14 Mayıs 2022 Cumartesi

Kitâbe-i Çeşm-i Kuru


Şimdi anlıyorum niçin

Eski şairler onların

Yapımına

Tarih düşerlerdi

Kendisine benzediğini

Bilirdi şair bir çeşmenin

Onun doğumunu kutlardı

Böylece şiirle

Bilirlerdi çeşmelerin de

Kendileri gibi

Toplumun ortasında

Çağıldayıp durduğu şairler[1]

 

KİTÂBE-İ ÇEŞM-İ KURU

Elif Gül GÖKHAN 

Kimiyle İstanbul’un görkemli yapıları arasında, kimiyle de sokak aralarını telaşla, umursuzca arşınlarken birdenbire hiç beklemediğimiz bir yerde rastlaşırız. Halkın “aziz” kabul edip ikram edilen tek damlasına minnetle dualarla[2] karşılık verdiği “su”yu taşıyan bu kıymetli yapılar tüm mütevazılığı ile gelen gideni karşılar. Artık çoğunun lülelerinden suları akmasa da tüm hoyrat muamelelerimize rağmen, zarif ve güzel edalarıyla bizi kendilerine uyanmaya zorlarlar. Varlığı borçlu olduğu pratik kaygılara estetik kaygıların da eşlik ettiği ve sanat eseri özeniyle var edilen tarihin sessiz tanıkları çeşmelerimiz sadece göze hitap etmez, kitabeleriyle bizle konuşurlarken de zarafetlerini korumaya özen gösterirler.

Çeşmeler eşyanın arkayüzünün

Fotoğrafını çekerler

Olayların geçmiş zamanın

Toplumun ve tarihin[3]

Mesela;

Sultan III. Ahmed yaptırdığı çeşmenin kitabesine kendi elleriyle yazdığı “Aç besmeleyle iç suyu Hân Ahmed’e eyle du‘â” mısraında[4] çeşmenin suyunu yudumlayanlardan büyük bir tevazu ile kendisine dua etmelerini ister.

Gülhane Parkında eski sarnıcın yanında küçük bir çeşme

Ab-ı hayatın ‘aynı olan işbu çeşmenin

Âsâr geçti varmadı kimse farkına

Buldu emanet eyledi ihya müceddiden

Verdi hayat doğrusu Gülhane Parkına

Mısralarıyla[5] kimselerin kendisinin farkına varmadığından yakınmakta iken Koca Yusuf Paşa Sebili ise

Akıttı sel sebil ırmağını güya ki cennetten

Hayat olsun ‘ibâdullaha kim ‘aynü’ş-şifâdır bu

Bu semtin âb ü tabın verdi Hakka âsaf-ı yektâ

Şerefle sahil-i Fındıklı fahr etse revadır bu

Mısralarıyla[6] Fındıklı sahiline ne kadar çok yakıştığıyla övünür, adeta cennet ırmağından akan bu şifalı suyunun içenlere hayat olmasını diler.

Hekimoğlu Ali Paşa Külliye Sebilinin ise üst kısmındaki levhalar boyunca dönerek yazılan﴿وَسَقَيهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا﴾  (Rableri onlara tertemiz bir içecek sunmaktadır)[7] ve ﴿عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا (Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içerler ve diledikleri gibi akıtırlar)[8] ayet-i kerimeleri bulunmaktadır.[9]

Ya da sadece hayrat sahibinin adı ve Allah rızası için sade bir Fatiha isteği, birçoklarında olduğu gibi.

Peki Üsküdar’ın Kuruçeşme durağının arkasında bulunan II. Mahmud Çeşmesi, nam-ı diğer Kuru Çeşme, dikkatinizi çekti mi? II. Mahmud Han’ın 1248/1832 senesinde yaptırdığı çeşme, suyu uzun zamandan beri akmayınca halk arasında “Kuru Çeşme” olarak anılmış. Kaba taştan yapılmış büyük bir haznenin üzerine oturtulmuş çeşmenin[10] üst kısmındaki kitabesini Şair Lebîb Efendi (ö. 1284/1867) söylemiş, Hattat Yesârizâde Efendi (ö. 1264/1849) ise yazmıştır. Kitabe, yaptırdığı hayratların çokluğu ile çeşmenin banisi II. Mahmud’u övdükten sonra bu çeşmenin o yöre halkına taze hayat getirdiğini söyler.[11]

Ancak her gördüğümde ilk gün gibi garipsediğim son yıllarda çeşmenin mermerine kazınan yazılardan ötürü rahatsızlığımı ifade etmek isterim. “Araba Yıkamak Yasaktır”![12] “Bu çeşmeye zarar veren Allah’ından bulsun”![13] Üstelik her vuruşu çeşmeyi kanatan bu sözler resmî mecralarca kazınmıştı. Ne çeşme kültürümüz ne İstanbul ne de ahalisi, sayelerinde amel defterlerinin kıyamete dek kapanmayacağına inanarak yaptırdıkları, çeşmelere bu kaba sözlerin nakşedilmesini hak ediyor. Ecdadımızın bize bıraktığı medeniyetle, kültürle övünüp duruyoruz; ancak belli ki geleceğe bizim ne bırakacak olduğumuzla ilgilendiğimiz yok. O sözleri okuyunca bir İstanbul sakini olarak gocundum ve geçmişimize-geleceğimize karşı mahcubiyet hissettim. Başuçlarında ruhlarımızı okşayan ayetler, hadisler, hayır dualar, şiirler görmeye alışkınız biz çeşmelerimizin. Bugün (11.05.2022) ise çeşmenin önünden geçerken bahsettiğim ilk yazıyı görmedim ve çeşmeye iğreti duran bu yazının silinmesine sevindim. Darısı ötekine diyelim.

