28 Eylül 2017 Perşembe

Hz. Âişe'nin Hayatı ve Şahsiyeti

Yrd. Doç. Dr. Ömer SABUNCU*

Hz. Âişe’nin Kabilesi ve Nesebi

Hz. Âişe, Teym kabilesine mensuptur. Teym kabilesi, Araplar’ın dört ana kolundan biri olan Mudar’ın en önemli kabilesi olarak kabul edilen Kureyş’in bir koludur. Bu kabile İslâm öncesi ve sonrası dönemde siyâsî ve sosyal olarak aktif durumdaydı. Keza Teym b. Mürre’nin, İslâm’dan önce Mekkeli Arapların yaptığı anlaşmalara (hilf) katılması ve Mekke’de haksızlığa uğrayanlara yardım amacıyla oluşturulan, Hz. Muhammed’in de (sas) katıldığı Hilfü’l-fudûl’un, cömertliğiyle meşhur Teymli Abdullah b. Cüd‘ân’ın ev sahipliğinde kurulması bunun en güzel örneklerini teşkil etmektedir. İslâmiyet’ten önce cömertliği ile meşhur Abdullah b. Cüdʻân ile bilinen kabile, İslâmiyet’le birlikte Talha b. Ubeydullah ve Hz. Ebû Bekir gibi önemli şahsiyetlerle şöhretini devam ettirmiştir.
Çalışmamızın asıl konusu olan ve bu kabileye mensubiyeti herkesçe malum olan Ümmü’l Mü’minin Hz. Âişe’nin nesebi Âişe bt. Ebû Bekir es-Sıddîk Abdullah Atîk b. Ebû Kuhâfe Osman[1] b. Âmir b. ‘Amr b. Kaʻb b. Saʻd b. Teym b. Mürre b. Kaʻb b. Lüeyy[2] b. Fihr b. Mâlik b. Kinâne el-Kureşî et-Teymî’dir.[3]

SEMPOZYUM BİLDİRİ ÇAĞRISI (Osmanlı Dönemi Kıbrıs’taki Eğitim-Öğretim Kurumları)


Osmanlı Dönemi Kıbrıs’taki Eğitim-Öğretim Kurumları

Sempozyum ile ilgili Önemli Tarihler
 

Sempozyum Tarihi: 26-27 Nisan 2018
Son Başlık ve Özet Gönderme:  5 Kasım 2017
Özetlerin Kabulü: 15 Kasım 2017
Bildirilerin Son Teslim Tarihi:  1 Mart 2018
Özet ve Bildirilerin Gönderileceği Adres: osmanlikibris@hotmail.comosmanlikibris@gmail.com

26 Eylül 2017 Salı

Vahdetten Yoksun İslam Dünyası ve Müslümanlar

Dr. Celal Emanet
Artık ey millet-i merhume, sabah oldu uyan!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık, ne Türklük kalacak, aç gözünü!
Dinle peygamber-i Zişan’ın ilahi sözünü
Türk Arabsız yaşayamaz. Kim ki “yaşar” der, delidir!
Arab’ın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir
Değil mi ki cephemizin sinesinde iman bir
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir
Değil mi ki koşan Çerkez’in, Laz’ın, Türk’ün
Arab’la, Kürt ile bakidir ittihadı bugün

22 Eylül 2017 Cuma

Siyere Giydirilen Harici Portresi-II

Prof. Dr. Mehmet Azimli

Karşı Rivayet
İncelemekte olduğumuz rivayet, gerek Kur’an’ın korunması adına gerekse de Abdullah b. Sad b. Ebi Serh’i kötülemek adına, bir rivayetten esinlenerek uydurulmuş olabilir. Muhtemelen o dönemde bu gerekçelerle de kullanılmış olmalıdır. Ancak mesele bununla da kalmamıştır. Toprağın bir mürtedi kabullenmemesi olayı sonraki yıllarda maalesef Haricilere -özellikle Ezarika fırkasına- karşı siyasi olarak kullanılan bir delil haline getirilmiştir.[1]

20 Eylül 2017 Çarşamba

Siyere Giydirilen Harici Portresi-I

Prof. Dr. Mehmet Azimli 

İslam’ın ilk yıllarında Hz. Peygamber’e ve onun getirdiği din olan İslam’a en fazla kim düşmanlık yapmıştır? şeklindeki bir soruya verilecek cevap herhalde Ebu Cehil olacaktır. Tabii ki bunun yanında Ukbe b. Ebi Muayd, Nadr b. Haris, Utbe b. Rebia gibi isimler de sayılabilir. Ayrıca düşmanlıkları Kur’an’da açıklanan Velid b. Muğire ve Ebu Leheb’i de unutmamak gerekir.

