8 Ekim 2020 Perşembe

Macron, “Fransa’nın yüzkarası”

 


Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma

Senelerce önceydi… Memleketimde okula gittiğimde, ülkelerin tarihini ve özellikle de zalimlere, tiranlara, imparatorlara karşı yapılan devrimlerin tarihini okumayı çok severdim… Bunun içindir ki Fransız Devrimi üzerine de çok okudum. Bilhassa Fransız düşünür ve filozoflarının, Victor Hugo’nun, “Sefiller”inde anlattığı gibi, Luxemburg Bahçesi’nin kumları üzerinde Fransız Kralı’nı, Tiranı’nı devirme planlarını nasıl çizdiklerini merak ve heyecanla okumayı çok severdim.


Fransız edebiyat ve tarihini de sevdiğimden, bu konuda azımsanamayacak sayıda kitap okudum. Böylece Fransız edebiyatı, Fransız kralları, devrimleri ve Devlet Başkanları konusunda yeteri derecede bilgi sahibi oldum… Hugo’nun deyimiyle “Büyük” ve “Küçük” Napolyonlar; günümüzde General De Gaulle, Pompidou, Jean Chirac vs.ler…

Fakat gel gör ki, Fransa’ya öylesine bir felaket geldi ki, Fransa’yı yönetmek üzere bir cahil, Champs Elysées[1]’nin merdivenlerinden çıkmaya başladı. Ne dünyayı tanıyor, ne de dünyada olup biteni! Tıpkı kendi ülkesinden ve tarihinden hiçbir şey bilmediği gibi!

Bu nasıl oldu; gerçekten bilmiyorum! Nasıl olur da Zavallı Fransa cahil ve fitneci biri tarafından yönetilir! Aslında “cahil” demek istiyorum amma “cahil” kelimesi bile onu tarife ve tavsife yetmez! Yönetmekteki kalitesi ve “başkanlık” dehası!.. Fransa kendi tarihinde asla böyle “saf”, böylesine tedbirsiz ve cahil, birbirlerini öldürmekte olan insanları seyretmeye susamış bir başkan görmedi! Ve kendisini mesut eden bu sadizmiyle, dünyanın birçok yerinde öldürülmüş binlerce insanı gördüğünde, sevinip duruyor! Katillerin; çocukları, kadınları, yaşlıları, yaralıları, sakatları soykırıma tabi tutuklarını TV kanallarında gördüğünde, kendi kendine alkış tutmaya, dans etmeye ve sevinçten nara atmaya başlıyor âdeta. Paris kaldırımlarında “sarı yelekli” bir işçinin öldüğünü, ya da yaralandığını gördüğünde sevinçten ne kadar mesut olduğunu görmüyor musunuz?

Bütün bunlar normaldir denebilir; çünkü söz konusu olan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un şahsiyetidir!

Fakat son saçmalıklarıyla çizmeyi iyice aştı!

Herif kendisini, İslâm’ı tenkid edecek seviyede bir “Müslüman âlim”, veya bir oryantalist/Islamologue gibi görüyor! Her ne kadar “Şeytan’ın gerçek bir müridi” olduğunun farkında bile değilse!

Mösyö Macron!

İslâm’da “kriz” olduğundan, bunu düzeltmekten dem vuruyorsun!

Yanılıyorsun Mösyö! İslâm’ın hiçbir krizi yoktur. Kur’an, hiçbir harfi dahi değişmeden/değiştirilmeden ortada duruyor! Şayet birazcık cesaretin varsa, oryantalistlerinizin birinden sorun; tabi, “adı Müslüman olup, senin emrinde çalışan Müslüman(!)lar”dan değil”!

Felaket şurada ki, “samimi Fransızlar”ı kandırmak için kendi krizlerinizi birbirine karıştırıyorsun!

Sizi rahatsız eden şey, İslâm değil; beyninizin içindeki sizin öz krizlerinizdir!

Size yapacağım samimi bir nasihatle bitirmek istiyorum:

Önce bir beyin doktoruna giderek muayene olunuz. Ondan sonra da evinize (tabi hiçbir şekilde layık olmadığınız Elysées'ye değil) gidip, kendinizi biraz yetiştirmek/bilgilendirmek ve cehaletinizi biraz olsun azaltmak için dinlerle ilgili birkaç kitap okumaya başlayınız! Çünkü bir şey bilmeden dinlerden söz edince, gülünç ve aptal konumuna düşüyorsunuz!

İsterseniz İncil’le başlayınız. Ardından da, Kur’an’ın Kazimirski tarafından yapılmış olan tercümenin ilk baskısından (çünkü sonraki baskılarında sizin gibi kötü niyetli olanlar tarafından değişiklikler yapıldı) Fransızca tercümesini okuyunuz.

Her ne kadar okumaktan pek hazzetmiyorsanız da, lütfen Prof. Dr. Muhammad Hamidullah’ın Kur’an Tercümesi’ni de okuyun! Okumaktan korkmayınız! Biliniz ki okumak Cennettir!

Kim bilir? Belki doğru yolu bulursunuz!

Allah’a inananlara selam olsun!

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma

(Sorbon’un eski öğrencilerinden)



[1] Champs Elysées, Fransa’nın Devlet Merkezi. Bizdeki eski “Çankaya”, şimdiki “Beştepe”. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar