30 Mayıs 2021 Pazar

Gençler İçin Yol Haritası…

 



Gençler İçin Yol Haritası…

Şaban ÖZ

Her zaman söylediğim anlattığım bir anekdot var. Bazıları bunu tevazu falan zannediyor ama hakikatin ta kendisi: Üniversiteye intisap ettiğim zaman bir doçentlik tezi hazırlamam gerektiğini bilmiyordum. Siyer Sözlüğü ile uğraşırken, doçentlik kitabı yazmam gerektiği söylenince iyi yazalım o zaman demiştim. Sahabe Sonrası İktidar Mücadelesi… Siyer Sözlüğü kalıverdi işte… Hâlâ da içimde büyük bir ukde. Hani şöyle bir üç dört yılım olsa…

Mevcut akademik camianın büyük bir kesimi “el yordamıyla” bugünlere gelmiştir. “Deneme-Yanılma” Türk akademisindeki en çok başvurulan yöntem konumunda…

26 Mayıs 2021 Çarşamba

Gazzalî / Büyük Hesaplaşma - I

 


Gazzalî

 Büyük Hesaplaşma

I

Cağfer Karadaş 

Dünya bir imtihan. İnsan, bunu yaşadıkça daha bir öğreniyor. Her an yeni bir tecrübe yeni sürprizler… Bu kaçma kovalamaca içinde başka bir şey de beklenmez. Aslında insan bunu biliyor ama her seferinde beklemiyor tepkisi veriyor. Değil mi ki, tarih, öngörülenlerin arkasında veya arasında öngörülemeyen ansızın gelişen olaylar yumağı? Belki de hayatı anlamlı, tarihi renkli kılan da bu öngörülemeyen ani gelişmeler olsa gerek. Bu anlar tarihin kırılması. Zihinlere ok gibi saplıyor ve ardından büyük veya keskin kararlar geliyor…

Erzurum’a Özlem / Éle Özlemişem ki…

 




Erzurum’a Özlem / Éle özlemişem ki…

İhsan Süreyya Sırma

 

 

Tabakhane Çeşmesi’nden bir yudum su içmeyi

Éle özlemişem ki…

 

Taşmağazalar’da eşe-dosta uğramayı

Éle özlemişem ki…

 

Rahmetli Bahattin[1] Ağabey’in, “Hocam ne disen?” demesini

Éle özlemişem ki…

 

Ayakkabıcı Zakir’de, Tortum’ca konuşmayı

Éle özlemişem ki…

 

Aynı sokakta, Alioğlu’nda kitap karıştırmayı

Éle özlemişem ki…

 

Kongre caddesinde, Hafız Ağabey[2]’e gitmeyi

Éle özlemişem ki…

21 Mayıs 2021 Cuma

United Satanic of America (USA)


 

United Satanic of America (USA)

İhsan Süreyya Sırma

Senelerdir Müslümanlara anlatmaya çalışıyor ve diyoruz ki: Milyonlarca Kızılderili’yi soykırıma uğratarak katleden “Satanic America” dan hiç kimseye bir hayır gelmez! Bu canilerin bildiği bir tek şey vardır: Eşkiyalık/kovboyluk, soygunculuk ve çıkarları için her türlü gayrimeşruyu mubah/meşru gören çarpık din anlayışlarıyla insan öldürmek! Dünyanın her köşesinde öldürdükleri binlerce mevta, bunun şahitleridirler! Ve ne hazindir ki, bizdeki “Amerikancımel’ûn şebekelerin Türkiye’ye getirmiş oldukları Western/Kovboy filmleriyle senelerce bizleri uyuttular! Siirt gibi ücra bir yerdeki ortaokul yıllarımda, Pazar günleri gittiğimiz sinemada, az mı “cowboy” alkışladık Arapça “Ce’l weled! Ce’l weled!”(çocuk/kahraman geldi! Kahraman geldi!) diye bağırarak?..

20 Mayıs 2021 Perşembe

Kurz! du bist kein Herr!

 



          Kurz! du bist kein Herr!