19 Eylül 2017 Salı

Modern Dünya ve Mutluluk Krizi

Dr. Celal Emanet
Allah’ın yarattığı ve dünyadaki yaptıklarıyla sorumlu tuttuğu insanoğlu, Kur'ân'a göre cüzî (sınırlı) bir iradeye sahiptir. İnsan bu sınırlı irade çerçevesinde kendi hareketlerinin hâkimidir. Bundan dolayı kişi hareketlerinden ve sahip olduğu yetenekleri iyi veya kötü yönde kullanmasından sorumludur. İnsan kendi arzu ve isteklerine göre yapmış olduğu amellere göre içinde bulunduğu hayat yolculuğunda ya yücelir ya da alçalır. İnsanoğlunun hiçbir hareketi zorunluluk altında değildir. Yani hiçbir insan Cennetlik veya Cehennemlik olmak üzere yaratılmamıştır. Bilakis her insanın amelleri, akıbeti hakkında etkileyicidir. İşte İslâm'ın, Allah'ın mutlak hâkimiyeti ve insan iradesinin özgürlüğü hakkındaki temel öğretileri bu merkezdedir.

Bozdağ Eteklerine Tırmanırken

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma
Seneler önce yine buralara gelmiş, Ödemiş'te "Kara Efe" ile sohbet etmişti. Yanında rahmetli Bahattin ağabeyle[1] rahmetli Hafız ağabey[2]de vardı. Zaman zaman yaptıkları rutin gezmelerinden biriydi bu "Ege Seyahati". Biraz tebliğ, biraz seyahat, biraz da araştırma oluyordu bu seyahatlerde. Sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da böyle seyahatler yapmışlardı beraber. Yurt dışı seyahatleri de şöyle oluyordu:
Tarihçi, yurt dışında bir konferansa, ya da bir sempozyuma davet edildiğinde, tabii ki onu davet edenler, onun hem yolculuk, hem de ikamet masraflarını karışılıyorlardı. Bahattin Ağabeyle Hafız ağabey de kendi masraflarını kendileri karşılamak suretiyle, tarihçinin bazı yurt dışı seyahatlerinde de ona refakat edip, ülkeler geziyorlardı.

18 Eylül 2017 Pazartesi

Siyerdeki Abbas Portresi-V

Prof. Dr. Mehmet Azimli
Hükümdarlık Abbasilerin(!)
Abbas ile ilgili olarak hadis ve tarih kitaplarına yansıyan onun evladı olan Abbasilerin hükümdarlığı hakkındaki rivayetlere göz atmak istiyoruz.
Hz. Peygamber, Abbas’a hitaben “Ey Abbas! Sen kıyamete kadar benim ümmetimden meliklerin babasısın.”[1] Yine “Ey Abbas! Nübüvvet ve mülk sizindir”[2] demektedir. Bu rivayetlerde Abbasilerin halifeliklerinin kıyamete kadar baki olduğu ve bunun Hz. Peygamber tarafından söylendiği aktarılıyor. Hz. Peygamber, “Allahım Abbas’ı, çocuklarını, onları sevenleri affet, günaha düşürme, onu ve çocuklarını ateşten koru”[3] demiştir. Bu tür rivayetler, tarihçileri şu satırları yazmaya itmiştir: “Hz. Peygamber, Abbas’ın çocuklarına hilafeti müjdelemişti, Abbasiler bunu bekliyorlardı.”[4]

17 Eylül 2017 Pazar

Öfkenin Karşısında İlahî ve Nebevî Sabır

Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya
Sevgi, imanın kardeşidir. İnanmanın kesinliği, sevgi ve muhabbetin varlığıyla gerçekleşir. Başkalarının önünde gülen yüzler, yalnızlıkta kin ve nefrete dönüşüyorsa, imanın saflığından şüphe etmek gerekir. Zira Basîr (Her Şeyi Gören), kalplerde ve zihinlerde olanları bilir. Her şeyin görüleceği günde, Allah (C.C.), bâtınları zâhir haline dönüştürecektir. Kuldan istenilen, kendisine yapılan kötülükleri ve işlediği günahları tövbe ederek unutmasıdır. Hatta duaları çok çok kabul eden Tevvâb’a da, yaptıklarımızı bize de unutturması için yalvarmak gerekir.

16 Eylül 2017 Cumartesi

Siyerdeki Abbas Portresi-IV


Prof. Dr. Mehmet Azimli
Dört Halife Dönemi
Abbas mal düşkünü yapısını Hz. Ebu Bekir döneminde de gösterdi. Hz. Peygamber’in vefatını müteakip halifeden Hz. Peygamber’in mirasından pay istedi. Ancak halife vermedi.[1] Onun gerek Hz. Ebu Bekir gerekse de Hz. Ömer döneminde bu özellikleri bilinse de Hz. Peygamber’in amcası olduğu için halifeler nezdinde hürmet görüyordu.[2] Hatta zaman zaman bu hürmeti kötüye kullanıp halifeleri sıkıntıya soktuğu da oluyordu.[3]

15 Eylül 2017 Cuma

İslâm Ümmetinde Kaybolan Bir Değer “Kardeşlik”

Dr. Celal Emanet
“Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Âl-i İmrân, 3/103.)

