1 Aralık 2019 Pazar

Adil Öğretmen

Dr. Öğr. Üyesi İbrahim BARCA
“…De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?...”[1]
رزش انسان ز علم
و معرفت پیدا شود
بی‌هنر گر دعوی بی‌جا کند رسوا شود
هر که بر مردان حق پیوست، عنوانی گرفت
قطره چون واصل به دریا می‌شود دریا شود
ای‌ که بر ما می‌کنی از جامه نو افتخار
افتخار آدمی کی جامه دیبا شود
قیمت گوهر شود پیدا برِ گوهرشناس
قدر ما در پای میزان عمل پیدا شود

İnsanın değeri ilim ve marifeti ile ölçülür 
Hüneri olmayan boş iddiaları ile ancak rezil olur
Her kim ki hakperestlere uyarsa bir unvan sahibi olur
Zira damla denize ulaştığında ancak deniz olur
Ey yeni elbiseleri ile bize karşı övünüp duran kişi!
Yeni elbiseler ne zaman insanın övünç kaynağı oldu ki?
Cevherden anlayan ancak cevherin değerini bilir, 
Bizim değerimiz de amel terazisinde ancak bilinir.  
(Feridüddin Attar)
توانا بود هر که دانا بودز دانش دل پیر برنا بود
Kim bilirse güçlü olur, ilimle yaşlı gönül bile gençleşir (Firdevsi)
Herkese ve her şeye hakkını hatta bazen fazlasını vermek olan adalet yani mizan, bu özelliğinden dolayı evrenin kendisi ile var olduğu ve ayakta kalabildiği en önemli bir olgudur. Adaletin ilahi, toplumsal (hukuki ve siyasi) ve ferdi olan çeşitleri ve bu meyandaki düşünceler ve pratikler, insanlığın bugününde ve yarınında önemli bir yere sahiptir ve sahip olacaktır. Dünyanın her yerinde ve her zaman siyasi ve hukuki adaletin ilk muhatabı her seviyedeki yöneticiler olmuştur. Bu manada kendileri de yönetilenlerden olan öğretmenleri, öğrenciler bağlamında yöneticiler kategorisine katmak mümkündür. Zira onlar da eğitim-öğretim süresince kendilerine teslim edilen çocukları idare etmekle sorumludurlar. 
Genel anlamda tüm yöneticilerden beklenen yönettiklerine karşı adaletli olmalarıdır. Buna bir nevi yönetici olan öğretmenler de dâhildir. Öğretmenlerin adil olmaları, hem ferdi hem de toplumsal adalete önemli katkılar sunabilir. Bunun yansıra genel adalet için geçerli olan yenilenme ve devamlı gündemde tutulma öğretmen adaleti için de gereklidir.
 Öğretmenlerin idareciliklerinin kaynağı ilimdir. Ancak öğretmenlerin yönettikleri öğrencilere karşı adil olabilmeleri için sadece ilim yetmemektedir. İlmi ahlak ve sanatla tamamlamadan gerçek bir öğretmen adaletinden bahsedilemez. Ahlak ve sanat, öğretmen için bir nevi ilim-amel dikotomisindeki amelin lazımıdır. Diğer bir tabirle amel için ilim kadar hatta ondan daha fazla ahlaka ve sanata ihtiyaç bulunmaktadır. 
Kanımca bugün için öğretmenin ilmi, ahlaki ve sanatsal adaleti aşağıda sıralanan bazı unsurları gerektirmektedir: 
1- Kendi alanına hâkim olması ve alanındaki her yeniliği öğrenmesi, alanını etkileyecek veya etkileyen alanı dışındaki ilimlere ait malumata ve yeniliklere açık olması.
2- Değerler ve güzel hasletler konusunda rol model olması. NitekimHz. Peygamber, bir hadisinde “Ben öğretmen olarak gönderildim”  diye buyurmuştur.  
3- Öğrenci gelişim psikolojisi, öğretim teknolojileri ve materyal tasarlama, ölçme ve değerlendirme gibi öğretmenlik formasyonu kapsamındaki hususları bilmek ve uygulamaya çalışmak.
4- Öğrencilerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak, eğitim öğretim ortamlarını buna uygun hale sokmak.
5- Öğrencilere kendisini, dersini ve genel olarak ilmi sevdirmek.
6- Öğrencilerinde genel anlamda ilme karşı bir merak ve sevgi yaratmak; onlara ilmin Ferdevsi’nin de belirttiği gibi tek başına çok önemli bir güç ve hüner olduğunu belletmek.
7- Bir mimar, bir şair ve bir heykeltraş gibi eğitim ve öğretim sürecini özenle ve hassasiyetle sanatsal olarak yürütmek.
8- Öğrencilerin toplumlarına ve içinde yaşadıkları döneme uyum sağlamalarına yardımcı olmak. 
9- Öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor öğrenme aşamalarına ve bu bağlamdaki hazırbulunuşluk düzeylerine uygun eğitim-öğretim süreçleri gerçekleştirmek ve ortamları hazırlamak.
10- Geleneksel eğitim ve öğretim yöntemlerini de bilerek çağın yöntem ve metodlarını kullanmak.
11- Öğrencilere hayal kırıklığı yaşatmamak, onları harcamamak ve onların vakitlerini çalmamak. Her bireyin olduğu gibi öğretmenlerin de özel veya genel sorunları olabilir. Öğretmen, bu sorunları öğrencilere yansıtmamalı ve hiç hak etmedikleri ve masum oldukları halde onlardan intikam alma gibi kötü hislere kapılmamalı.
12- Öğretmenliğin rehberlik olduğu çağımızda bu rehberliğin kapsamını bilerek ve hakkını vererek öğretmenlik mesleğini icra etmek.
13- Öğrencileri, sadece maddi kazanç kapısı veya akademik titr almak için bir basamak olarak görmemek. 
14- Öğretmen, dün kendisinin bugünde çocuklarının bir öğrenci olduğunu unutmamalıdır.
15- Tüm öğrencilerinin her anlamda kendisini geçecek seviyeye ulaşmalarına çalışmak
16- Öğrencilerine sadece ilmi değil dini, sanatsal, felsefi ve ruhi manalarda da rehberlik yapmak.
17- Öğrencileri her türlü tehlikeden korumak ve kollamak için gerekli birikime sahip olmak, gerektiğinde özveride ve girişimlerde bulunmak.
18- Kişilik bakımından öğrencileri gelişmelerine katkı sunmak
19- Öğrencilere ilk defa adaleti bilinçli olarak anlatan ve bunu pratize eden genelde öğretmenleridir. Bu yüzden öğretmen adalete de hakkını vermelidir. Yani ferdi adalet kaynaklı ilim, ahlak ve sanata bir de toplumsal adalet pratiklerini eklemelidir.
20- Öğrencilerini tüm insanlığa ait medeniyet birikimine  her manada katkı sunmayı amaçlayan bireyler olarak yetiştirmek. Feridüddin Attar’ın da dediği gibi damla denize ulaşırsa deniz olur ve bir unvan sahibi olur. Yoksa birbirinden habersiz ve hemen bir titr, makam ve yüksek maaş alma heveslilerinin insanlık ilim ve medeniyetine pek katkısı olamaz ve olmamıştır da. Çünkü cevherin kıymetini ancak cevherden anlayanlar bilir.  



[1]Zümer, 9. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar