10 Ekim 2020 Cumartesi

Hz. Peygamber’in Soyu Kimden Devam Etti?

 

Adnan Demircan

Başlıktaki soruyu okuyan birçok insanın “Tabii ki Hz. Hasan ve Hüseyin’den” dediklerini duyar gibiyim. Kuşkusuz bunun gibi bize öğretilen basmakalıp bilgileri tekrar tekrar sorgulamalıyız ki doğruya ulaşabilelim.


Öteden beri kafamı kurcalayan bir soruydu. Gerçekten Hz. Peygamber’in Hz. Hasan’ın ve Hüseyin’in dışında soyunun devam ettiği başka torunu olmadı mı?” Çünkü çocukluğumuzdan itibaren bunu bize böyle öğretmişlerdi. Bu soru, esasında bazı kuşkularımın ürünü…

Kaynaklarda Hz. Peygamber’in çocuklarının evlatları anlatılırken özellikle Hz. Hasan ve Hüseyin’in soyuna bilinçli bir vurgu var. Özellikle de erkek olanlarına… Hatta daha çok Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere… Bunun mezhebi kaygılarla ortaya çıkmış olması kuvvetle muhtemel… Bazen dönemsel olarak Hz. Hüseyin’in ya da Hz. Hasan’ın soyuna özel bir vurgu da söz konusu… Mesela on iki imamın onu Hz. Hüseyin ve soyundan gelenlerden oluşuyor. Oysa Abbasiler döneminde Hz. Hasan’ın ahfadının iktidar iddiası ve mücadelesi olmuş. Epey de bedel de ödemişler, ancak imam olarak kabul edilenler Hz. Hüseyin’in çocukları olmuş. Bu durum, ancak inançla kabul ettirilebilirdi ki tarihte de böyle olmuş.

Başta bir ilkeyi hatırlatalım. Araplara göre soy erkek çocuktan devam ediyor. Bu sebeple Mekke döneminde “ebter” (soyu kesik) diye Hz. Peygamber’le istihza ediliyor. Arapların bu anlayışı kaynaklara da yansımış ve şecereler erkek merkezli olarak oluşmuş. Mesela Belâzürî, Hz. Ali’nin soyunun hangi çocuklarından devam ettiğini anlatırken Ali’nin soyu Hasan, Hüseyn, Abbâs, Ömer ve Muhammed’ten (as) devam ettiğini söylüyor.[1] Oysa Hz. Ali’nin birçok kızı da var, ama onları saymıyor. Kabul etsek de etmesek de Arap kültürü böyle…

Tabii bir Müslüman Arapların bu kabulünü ölçü olarak kabul etmek zorunda değil. Hz. Peygamber’in soyunun kızları yoluyla devam ettiğini de kabul edebilir. Bu, dinî bir mesele değil.

Esasında soyun devamı hususunda tutarlılık olması gerekir. Allah Elçisi’nin soyunu kızları üzerinden devam ettirecekseniz, bir nesil sonra sadece erkekler üzerinden bir soy tespiti yapmayacaksınız. Oysa olanlar böyle…

Hz. Peygamber’in torunlarından biraz bahsedersek tarihî gerçeklerin nasıl göz ardı edildiğini tahmin edebiliriz.

Allah Elçisi’nin kızlarından biri Zeyneb… Teyzesinin oğlu Ebü’l-Âs b. Rebî ile evlenmişti. Zeyneb’in Ali adlı bir oğlu ve Ümâme adlı bir kızı dünyaya geldi. Ali küçükken vefat etti. Ümâme, Hz. Fâtıma’ın vefatından sonra Hz. Ali ile evlendi ve Muhammed adını verdikleri bir çocukları dünyaya geldi. Bir süre sonra Hz. Ali uğradığı suikast sebebiyle vefat edince, Ümâme Medine’ye gitti. Muaviye Mervan b. Hakem’e mektup yazarak Ümâme’yi kendisine istemesini talep etti. Mervan verilen emri yerine getirdi.  Ümâme kendisini evlendirme yetkisini Muğire b. Nevfel b. Haris b. Abdülmuttalib’e verdi. Bu zat, Hz. Peygamber’in amcası Haris’in torunu… Muğire yetkiyi aldıktan sonra Ümâme’yi kendi nikâhı altına aldı. Mervan durumu Muaviye’ye bildirdi. Ancak Muaviye Ümâme’nin kendi durumuyla ilgili yetki kullanma hakkına sahip olduğunu söyleyerek herhangi bir müdahalede bulunmamasını bildirdi. Bir süre sonra Muaviye’nin Muğire’yi Safra denilen yere sürdüğü, Ümâme’nin orada kocasının yanındayken vefat ettiği belirtilir. Ümâme’nin Muğire’den Yahya adlı bir çocuğu dünyaya geldi.[2] Kaynaklar, Hz. Peygamber’in neslinin Ümâme’nin bu iki çocuğu üzerinden devam edip etmediği konusunda sükût etmeyi tercih etmiş.

Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın çocuklarından biri Ümmü Külsûm… Hz. Ömer ile evlenmişti. Hz. Ömer’in vefatından sonra amcasının çocuklarıyla da evlilikler yapmıştı. Belâzürî, Hz. Ömer’in yeğenlerinden biri olan Abdurrahman b. Zeyd b. Hattâb’ı Hz. Peygamber’in bacanaklarından biri olarak zikrediyor. Peki, nereden bacanak oluyorlar? Abdurrahman amcası Hz. Ömer ile Ümmü Külsûm’un kızları olan Fatıma’yla evlenmiş. Ümmü Külsûm, kızına annesinin adını vermiş. Fatıma, amcasının oğluyla evlenmiş ve bu evlilikten Abdullah isimli bir erkek çocuğu ile bir kız dünyaya getirmiş.[3] Hz. Peygamber’in soyunun devamında bunlar da dikkate alınmamış.

İlginçtir Belâzürî, Hz. Peygamber’in bacanaklarından bahsederken bir kişiden daha bahsediyor: İbrâhîm b. Nuʻaym en-Nahhâm b. Abdullah b. Esîd b. Abd b. Avf b. Ubeyd b. Avîc b. Adî b. Kaʻb… Şeceresini uzunca verdiği bu zat, Rukayye bt. Ömer ile evlenmiş gösteriliyor. Rukayye’nin annesi de Ümmü Külsûm’dur.[4] Ancak kaynaklar, onun için de suskundur.

Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın Hasan ve Hüseyin’den başka çocukları da dünyaya geldi. Bunlardan biri de Zeyneb’tir. Zeyneb, Hz. Ali’nin yeğeni Abdullah b. Cafer ile evlenmişti. Onların Ali, Avn, Cafer, Abbâs ve Ümmü Külsûm adlı çocukları dünyaya geldi.[5] Hz. Peygamber’in neslinin bunlardan da devam ettirilmemesi ilginç değil mi sizce?

Hz. Ali’nin Zeyneb’ten olan torunlarından Ümmü Külsûm, Kasım b. Muhammed b. Cafer b. Ebî Tâlib ile evlendi. Sonra onunla Haccâc, Haccâc’tan sonra da onunla Ebân b. Osman evlendi.[6]

Hz. Ali’nin kızları, erkek evlatlarının da kızları vardı. Ancak Resûlullah’ın soyu onlar üzerinden de devam ettirilmemektedir. Bunlardan biri Nefîse bt. Zeyd b. Hüseyn b. Ali b. Ebî Tâlib olup Velîd b. Abdülmelik’in eşiydi.[7] Velîd b. Abdülmelik’in evlendiği hanımlardan biri ise Zeyneb bt. Hasan b. Hasan b. Ali b. Ebî Tâlib olarak gösterilir. Bu kadının soyu Hz. Hasan üzerinden Hz. Peygamber’e ulaşmaktadır.

Buraya kadar zikrettiğimiz birkaç örnek, Hz. Peygamber’in soyunun Hz. Fatıma’dan sonra onun soyundan gelen erkekler üzerinden devam ettiğini, aslında soy bakımından Hz. Peygamber’le ilişkilendirilmenin sadece kan bağına bağlı olmadığını, bunun siyasî sebepleri ve mezhebî arka planı olduğunu göstermektedir.



[1] Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), III, 645

[2] Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), II, 1006-1007; 176-177.

[3] Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), II, 1064.

[4] Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), II, 1064-1065.

[5] Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), III, 79.

[6] Belâzürî, Ensâb (Beyrut Alman Enstitüsü neşri), III, 79-80.

[7] Belazüri, Ensâb (Süheyl Zekkar, Riyâd Ziriklî neşri) VIII, 65 (ZZ)

10 yorum:

  1. Çok değerli bir yazı, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Yanıtlar
    1. Alevilik >>>>>>>>>>>> Sünnilik+hanefilik

      Sil
    2. Sünnilikde Ehli Beyt inanci yokmu ? Seyyit kavrami yokmu ? Imam şafinin imam hanifinin seyyitlere gösterdiği hürmet peki ?

      Sil
  3. Konya bozkır fart karacaardıç seyyidleri ve konya hadim gerez şeriflerine selam olsun

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel yazmış

    YanıtlaSil
  5. Çok açıklayıcı güzel bir makale olmuş teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  6. 12 imamcilik mezhepleri görüldüğü uzere tamimiyle siyasi bir yaklaşımdır.dikkat ederseniz bu mezhepler kuranı bile baz almaz hiç bir 12 imam mezheplerinde kuran hafzesilmez kuran sadece belli kisilerin zumresindedir.ozellikle sia da sadece mollardan din öğrenilir.hz hasan hz muaviyenin halifeligini kabul etmistir sonra hz hasana yapmadiklarini birakmadiklar muaviyenin ölünce oglu yezid halife olunca bu sefer hz huseyine sen halife olmalisin dediler.ve sonra hz huseyini katlettiler ve yillarca bize yezid yaptirdi Sia yutturdu halbuki kendileri hz huseyini sehit ettiler ateşleri bol olsun.ozun sözü ehli sunnet itikatindan ayrilmayin

    YanıtlaSil
  7. Soy Erkekten Devam eder diye Anlatılır!

    YanıtlaSil
  8. Tabiki de erkekten gider.

    YanıtlaSil

Yazarlar