23 Mart 2020 Pazartesi

Nevruz Nedir? Ne Değildir?


İbrahim Halil Er
Bugün 21 Mart, aslında sıradan bir gün bu günü özel kılan aslında 
Ne bazı Türklerin ve Devletin anlattığı gibi ERGENEKON'dan çıkış günüdür
Ne bazı Kürtlerin inandığı Demirci Kawa'nın Dehhak'a karşı başlattığı özgürlük günüdür.
Ne de Şia'nın ve Alevilerin inandığı gibi Gadiri Hum günüdür veya onların inancına göre Mehdinin geleceği gündür.

22 Mart 2020 Pazar

Yasak Karşısında İnsanların Halleri

Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ
Kur’an kıssaları bize çarpıcı tarihi tecrübeler sunmakta. Onlardan bir tanesi de bir deniz kıyısında yaşayan ve geçimlerini balıkçılıkla sağlayan bir Yahudi topluluğu hakkında. Sebebin ve olayın özel olması tecrübenin genel olmasına engel değil. Yüce Allah bu tecrübeyi Kur’an’ın tüm muhataplarına bildirdiğine göre bizim de almamız gereken bir hisse bulunsa gerek. 

16 Mart 2020 Pazartesi

Edep Yâ Hû!

Prof. Dr. Şaban Öz
İlmin tabana yayılması projesine şiddetle karşı çıkan biriyim. Daha Kur’ân’ı yüzünden okumasını dahi bilmeyenlere tarihsellik-evrensellik konuları; daha ravi nedir, metin nedir bilmeyenlere uydurma hadis-sahih hadis konuları; daha hadisle ayet arasındaki farkı bilmeyenlere fıkhî ihtilaflardan bahsetmekten şimdiye kadar kimse bir şey kazanmadı; bundan sonra da kazanmayacak! 
O yüzden inat ve ısrarla üç konu haricinde dinî tartışmalardan milleti uzak tutmanın gerektiğini savunuyorum: Tevhid, ibadet ve ahlak. Gerisi “sana ne?”! Efendim bu din ilahiyatçıların mıymış, efendim kullanmak istiyorlar, efendim ortaçağ kilise kafası! Bu cesur ve atarlı ve dinî bilgi zeminlerinin takvim yaprağı arkası olan “ergen”lere herhangi bir konuyu anlatmak, izah etmek ise…  

6 Mart 2020 Cuma

Osmanlı’nın Ermenileri – II -Kimlik Sorunu-

Doç. Dr. Cahit KÜLEKÇİ
Ermeni sorunu belirli zamanlarda, belirli gruplar tarafından gündeme getirilen ve tamamen siyasî tabanlı bir meselenin özetidir. Aksi halde ne Osmanlı’nın ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin bu bağlamda çözemediği ya da tanımlayamadığı siyasî bir sorunu bulunmamaktadır. Kaldı ki Ermeni sorunu tarihçilerin, tarihî usullere uygun bir şekilde ama mutlaka kaynaklar çerçevesinde ele alınması gereken bir bütündür.
Türkçe olarak neşredilen, Ermenilerin erken dönem tarihlerine ilişkin araştırma sayısı çok değildir. Bunun temel sebebi olarak genelde konuyla ilgili erken dönem kaynaklarında verilen bilgilerin yetersizliği gösterilir. Bu durum hem Roma, Yunan, Ermeni hem de İslam tarihi kaynakları için söz konusudur. Fazla sayıda olmasa da mezkûr kaynaklara dayanılarak yapılan kimi araştırmaların birbirleri ile çelişik, muhtelif bilgiler içeren sonuçlara varması ayrıca dikkat çekmektedir ki bu da kaynakların sunduğu yetersiz verilerden dolayıdır.

5 Mart 2020 Perşembe

Osmanlı’nın Ermenileri - I

Doç. Dr. Cahit KÜLEKÇİ
Osmanlı Devleti çok sayıda etnik kimliğin bir arada yaşadığı coğrafyada kurulmuş, gelişimini de bu coğrafyada sürdürmüştür. Yönetim sisteminde Müslim ve gayr-ı müslim şeklinde ayrıma giden devletin, çağdaşlarından farklı biçimde vatandaşlarını tebea düzleminde değerlendirmesi ve haklar bakımından farklı tasniflere tâbi tutmaması, Osmanlı’nın uzun süren ve devletleri yıkıma götüren iç karışıklara meydan verilmeden varlığını devam ettirmesini sağlayan unsurlardan olmuştur. Politik açıdan vatandaş, bir başka ifadeyle tebea olmanın yeterli görüldüğü dönemlerde Osmanlı’nın toplumsal düzeni ve bu bağlamda sağlanan sosyal ahenk, bugün bile ilgiyle tetkik edilmektedir. 

2 Mart 2020 Pazartesi

Bizim Evin Tarihinden Üç Yaprak ÖĞRETMEN NASIL OLMALI ÖĞRENCİ NASIL Matüridî - Razî - Safedî

Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ
Eğitim eskiden beri güzellikleri, yararları ve katkılarının yanında zorluğu, bıktırıcılığı ve çekilmezliği de dillendirilen bir alan. Öğreten de öğrenen de insan olunca, insanî her durum eğitime yansıyor. Öğretmekten, öğrenmekten ve okumaktan zevk alanlar kadar; uzaklaşanlar, bıkanlar, bıktıranlar… Bir yanda cazibe diğer yanda ucube. Toplayanlar ve dağıtanlar, birleştirenler ve ayıranlar, çekenler ve itenler, sevdirenler ve nefret ettirenler… Birinde ülfet, ötekinde külfet. Birinde kifayet, ötekinde zafiyet. Birinde ziyafet, ötekinde eziyet. Birinde hoşnutluk, ötekinde boşluk. Birinde bal ile yağ, ötekinde zehirli bağ… Çoğaltmak mümkün. İnsan varsa işin içinde, iyiliği de bitmez, kötülüğü de; fazileti de, rezaleti de…  Niye böyle? Eh, insanın olduğu yerde, her şey olur da ondan. Kimi zaman öğretmen, kimi zaman öğrenci. Kim bilir,  belki de zaman ve mekan? Bıktıran bir öğretmen, bezdiren bir öğrenci, yersiz bir davranış, zamansız bir çıkış…

Yazarlar