Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ
Eğitim eskiden beri güzellikleri, yararları ve katkılarının yanında zorluğu, bıktırıcılığı ve çekilmezliği de dillendirilen bir alan. Öğreten de öğrenen de insan olunca, insanî her durum eğitime yansıyor. Öğretmekten, öğrenmekten ve okumaktan zevk alanlar kadar; uzaklaşanlar, bıkanlar, bıktıranlar… Bir yanda cazibe diğer yanda ucube. Toplayanlar ve dağıtanlar, birleştirenler ve ayıranlar, çekenler ve itenler, sevdirenler ve nefret ettirenler… Birinde ülfet, ötekinde külfet. Birinde kifayet, ötekinde zafiyet. Birinde ziyafet, ötekinde eziyet. Birinde hoşnutluk, ötekinde boşluk. Birinde bal ile yağ, ötekinde zehirli bağ… Çoğaltmak mümkün. İnsan varsa işin içinde, iyiliği de bitmez, kötülüğü de; fazileti de, rezaleti de… Niye böyle? Eh, insanın olduğu yerde, her şey olur da ondan. Kimi zaman öğretmen, kimi zaman öğrenci. Kim bilir, belki de zaman ve mekan? Bıktıran bir öğretmen, bezdiren bir öğrenci, yersiz bir davranış, zamansız bir çıkış…