezid halife olunca bu sefer hz huseyine sen halife olmalisin dediler.ve sonra hz huseyini katlettiler ve yillarca bize yezid yaptirdi Sia yutturdu halbuki kendileri hz huseyini sehit ettiler ateşleri bol olsun.ozun sözü ehli sunnet itikatindan ayrilmayin
YanıtlaSilSoy Erkekten Devam eder diye Anlatılır!
YanıtlaSilTabiki de erkekten gider.
YanıtlaSil