Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma
Senelerce önceydi… Memleketimde okula gittiğimde, ülkelerin tarihini ve özellikle de zalimlere, tiranlara, imparatorlara karşı yapılan devrimlerin tarihini okumayı çok severdim… Bunun içindir ki Fransız Devrimi üzerine de çok okudum. Bilhassa Fransız düşünür ve filozoflarının, Victor Hugo’nun, “Sefiller”inde anlattığı gibi, Luxemburg Bahçesi’nin kumları üzerinde Fransız Kralı’nı, Tiranı’nı devirme planlarını nasıl çizdiklerini merak ve heyecanla okumayı çok severdim.
Fransız edebiyat ve tarihini de sevdiğimden, bu konuda azımsanamayacak
sayıda kitap okudum. Böylece Fransız edebiyatı, Fransız kralları, devrimleri ve
Devlet Başkanları konusunda yeteri derecede bilgi sahibi oldum… Hugo’nun
deyimiyle “Büyük” ve “Küçük” Napolyonlar; günümüzde General De
Gaulle, Pompidou, Jean Chirac vs.ler…
Fakat gel gör ki, Fransa’ya öylesine bir felaket geldi ki,
Fransa’yı yönetmek üzere bir cahil, Champs Elysées[1]’nin
merdivenlerinden çıkmaya başladı. Ne dünyayı tanıyor, ne de dünyada olup biteni!
Tıpkı kendi ülkesinden ve tarihinden hiçbir şey bilmediği gibi!
Bu nasıl oldu; gerçekten bilmiyorum! Nasıl olur da Zavallı Fransa cahil
ve fitneci biri tarafından yönetilir! Aslında “cahil” demek
istiyorum amma “cahil” kelimesi bile onu tarife ve tavsife yetmez!
Yönetmekteki kalitesi ve “başkanlık” dehası!.. Fransa kendi tarihinde
asla böyle “saf”, böylesine tedbirsiz ve cahil, birbirlerini öldürmekte
olan insanları seyretmeye susamış bir başkan görmedi! Ve kendisini mesut eden
bu sadizmiyle, dünyanın birçok yerinde öldürülmüş binlerce insanı gördüğünde, sevinip
duruyor! Katillerin; çocukları, kadınları, yaşlıları, yaralıları, sakatları
soykırıma tabi tutuklarını TV kanallarında gördüğünde, kendi kendine alkış
tutmaya, dans etmeye ve sevinçten nara atmaya başlıyor âdeta. Paris
kaldırımlarında “sarı yelekli” bir işçinin öldüğünü, ya da yaralandığını
gördüğünde sevinçten ne kadar mesut olduğunu görmüyor musunuz?
Bütün bunlar normaldir denebilir; çünkü söz konusu olan, Fransa
Cumhurbaşkanı Macron’un şahsiyetidir!
Fakat son saçmalıklarıyla çizmeyi iyice aştı!
Herif kendisini, İslâm’ı tenkid edecek seviyede bir “Müslüman
âlim”, veya bir oryantalist/Islamologue gibi görüyor! Her ne kadar “Şeytan’ın
gerçek bir müridi” olduğunun farkında bile değilse!
Mösyö Macron!
İslâm’da “kriz” olduğundan, bunu düzeltmekten dem
vuruyorsun!
Yanılıyorsun Mösyö! İslâm’ın hiçbir krizi yoktur. Kur’an, hiçbir
harfi dahi değişmeden/değiştirilmeden ortada duruyor! Şayet birazcık cesaretin
varsa, oryantalistlerinizin birinden sorun; tabi, “adı Müslüman olup, senin
emrinde çalışan Müslüman(!)lar”dan değil”!
Felaket şurada ki, “samimi Fransızlar”ı kandırmak için kendi
krizlerinizi birbirine karıştırıyorsun!
Sizi rahatsız eden şey, İslâm değil; beyninizin içindeki sizin öz
krizlerinizdir!
Size yapacağım samimi bir nasihatle bitirmek istiyorum:
Önce bir beyin doktoruna giderek muayene olunuz. Ondan sonra da
evinize (tabi hiçbir şekilde layık olmadığınız Elysées'ye değil) gidip,
kendinizi biraz yetiştirmek/bilgilendirmek ve cehaletinizi biraz olsun azaltmak
için dinlerle ilgili birkaç kitap okumaya başlayınız! Çünkü bir şey bilmeden
dinlerden söz edince, gülünç ve aptal konumuna düşüyorsunuz!
İsterseniz İncil’le başlayınız. Ardından da, Kur’an’ın Kazimirski
tarafından yapılmış olan tercümenin ilk baskısından (çünkü sonraki baskılarında
sizin gibi kötü niyetli olanlar tarafından değişiklikler yapıldı) Fransızca
tercümesini okuyunuz.
Her ne kadar okumaktan pek hazzetmiyorsanız da, lütfen Prof. Dr. Muhammad
Hamidullah’ın Kur’an Tercümesi’ni de okuyun! Okumaktan korkmayınız! Biliniz ki
okumak Cennettir!
Kim bilir? Belki doğru yolu bulursunuz!
Allah’a inananlara selam olsun!
Prof. Dr. İhsan
Süreyya Sırma
(Sorbon’un eski öğrencilerinden)
[1] Champs Elysées, Fransa’nın Devlet Merkezi. Bizdeki eski “Çankaya”, şimdiki “Beştepe”.
0 yorum:
Yorum Gönder