2 Temmuz 2022 Cumartesi

Takılma ve Takıntı Üzerine


TAKILMA VE TAKINTI ÜZERİNE

Cağfer KARADAŞ

Modern zaman insanının kafasına takılan din, inanç, Allah, peygamber, öte dünyayla ilgili o kadar çok soru var ki, bunlardan kurtulması takılan sorulara ya cevap bulmasına ya da boş vermesine bağlıdır. Boş verme de bir yere kadar işe yaramakta sonrasında yine takılma yani kişinin zihnini meşgul etme işi devam etmektedir. Bu tür sorulardan ve şüphelerden kurtulmanın en kesin yolu, cevabını bulup şüphelerden arınmaktır.

Ancak her dönemin düşünce ve anlayışları farklı olduğu gibi kafaya takılanları farklıdır. Bunun birçok nedeni olabilir. Birincisi her dönemin kafası faklıdır, ikincisi her dönemin takılanları farklıdır. Burada kafa derken tabi ki omuzların üstünde duran biyolojik hakikî kafayı değil; akıl, düşünce ve zihin yerine kullanılan mecazî kafayı; takılan ile de bir şeyin çiviye, kancaya veya çengele takılmasını değil; insanın aklını, düşüncesini ve zihnini meşgul eden soru, sorun veya şüpheleri kastediyoruz.

Bununla birlikte kafaya takılmalar bazen insanlarda takıntı şekline dönüşmektedir ki, bu psikolojik bir duruma işaret eder. Onun cevabı psikolojinin alanına girmektedir. Bizin takılma dediğimiz tamamen zihinsel ve düşünsel bir olaydır. Zaten bu tür takılma zihinsel bir meşguliyet ve düşünsel bir ilgi olduğu sürece kişinin bir şeyi öğrenmesine ve ilerlemesine imkân verir.  Bu anlamıyla zihni meşgul eden sorular, zihin dünyasına aydınlatan, düşünce dünyasına katkı sağlayan bir işlev görür. Ancak her takılmanın takıntıya dönüşmesi ihtimali de göz ardı edilmemelidir.

Bizler özellikle gençlerin kafasına takılan soruları düşünsel bir ilgi ve merak olarak görüyor ve o yönden cevaplamaya çalışıyoruz. Ancak bazı sorular var ki, övgüye değer ilginin ve merakın değil, inanç karşıtlığı takıntısının bir eseri olarak ortaya çıktığı da bir gerçektir. Bu tür soruları da cevaplıyoruz ki, takıntısı olmayan ama bir şekilde zihnine bu sorular takılan samimi genç beyinlere gerçeği gösterelim. Zira cevaplamaktan kaçınmamız onların zihnine takılan bu soruların takıntı haline dönüşmesine yol açabilir. Bazı cevaplarımızın başında uyarı mahiyetindeki ifadeler tam da bu takıntı ihtimaline yöneliktir. Çünkü takıntı öğrenmeyi değil, bilgisizliğin karanlık dehlizine dalmayı ve karanlıklar içinde kalmayı beraberinde getirir. Buna eskiler cehl-i mürekkep yani katmerli cehalet demişler, şimdilerde ise buna öğrenilmiş cehalet denilmektedir.

Etrafımıza baktığımızda gerçek anlamda düşünen ve samimi olarak kafa yoran gençlerimizin olduğunu görmek bizi ziyadesiyle sevindirmektedir. Bu tür sorulara cevap hazırlarken bu gençlerin varlığı bize güç ve sevinç vermekte, yazma noktasında büyük bir itici güç oluşturmaktadır. Rabbimizin izni ve desteğiyle ve bu itici gücün vesile olmasıyla, şükürler olsun ki, KAFAMA TAKILANLAR 2 kitabını hazırlamak ve yayınlamak nasip oldu. Hayırlara vesile olur inşallah…

 

Not: Bu yazı bendenizin KAFAMA TAKILANLAR 2 (DİB Yayınları, Ankara 2022), kitabının önsözünden kısmen değiştirilerek alınmıştır.


 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar