DİJİTAL ÇAĞ VE İNSAN
Cağfer KARADAŞ
Kendisini zorlayan bir çağa girdi insan. İlginç olan bu çağı kendisinin gerçekleştirdiğini hatta yarattığını zannetmesi! İnsan bir kere kendini büyük görmeye görsün, küçük dağları ben yarattım, büyükler de elimden geçti havasına girer hemen. Samiri de öyle demişti: “Ben gördüm, ben buldum, ben yaptım”. Sonuç: “Lâ misâs. Yani bana dokunmayın”. İnsandan kopma ve yalnızlığa mahkûm olma, toplumdan uzaklaşma hali. Modern insan buna doğru mu gidiyor acaba?
Ama ümitsizlik yok.
Yeter ki, İblis’in kibri ve kendini beğenmişliği ile Samiri’nin ne oldum delisi
olma hallerine düşülmesin. Sorun çok ama umut kapısı her daim açık. Yakîn
denilen ölüm gelmeden önce uyanık olmak ve yararlanmak kaydıyla…
Dijital çağda insanoğlunun
karşılaştığı sorunlar aşılamayacak ve çözüme kavuşturulmayacak cinsten değil.
Çünkü Yüce Allah insanı bütün bunları aşabilecek bir donanımda yaratmış. Bu
dünya bir yarış alanı olduğuna göre her dönemde farklı sorunlarla ve engellerle
karşılaşılması zaten beklenen bir durum.
Bugünün belki de en
temel sorunu gelişen iletişim araçlarıyla herkesin her sorundan haberdar
olması, her sorundan bir şekilde etkilenmesi, hatta sorunun bir parçası haline
gelmesi.
Her ne kadar son derece
akıllı cihazlar geliştirilmiş olsa da insan aklını ve iradesini tamamıyla devre
dışı bırakacak boyutta bir cihazın varlığı söz konusu değil. Çünkü bu araçlar
insan tarafından tasarlanmış ve üretilmiş olmasının yanında hem kullanılması
hem de tüketilmesi tamamıyla insana bağlı ve ona yönelik.
Bir diğer deyişle bu
araçların hem üreticisi hem de tüketicisi insan. Her iki noktadan da bu araçlar
insana bağlı veya bağımlı. İnsanın bu araçlara bağımlı hale gelmesi veya
getirilmesi doğasına aykırı. Zira bu yaklaşım aklı ve iradeyi devre dışı
bırakmak demek.
Doğal olan, bu
araçların olumsuzluklarına karşı insanın uyanık olması, olumlu yönlerinden
yararlanmasıdır. Zaten çevremizdeki her şeyin hem olumlu hem olumsuz yönü yok
mu? Bal bile haddinden fazla tüketilirse zehir olur.
Aslında Yüce Allah,
insanı daha baştan görmediği bir düşman olan İblis şeytanıyla imtihan ederek bu
tür olgu ve olaylar karşısında nasıl davranacağı, zararlarına karşı nasıl
bağışıklık kazanacağı ve savunma mekanizması geliştireceği tecrübesini ona kazandırmış.
Sâmirî tecrübesiyle de
kendi yaptığına hayran olmanın ve onu putlaştırmanın ne anlama geldiğini
öğretmiş. Bunun toplumda nasıl zararlı sonuçlar doğuracağına işaret etmiş.
Gözünü, kulağını ve
kalbini hakikate açık tutan kişi elinde birçok imkân ve birçok tecrübe olduğunu
görür ve kavrar. Hem kendisini korur hem de çevresine zarar vermez.
Demek ki insan, akıl
imkânını kullanır, yaşanan tecrübeleri dikkate alır ve Yüce Allah’ın ilahî
bildirimlerine tutunursa dijital çağın olumsuzlarından büyük ölçüde korunmuş
olur. Bunun için lazım olan sağlam inanç, fıtrî irade ve istikamet üzere bir
yaşantıdır.
19 Zilkade 1443 / 18
Haziran 2022
Fotograf: https://pixabay.com/
0 yorum:
Yorum Gönder