14 Eylül 2017 Perşembe

Siyerdeki Abbas Portresi-III

Prof. Dr. Mehmet Azimli
Mekke Fethi
Abbas’ın son hicret eden sahabi olduğu belirtilir.[1] Ancak bunu kabul etmek pek mümkün gözükmemektedir. Doğrusu Abbas son ana kadar Hz. Peygamber’le birlikte olmayı kabullenmemişti ve ona karşı devam eden mücadele içinde yer almıştı.[2] Artık Mekke’nin düşeceğini anlayınca kulvar değiştirip Hz. Peygamber’in yanında saf tutmak amacıyla onu karşılamak üzere yola çıktı. Esasen buna hicret denemez. Çünkü o hicret etmemiştir. Hatta Mekkelilerin göreceği zararı en aza indirmek üzere Mekkeliler tarafından gönderilmiş olması kuvvetli ihtimaldir.

12 Eylül 2017 Salı

Kolomb Öncesi Dönemde Amerika Kıtasındaki Müslümanlar

Dr. Youssef MROUEH
Çev.; Celal Emanet[2]
Giriş
Amerika kıtasına İspanya ve Batı Afrika’dan Müslümanların, Kolomb’dan en az beş asır önce ulaştıklarına dair pek çok delilin olduğu öne sürülmektedir. Mesela kayıtlara göre 10. yüzyılın ortalarında Emevî halifesi III. Abdurrahman (929–961) döneminde Afrika kökenli denizciler İspanya’nın Delba (Palos) limanından batıya doğru “karanlık ve sis Okyanusu’na” yelken açmışlardır. Ayrıca eldeki verilere göre Müslümanların, Kolomb’a ve daha sonra da İspanyol kâşiflerin Yeni Dünya’ya açılmalarında onlara refakat ettikleri de bilinmektedir.

Siyerdeki Abbas Portresi-II


                                Prof. Dr. Mehmet Azimli
Medine Döneminde Abbas
Bedir Savaşı
Abbas’ın Bedir Savaşında müşriklerin safında bulunduğu ve Müslümanlarca esir edildiği, esirlikten kurtulmak için kendisi ve akrabaları adına fidye ödemesi karşılığı serbest bırakıldığı, hadisçiler ve siyercilerce anlatılan bir gerçektir.[1] Ancak esirler listesi veren kimi kaynaklarımızda Abbas’ın ismi yer almamaktadır.[2] Vakıdi ve İbn Hişam, Abbas’ı bu listeye dahil etmezken, İbn Hişam meseleyi şu şekilde izah için “genel toplam içinde ismi anılmayan bir kişi daha mevcuttur” diye not düşmüştür.[3] Bu ismi anılmayan esirin Abbas olduğu ortadadır. Anlaşılan Abbas’ın Bedir’de Müslümanlara karşı müşriklerle beraber olması gerçeği, Abbasiler için herhalde yüz kızartıcı bir durum olarak görüleceğinden dolayı[4] siyerciler[5] bu şekilde davranmış olmalıdır.[6] Ancak müellifler onu esirler listesine koymasa da onun nasıl esir edildiğini biraz sonra aktaracağımız şekilde anlatırlar. Çünkü bu şekilde esir edilmesi, Abbas için kötülenecek bir durum değil, tam tersine onu öven bir durumdur.

11 Eylül 2017 Pazartesi

Özgürlüğün Simgesi Para

 Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya

Değişim aracı para, özgürlük ve bağımsızlığın, yani “istiklal ve istikbal”in simgesidir. Medeniyetimizde fethedilen yerlerde hükümranlığın ifadesi olarak, ilk yapılan icraat, hükümdarın kendi adına hutbe okutması ve para bastırmasıdır. Günümüzde de, para, ülkelerin, diğer devletler karşısındaki egemenliğinin bir göstergesi ve sembolü olarak varlığını korumaktadır.
Genelde İslâm dünyası, özelde Türkiye, ekonomik ilişkilerinde kendi paralarını kullanabilme imkânından yoksunlar. Bu sadece Müslüman dünya devletleri için geçerli olmayıp, hemen hemen tüm dünya halkları için de geçerli olan bir husustur.

İlahiyat Akademisi

İlahiyat Akademisi (3)
Prof. Dr. Bünyamin Erul'un "Hz. Peygamber'in Risalet Öncesi Hayatına Farklı Bir Yaklaşım" makalesini okumak için tıklayın.

10 Eylül 2017 Pazar

Siyerdeki Abbas Portresi-I


Prof. Dr. Mehmet Azimli
    Siyer kaynaklarında Hz. Peygamber’in amcası Abbas b. Abdulmuttalib’in hayat hikayesinin anlatıldığı bölümlerindeki "mübalağalara değinmek istiyoruz. Bilindiği gibi klasik siyer yazarlarının büyük yoğunluğu Abbasi döneminde yaşamış yazarlardır. Bu durum hadis müellifleri için de geçerlidir. Aynı sebeple Abbasi halifelerinin dedesi olan Hz. Abbas hakkındaki rivayetlere dönemin siyasi gücünün etkisi muhtemeldir.

Yazarlar