Ein israelischer Diener, der nicht würdig ist ein Herr genannt zu werden. Vor Jahren, bevor du mit deiner Unpersönlichkeit, Rassismus, Faschismus und zuletzt Sklave des Zionismus verschmutzt hast, lebte ich in Österreich. Die Stadt Wien nannte man damals “the most vivaible city in the World”. An diesen Tagen war ein ehrenvoller und würdiger Präsident  Österreichs Namens Dr. Heinz Fischer.  Herr Fischer war ein ehrenvoller Staatsmann nicht wie du ein ‘israilischer Fino’. Er war den Habsburgern die mit den Osmanen im Augenhöhe waren würdig. Einmal besuchte er die Akademie in der ich unterrichtete und  sagte: ’’Obwohl ich  ein Atheist bin respektiere ich alle Religionen.Ich bin verpflichtet alle  Menschen die in Österreich leben gleich zu behandeln egal welche Religion, politische Meinung sie haben, welche Fussball Manschaft sie auch halten, welches Geschlecht sie auch haben ändert nichts an diesem Prinzip, weil ich der Bundespräsident von Österreich bin. Österreich ist ein sicheres Land.Ich denke dass die Religionen  die Menscheit auch so sehen sollten. Fühlen sie sich wohl in Österreich!Solange ich der Bundespräsident bin werde ich so handeln. Auch wenn ich nicht der Bundespräsident wäre, sollten wir nicht so sein?’’

17 Mayıs 2021 Pazartesi

Ebedî Aydınlığa Giden Çocuk

 


EBEDÎ AYDINLIĞA GİDEN ÇOCUK

Cağfer Karadaş

أعوذ برب الفلق

ق۪يلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَۜ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْم۪ي يَعْلَمُونَۙ. بِمَا غَفَرَ ل۪ي رَبّ۪ي وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُكْرَم۪ينَ

Sabahın Aydınlığının Rabbine sığınırım!

“Ona, “Cennete gir” denildi. “Rabbimin beni bağışladığını ve ikrama nail olanlardan kıldığını keşke kavmim bilseydi!” dedi.”

(Yâsîn 26-27)

*

Çocuktum, henüz küçücüktüm; Gazze sokaklarında koşar oynardım, kimsenin tavuğuna kış demişliğim, horozuna taş atmışlığım yoktu.

Bir gece oldu ne olduysa. Karanlıktı her taraf, tepeme bir ateş düştü. Işıdı bir an her yer, sonra karanlığa gömüldü, binalar çöktü, herkesler öldü. Enkazın altında yumdum gözlerimi, kırarak dizlerimi, söyledim en son sözlerimi…

Açtığımda gözlerimi, aydınlıktı her yanım. Önce ateşin aydınlığı sandım. Gözlerimi kapattım, tekrar açtım. Gene aydınlıktı, hem de pırıl pırıl, sular akıyordu şırıl şırıl. Bir bahçenin tam ortasında, bir havuzun en serin kenarında, buldum kendimi Rahman’ın ebedî aydınlık ortamında.

Sizler küçük ışıkların insanları. Vahşetinizle kıskandırdınız vahşi hayvanları. Onlar sizin yanınızda o kadar masum ki; işleyemezler asla böyle bir cinayeti. Bu vahşetinizle celladınız olan Hitleri, yakalarısınız en kısa zamanda belki. Hatta onu da geçersiniz sanki. Ama akıbetiniz Nazilerin akıbeti illaki.

Benim ışığımı söndürdüğünüzü, sandınız küçük ateşinizle. Gözünüzde büyüttüğünüz bombalarınızla, mermilerinizle. Bizi üzeceğinizi sandınız dam başında oynak halinizle. Hadi dünyayı kandırdınız diyelim ikiyüzlülüğünüzle. Yarın hesap günü ne diyeceksiniz? Kanlı elleriniz, herkesi sokan dilleriniz, kin nefret dolu kalpleriniz… Cehennemin dibine gireceksiniz.

 Bir de susanlar, köşe bucak pusanlar, zorda kaçanlar, fırsat kollayanlar, ucuz kahramanlar… Hele o Nazi artıkları, çekmişler gönderlerine zalim bayrakları; unutturacaklarını zannediyorlar gaz odalarını, Holokost zindanlarını, dünya harbi katliamlarını…

Ama o çırpınanlar, sesleriyle, sözleriyle destek çıkanlar, gönülden duaya duranlar, uykusunu bölüp teheccüde kalkanlar, kunut dualarıyla Rahman’a el açanlar… Bunlar işte bir gün benim aydınlığıma katılacaklar.

Değil bu aydınlık, öyle bir yanan bir sönen, sabah doğup akşam batan, gece görünüp gündüz kaybolan… Bunu anlayamaz gözünü kapatmış, kulağını tıkamış olan; kalbi katılaşmış, vicdanı kararmış, içi zift kaplamış...

Şehit düşenin aydınlığıdır bu. Yüce Rabbimin muştusu, şehidin çoşkusu: “Keşke bilseydi kavmim diyordu, nasıl bağışlanıp ikrama kavuştuğumu”

Sizin olsun geçici ışıklarınız ey kâfirler! Anlık aydınlığa sevinen ebedî müflisler, bir durup bir yürüyenler, korkudan dizleri titreyenler, sefih akıllarının ardından gidenler, buz kesmiş vicdanlarını gizleyenler, kalplerini günah karası bürüyenler, mazluma diklenip zalimin önünde sürünenler, Aksa’nın duvarının dibinde görünenler, kanlı ellerini mabede sürenler, rahatları bozulmasın diye iki yüzlerini aynı anda sergileyenler!    

 Benim aydınlığım bana yeter! Rabbimin ikramıdır bu. Ne kaybolur ne söner, ne azalır ne biter, her yana erer, herkese yeter… Yeter ki kul istesin, iman etsin, hidayete ersin.

Buradayım kardeşlerim. Sizin de geleceğiniz yerde. Bekliyorum sizi, eninde sonunda gelmenizi, benim gibi gülmenizi, görmek istiyorum yüzünüzdeki sevincinizi.

Sakın ha üzülmeyin, hatta sevinin! İmanınız kalbinizde, ikrarınız dilinizde, azminiz olduğu sürece, sağlam iradenizle, kale gibi bedeninizle; siz adeta Bedir’in cengâverleri, Talût’un yılmaz erleri. Allah’a dayanın, kopmaz ipine sarılın, sağlam kulpuna tutunun, ya şehit ya gazi, nasip olsun yeter ki, imanla vermek son nefesi.

Gelin, rahmete gelin, cennete girin, rızaya erin!

Eninde sonunda olacak olan budur, sakın ha üzülmeyin!

*

Bakın hele! Ne güzel demiş diyen, müminin iki haline de sevinen:

“Sevinin Mehmedim başlar yüksekte

Ölsek de sevinin eve dönsek de

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte

Yarın elbet bizim elbet bizimdir

Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir.” (Necip Fazıl)

3 Şevval 1442 / 15 Mayıs 2021


14 Mayıs 2021 Cuma

Bir Taşla İki Kuş

 

Ebû Ömer b. Dâvud

Bir konuyu anlatmak ve yazı yazmak için bir plan yaparım. Bu planı gerçekleştirebildiğim tartışılabilir, ancak elbette bir tezim ve hedefim olur. Özellikle bir çerçeve belirlemek gerekiyor. Çünkü kafanızda cevaplarını bulmayı arzu ettiğiniz istifhamlar var. Kuşkusuz yazılı bir metinde bunu gerçekleştirme ihtimali daha yüksek. Zira bir yazıyı defalarca okumak ve tashih etmek mümkün. Oysa konuşmada buna pek imkân yok. Zaman zaman kendimi ifade etmek için yazı yazdığım için daha çok yazı üzerinde duracağım.

2 Mayıs 2021 Pazar

MODERN ZAMAN NÖBETİ

 


MODERN ZAMAN NÖBETİ

Cağfer KARADAŞ

Bu dünyaya her gelen, kendi nöbetini devralır. Bize de modern zamanların nöbeti düşmüş. Modern zamanlar, insanlığın adeta bir alt üst oluş halini yaşadığı ya da yaşamaya çalıştığı bir dönemin adı. Geleneksel bakış açılarının değişmesi bir yana bugün olanın yarına nasıl intikal edeceği, nasıl bir algı operasyonuna uğrayacağı ve kimin hangi yüzüyle karşımıza çıkacağı konusunda bütün öngörülerimizi ve beklentilerimizi yitirmiş durumdayız.

Yazarlar