Bû haber kim söylenür hem zâhir ü bâtındadur
Revnakı bu kâ’inâtun şehr-i Konstantindedür[14]                                           

Zarif olalım, İstanbul’a zarafet yakışır.

Ayrılmadan önce III. Ahmed Meydan Çeşmesi bize neler söyler, kulak verelim mi?: https://www.youtube.com/watch?v=Mv5suEKzm3A

EK 1: Sultan III. Ahmed Meydan Çeşmesi

Osmanlı Kitabeleri Projesi (OKP), “III. Ahmed Çeşmesi”

(Erişim 12.05.2022). http://www.ottomaninscriptions.com/verse.aspx?ref=list&bid=1434&hid=1833

EK 2: Gülhane Parkı Çeşmesi

OKP, “Gülhane Parkı Çeşmesi” (Erişim 12.05.2022).

http://www.ottomaninscriptions.com/information.aspx?ref=list&bid=931&hid=1038

EK 3: Koca Yusuf Paşa Çeşme ve Sebili

OKP, “Koca Yusuf Paşa Çeşme ve Sebili” (Erişim 12.05.2022).

http://www.ottomaninscriptions.com/information.aspx?ref=list&bid=984&hid=1105

EK 4: Hekimoğlu Ali Paşa Sebili

Kültür Envanteri, “Hekimoğlu Ali Paşa Sebili” (Erişim 12.05.2022)

https://kulturenvanteri.com/yer/hekimoglu-ali-pasa-sebili/#16/41.006568/28.935455

EK 5: Kuru Çeşme (II. Mahmud Çeşmesi)

OKP, “II. Mahmud Çeşmesi” (Erişim 12.05.2022).

http://www.ottomaninscriptions.com/verse.aspx?ref=list&bid=639&hid=682

EK 6: Kuru Çeşme (II. Mahmud Çeşmesi)

Çekim Tarihi: 11.05.2022


Elif Gül GÖKHAN, İstanbul Üniversitesi, Temel İslam Bilimleri Doktora Öğrencisi


[1]       Sezai Karakoç, Ayinler/Çeşmeler (İstanbul: Diriliş Yayınları, 2021), 46.

[2]       “Su gibi aziz ol”, “Su verenlerin çok olsun”.

[3]       Karakoç, Ayinler/Çeşmeler), 52.

[4]       Rüknü Özkök, Günümüz Diliyle İstanbul’un Sessiz Kitabeleri (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017), 22-31.

[5]       Özkök, İstanbul’un Sessiz Kitabeleri, 55.

[6]       Osmanlı Kitabeleri Projesi (OKP), “Koca Yusuf Paşa Çeşme ve Sebili” (Erişim 12.05.2022). Verse | Database for Ottoman Inscriptions | Osmanl Kitabeleri Projesi

[7]       İnsan, 76/21.

[8]       İnsan, 76/6.

[9]       Özkök, İstanbul’un Sessiz Kitabeleri, 206.

[10]     Affan Egemen, İstanbul’un Çeşme ve Sebilleri (İstanbul: Arıtan Yayınevi, 1993), 528.

[11]     Mu’allâ āb-ı rū-yi salṭanat şāhinşeh-i  ‘ālem   
Cihān müstaġraḳ-i baḥr-i seḫā vü luṭfudur hālā

Dem-ā-dem cūybār-ı cūdı cārī oldu devrāna
İḥāṭa itdi deryā-yı ‘atāsı ‘ālemi ḥaḳḳā

O şāh-ı mālik-i baḥreyn-i himmet menba’ıdır kim
Nice ās̱ār ü ḫayrātiyle ma’mūr oldu bu dünyā

Nev ās̱ārıŋ biri de işte bu āb-ı zülāl ancaḳ
Yerinde sū-be-sū ḫayrı o şāhıŋ olmada icrā

Bu eṭrāfın kemāl-i iḥtiyācı var idi ṣuya
Ḥayāt-ı tāze geldi bu maḥalliŋ ḫalḳına maḥżâ

Ḳıla ömrün hemān Ḥaḳ baḥr-i bī-pāyāndan efzūn
Muvaffaḳ her zemān ās̱āra ol şāhı ide Mevlā

Lebībā aḳdı āb-ı ṣāfı tārīḫin ider işrāb
Mücedded Ḫān Maḥmūd eyledi bu çeşmeyi iḥyā
1248

Ketebehü ed-dā’i Yesarī-zāde Muṣṭafā  ‘İzzet ġufire lehümā
 

Kitabenin okunuşu için bk. Egemen, İstanbul’un Çeşme ve Sebilleri, 528.

[12]     Baskı yılı 2006 olan İstanbul Tarihi Çeşmeler Külliyatı eserinde çeşmeye dair fotoğrafta söz konusu ifade bulunmamaktadır. Anlaşılan yazı çeşmeye 2006’dan sonra nakşedilmiş. Bk. İstanbul Tarihi Çeşmeler Külliyatı, ed. Necdet Ertuğ (İstanbul: İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi, 2006), 214.

[13]     Söz konusu kitabeye 06.08.1994 tarihi düşülmüştür.

[14]     Asaf Hâlet Çelebi, Dîvan Şiirinde İstanbul (Ankara: Hece Yayınları, 2015), 20.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar