25 Ekim 2020 Pazar

Hikâyeler Her Zaman Daha Çok İlgi Çeker

 

Ebû Ömer b. Dâvud

Geçenlerde Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Kocakuyu Köyü’ne gitmiştik. Burasının eski adı Berté… Mardin’deki köylerin neredeyse tamamının adı değiştirilmiş geçmişte… Mardin Büyükşehir olduğu için köyler de mahalle oldu haliyle… Köy için seçilen isimden de anlaşılacağı zere burada bir kuyu var.

Kocakuyu Köyündeki kuyunun son hali (Kaynak: https://www.facebook.com/kocakuyubiyerte/)

Eskiden büyük bir köymüş burası… Hatta bir ara Ma‘serté (Ömerli) yerine burasının ilçe yapılması da düşünülmüş. Şimdilerde de ilçeye yakın, meskûn bir köy… Yetmiş seksen hane olmalı… Yazın daha da artıyor nüfusu… Köyün ortasındaki kuyu yıllarca hem köylülere hem de çevredeki köylere hizmet etmiş. Ömerli’de su sıkıntısı olduğu dönemlerde buradan su taşıyanlar olurmuş.

Kuyu şu anda kullanılmıyor. Bir süredir içinde suyu bulunmadığı, ancak bu yıl dipte biraz su toplandığı ifade edildi. Yaklaşık kırk yıl önce köyde büyük bir sel meydana gelmiş ve kuyu, sel sularının sürüklediği toprakla dolmuş. Sonraki yıllarda Köye şebeke suyu verildiği için kuyuya duydukları ihtiyaç azalmış. Buna rağmen köylüler, kuyuya dolan suyu çıkarmak için bir iki çalışma yapmışlar. Bu çalışmaya katılan bir yeğenimiz anlattı. Söylediğine göre çok eski zamanlarda kuyuyu kazanlar aşağıda dibe doğru indiklerinde bir kazmayı dibe vurunca çok güçlü bir su fışkırmış, suyun fazlalığı sebebiyle hemen kuyudan çıkarılmışlar. O da dibini çok merak ediyormuş. Ancak dibe indiğinde dipte herhangi delik ya da kazma izi görmediğini, suyun dipten yaklaşık bir- bir buçuk metre yüksekten kayanın içindeki damarlardan sızıntı şeklinde geldiğini gördüğünü ifade etti. Demek ki, kuyu açıldıktan bir süre sonra onun için de bir hikâye anlatılmış. Hikâyeyi anlatan yeğenim, kuyudaki çalışmalarını anlattıktan sonra bir yargıda da bulundu: “Kuyunun dibini gördükten sonra gözlerimle şahit olmadığım hikâyelere inanmamaya karar verdim.”

Hikâyesiz olmak unutulmaya sebep olur. Bundan dolayı birçok hikâyemiz var. Ancak sanırım büyük bir kısmı kuyunun hikâyesine benziyor. İnanıp inanmamak size bağlı tabii… Ama hikâyelerin tabiatında ikna gücünden çok insanın yaratılışında hikâyelere inanma zaafı var galiba…

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar