HZ. AİŞE HZ.
PEYGAMBER’LE EVLENDİĞİNDE ÇOCUK YAŞTA MIYDI?
Prof. Dr.
Cağfer KARADAŞ
Hocam, sürekli
tekrarlanan iddia “Hz. Muhammed’in çocuk yaşta birisiyle evlenmesi”. Gerçekten
Hz. Peygamber Hz. Aişe validemizle çocuk yaşta mı evlendi?
“Temcid pilavı gibi ısıtıp ısıtıp getirmek” deyimiyle ifade edilen bir konu. Hz. Aişe, babası, annesi ve hatta o dönemin toplumu bunu sorun etmemiş, ama bugün birileri buna kafayı takmış durumda. Onların derdi Hz. Aişe ve çocuk evlilikleri değil İslam’ı getiren Rahmet Elçisini yıpratmak.
Ama bu
soru gençlerin kafasına takılıyor.
Zaten biz de bu yüzden bu soruyu
önemsedik. Çünkü işin aslını bilmeyen gençlerin kafasında sanki bugünün ve dünün
aynı olması gerekiyormuş gibi bir algı oluşturuyorlar. Bin yıl önce olmuş bir
olayı bugün olmuş gibi sunuyorlar.
Neden
gençler etkileniyor?
Gençler hayatın baharındalar, saf ve
tertemizler. Güzel hayaller kuruyorlar, geçmişi ve geleceği bazen aynı hayalde
buluşturuyorlar. Birileri tam da buradan onları yakalama ve yönlendirme planı
kuruyorlar. Onların temiz ve saf hayallerini kirli planlarıyla bulandırıyorlar.
İnsanlar hayal kurarlar ve gelecek planlaması yaparlar. Hayallerini de geçmişten
gelen bilgiler ile kendi zamanlarında gördükleri ve duydukları üzerinden yaparlar.
İşte burada hayalin de ölçüsünü kaçırmamak, kurulan tuzaklara düşmemek lazım.
Hayale ölçüsüzce dalmak bazen internetin sunduğu sanal âleme kapılıp gitmeye
benzer. Gerçek hayat hiç de öyle değildir. Gerçek hayatla hayal arasındaki fark
kaldırımla yolun farkı gibidir. Birbiriyle yan yana ama birbirinden çok farklı.
Kaldırımdan iner inmez bir arabayla burun buruna gelebilirsiniz. Öyleyse her
adıma dikkat etmek gerek.
Buradan
nereye varmak istiyorsunuz?
Nasıl ki yan yana bulunan kaldırımla yol
arasında fark varsa bugünle geçmiş arasında da fark vardır. Yaşadığımız dönemin
anlayışını geriye doğru her döneme giydirmek tarihi saptırmak ve geçmişe
haksızlık etmektir. Mesela neden geçmişte insanlar kendi binekleriyle kervana
katılıp toplu seyahat etmek zorunda kalıyorlardı? Yalnız yolculuk eden insanlar
neden haydutlar tarafından yakalanıp köle diye satılıyorlardı? Neden herkesin
cebinde bir kimlik kartı yoktu? Neden insanlar kendilerini ispat edemiyorlardı?
Hz. Yusuf’un kardeşleri tarafından kuyuya atılıp, onu bulan kervancılar tarafından
pazarda köle diye satılması böyle değil midir? Hz. Yusuf’un neden kimlik kartı
yoktu, neden kendini ispat edemedi? Bugünün gencinin kimlik kartı bulunmayan
bir dönemi ve insanı düşünmesi çok zordur. Çünkü bugün herkesin cebinde bir
kimlik kartı vardır.
Hocam zor
sorular sordunuz. Biz Hz. Aişe demiştik.
Hz. Aişe’yi anlamak için biraz onun yaşadığı
dönemi ve şartlarını bilmek; toplumun örfünü, âdetini ve anlayışını öğrenmek
gerek. Aksi takdirde yanılgı söz konusu olur. Nitekim bundan yüz yıl önce gençler
14-15 yaşlarında evlenebiliyorlardı. 20 yaşına gelip de evlenmemiş gençler beğenilmemiş
muamelesi görüyorlardı. 15 yaşında evlenen kız olsun erkek olsun gençler
hayatlarından da memnundu. Çünkü hayatın akışı böyleydi. Kaldı ki bunlar tek
başına bir eve gitmez, geniş aile içine girerlerdi. Bu yüzden evlilik yükü ve ev
sorumluğu bütünüyle üzerlerine gelmezdi. Geniş aile içinde kendilerine düştüğü
kadar bir sorumluluk taşırlardı. Yaş ilerleyip geniş ailenin büyüğü olduklarında
ancak ağır sorumlulukları söz konusu olurdu.
Hocam bugün değişti. İnsanlar artık ayrı
hayat kuruyor ve müstakil evde yaşıyorlar.
Ben de onu söylemeye çalışıyorum. Demek
ki her dönemin farklı şartları ve imkânları bulunmaktadır. Nitekim günümüz
şartlarında küçük yaşta evlilikler hakikaten sıkıntılı. Ben bu şartlarda kızımı
ve oğlumu yirmi yaşından önce evlendirmem. Çünkü müstakil evin ve ailenin sorumluluğunun
altında ezilebilirler. Görüyorum ki yirmi yaşından sonra evlenen gençler bile
ailelerinden tam kopamıyorlar ve bir şekilde onların desteklerine başvuruyorlar.
Çünkü yeni evli iki genç anne-babalarından kopup yeni bir hayata uyum
sağlamakta zorlanıyorlar. Nişanlılık ve balayı süreci hayal gibi geçip gidiyor
ve ondan sonra gerçekler başlıyor. Eğer gençler bu gerçeklere hazırlanmamışsa evlilikleri
sıkıntıya girebiliyor. Gerçekleri görüp hazırlananlar ise hiç de zorluk
çekmiyorlar, aile hayatlarını başarılı bir şekilde sürdürüyorlar.
Hz. Aişe’ye gelirsek hocam
Hz. Aişe validemiz evlendiğinde genç bir
kızdı. Kaç yaşında olduğunu tespit etmek oldukça zor. Çünkü o dönemde nüfus
kayıt sistemi yoktu ve doğum tarihleri tutulmuyordu. Hz. Aişe’nin yaşıyla ilgili
dokuzdan on sekize kadar birçok rakam veriliyor. Bırakın 1400 yıl öncesini,
elli yıl öncesinde bizim köylerimizde çocuklar okula başlarken ancak kimlik
kartı çıkartılır ve tahmini bir doğum tarihi yazılırdı. Bendeniz onlardan
biriyim. Hatta birçok aile askere geç gitsin diye özellikle erkek çocuklarını
küçük yazdırırlardı. Doğumlar hastanelerde olmaya başladığında ancak sağlıklı
kayıtlar tutulmaya başlandı. Öte yandan geçmişte yaşamış âlimlerin ve ünlü
kişilerin çoğunun sadece ölüm tarihlerini bilebiliyoruz. Ölüm tarihlerinden
yola çıkarak tahmini doğum tarihlerini belirliyoruz. Öyle görünüyor ki Hz. Aişe’nin
yaşı hakkında da bu yüzden tahmini rakamlar verilmiş.
Peki, Hz. Aişe gerçekten çocuk yaşta
mıydı?
Hz. Aişe validemiz evlendiğinde genç bir
kızdı. Bunu nereden anlıyoruz? O dönemde Hz. Aişe’nin evliliğini toplumun hiçbir
kesiminin sorun etmemesinden ve herkesin bunu olağan bir gelişme olarak karşılamasından.
Eğer sorun edilecek bir tarafı olsaydı, başta müşrikler olmak üzere münafıklar,
Yahudiler bu evliliği dillerine dolar ve deyim yerindeyse ortalığı velveleye
verirlerdi. Nitekim İsra-Mirac olayında o günün şartlarında 30 günlük mesafe
olan Mekke-Kudüs yolculuğunu bir gecede gerçekleştirdiğini söylediğinde Hz.
Peygamber, müşrikler tarafından alaya alınmıştı. Çünkü mucizeye inanmıyorlar
veya mucizeyle normal hayat arasındaki farkı görmek istemiyorlardı. Eğer Hz.
Aişe’nin evliliğinde de böyle bir durum olsaydı mutlaka bunu sorun ederlerdi.
Çünkü bu evlilik sırasında Müslümanlar çok güçlü değildiler. Zaten müşrikler
Müslümanları bir kaşık suda boğmak için fırsat kolluyorlardı. Hz. Peygamber’i
yıpratmak için bunu bir fırsat olarak kullanabilirlerdi.
Öyleyse Hz. Aişe’nin evliliği o dönemde
normal bir evlilikti?
Tam da bunu söylemeye çalışıyorum.
Nitekim Hz. Aişe’nin babası Hz. Ebû Bekir, nişanlılığın uzaması ve evliliğin
gecikmesinin nedenini Hz. Peygamber’e soruyor. O da maddî imkânlarının yeterli
olmaması dolayısıyla evliliği geciktirdiğini söylüyor. Bunun üzerine Hz. Ebu
Bekir, O’na borç veriyor ve evlilik gerçekleşiyor. Görüldüğü gibi Hz. Aişe’nin
evliliğinin gecikmesi bile söz konusu. Öte yandan Hz. Ebu Bekir gibi duygusal
ve ince yürekli bir babanın çocuk yaşta kızını evlendirmesi düşünülecek bir şey
değildir. Zaten böyle bir mecburiyeti de yoktur. Öyleyse bu evliliği o dönemde
ailenin onaylamasının yanında Müslümanı, müşriki, Yahudi’si ve münafığıyla
bütün bir toplumun normal karşılaması söz konusudur.
Bununla Hz. Peygamber’in genç kızlara
düşkünlüğü ima edilmeye çalışılıyor sanki.
Hz.
Peygamber’in bakire genç kızla evliliği sadece Hz. Aişe’yle gerçekleşmiştir. Diğer
eşlerinin hepsi dul hanımefendilerdir. Hz. Peygamber’in öyle bir düşkünlüğü
olsaydı bütün hanımlarını bakire genç kızlarla yapardı. Buna engel bir durum da
yoktu. Birinci eşi Hz. Hatice dul bir hanımefendiydi, Mekke döneminde tek
hanımıydı ve vefatıyla evliliği sonlanmıştı. Bu evlilik yirmi beş yıl sürmüştür.
İkinci hanımı Sevde validemiz çok yaşlıydı. Küçük yaşta olan çocuklarına koruyuculuk
yapsın diye bu evliliği gerçekleştirmişti Hz. Peygamber. Hz. Aişe’yle evliliği
ise Medine’ye hicretinin ikinci yılında gerçekleşmişti. Medine’de gerçekleşen
diğer evlilikleri de yine dul hanımefendilerle olmuştur.
Hz.
Peygamber sürekli eş mi değiştirmiştir?
Hz. Peygamber, ölüm hariç hiçbir eşinden
boşanarak ayrılmamıştır. O’nun son derece sağlıklı, tutarlı ve müşfik bir aile
yaşantısı olmuştur. Hanımlarını boşanma hususunda özgür bıraktığı halde bile
hiçbir hanımı O’ndan vazgeçmemiş, hepsi O’nunla evli kalmayı tercih etmiştir. Yine
O’nun hiçbir hanımına kötü sözü veya muamelesi asla olmamıştır. Rahmet Elçisi,
dönemin şartları ve imkânları ölçüsünde onlara en mutlu hayatı yaşatmıştır. O
sadece eşlerinin değil toplumdaki bütün hanımların haklarını gözetmiştir. Son
haccı olan Veda Haccı konuşmalarında özellikle kadınların haklarına vurgu
yapmıştır.
Sonuç itibariyle Hz. Aişe validemiz,
evlendiğinde evlenecek yaşta ve yeterlilikte genç bir kızdı. Avrupa’nın birçok
ülkesinde cinsel rüşt yaşının 14 kabul edildiği, ilk cinsel deneyim
yaşının 10’lu yaşlara indiği bir ortamda Hz. Peygamber’in genç bir kızla evliliğinin
sorun olarak ileri sürülmesi tam bir çelişki ve tutarsızlıktır. (Bk. https://tr.euronews.com/2017/11/14/avrupa-ulkelerinde-cinsel-rust-yasi 1.06.2022; 13:06). Bugün genç kızlarla yapılan
evlilik dışı ilişkileri, hatta eşcinselliği özgürlük ve cinsel tercih kılıfıyla
onaylayıp meşru bir evliliği dile dolamak, aileye ve evliliğe karşı son derece
olumsuz ve kasıtlı bir yaklaşım görüntüsü vermektedir.
Hz. Aişe’nin bu kadar gündeme
getirilmesinin nedeni ne olabilir?
Anadolu tabiriyle söyleyecek olursak,
“meyveli ağacı taşlayan çok olur.” Çünkü Hz. Aişe validemiz ister Hz.
Peygamber’in hanımları içinde isterse tüm sahabe içinde değerlendirilsin son
derece mümtaz bir yere sahiptir. O âlime, müçtehide, mütefekkire ve muallime
bir kişiliğe sahiptir. Hem derinliğine hem de genişliğine ciddi bir bilgi
birikimi bulunmaktadır. Sadece Kur’an ve Sünnet bilgisi değil, Arap edebiyatı
ve kültürüne de son derece hâkimdir. Onun içtihatları sahabeden günümüze
itibara alınmış, hüküm ve uygulama kaynağı olmuştur. Bir mütefekkire yani
düşünür olarak sahabe içinde bazen çoğunluğa aykırı kendine has görüşler ileri
sürmüş ve içtihatlarda bulunmuştur. Hz. Peygamber’in en yakınında bulunması,
bilgi ve zekâsıyla temayüz etmesi dolayısıyla Hz. Aişe validemiz kadın-erkek
birçok sahabenin dinî konularda müracaat merci olmuştur. O muallime yani
öğretmen vasfıyla yine birçok erkek sahabenin yanlışını düzeltmiş,
eksikliklerini tamamlamış onlar da bunu gönül hoşluğu ve şükran ile
karşılamışlardır. Herhangi bir hadîs külliyatını açıp okusanız Hz. Aişe
validemizin bu alandaki yeterliliğini ve yetkinliğini çok yakından açık bir şekilde
görürsünüz. Hz. Peygamber’in namazı, orucu, haccı ve zekâtı gibi dinin temel
esasları hakkında onun verdiği malumat birinci elden önemli bilgilerdir. İyi
bir Kur’an bilgisine sahip olduğu için Hz. Aişe validemiz Hz. Peygamber’in
sünnetiyle Kur’an’ı en iyi harmanlayan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar.
Bugün neden bazı kesimler ona yönelik
eleştiri getirmektedirler?
Bazıları
Hz. Peygamber sonrası siyasî duruşu dolayısıyla, bazıları da Hz. Peygamber’i
yıpratmak maksadıyla onu eleştiri odağına yerleştirmektedirler. Aslında her iki
kesime de ondan bir ekmek çıkmaz. Her ne kadar siyasî tercihlerinde Hz. Ali’ye
karşı bir tutum içinde olmuşsa da Cemel olayından sonra Hz. Ali’yle devam eden
fiilî bir ihtilafı bulunmamıştır. Hz. Ali de halifeliği süresince ona yönelik
ne bir eleştiride ne de bir yaptırımda bulunmuştur. O halde ona bakışımız en
alt düzeyde Hz. Ali’nin bakışı gibi olmalıdır. Zira fazilet bakımından da Hz.
Aişe validemiz en ön sıralarda yer alır. Hz. Peygamber’in hayatını okuduğumuzda
Rahmet Elçisinin ona ne kadar değer verdiğini çok yakından görebiliriz.
Allah razı olsun çok güzel izah etmişsiniz
YanıtlaSilAllah razı olsun çok detaylı bir açıklama olmuş ama bunu kaç kişi bunlar bir röportaj şeklinde internette yayınlansa özellıkle yotubda daha geniş bir kesime ulaşır
YanıtlaSilMaşallah herşeyi yazmışsınız fakat Hz. Aişenin evlendiğinde kaç yaşında olduğuna dair en ufak bir araştirma yok ??
YanıtlaSilGerçekten konu ile alakalı mükemmel bir tespit olmuş. Teşekkürler sayın hocam.
YanıtlaSilAllah razı olsun Hocam çok güzel açıklamışsınız...Necati Dizdar
YanıtlaSilNeden Hz. Peygamberimizin kendinden 15 yaş büyük, üstelik iki defa evlenmiş, iki defa dul kalmış Hz. Hatice ile evliliğine millet bişey demez, saldırmazken Hz. Aişe annemizle evliliğini dillerine dolarlar anlamış değilim. Çünkü bu işi diline dolayanlar bı düşünsünler kendileri Hz. Hatice annemizin evliliği gibi bir evlilik yaparlar mı? İkincisi eğer bu olay bunların sorun ettikleri gibi bir sorun olsaydı Ebu Cehil, mekkeli müşrikler, Yahudiler, münafıklar hiç boş dururlarmıydı. Dillerine dolamazlarmıydı. Ellerine böyle bir koz geçmiş Ken. Nitekim Hz zeyd- Hz. Zeynep boşanmasından sonrası Zeynep ile Peygamberimizin evliliğini dillerine doladıkları gibi. Velev ki durum sizin iddia ettiğiniz gibi olsa bir müslüman olarak nereye varmaya, ne yapmak istiyorsunuz. Amacımız hedefiniz ne .
YanıtlaSilÇünkü haz hatice reşit yasta normal bir evlilik oysa Ayşe çocuk daha o yaşta birinin çocukla evlenmesi tabiki normal görülmez .çocuğun rızası diye bisey olabilirmi mesela .çocuk işte
Sil“5575 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Benî'l-Hâris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik.
YanıtlaSilBen hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Rumân, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler.
“Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."
Buhari, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82).”
Kütüb-i Sitte
Hocam Kütüb-i Sittede “ben salıncakta arkadaşlarımla oynarken” diyor. Ve 9 yaşında olduğunu söylüyor. Bu yanlış mı?
https://youtube.com/shorts/wkv0NgiuyaM?feature=share
SilPeki Hz. Hatice 40 yasinda evlendi diyoruz. Yani 40 degil aslinda 49 yasinda miydi? Bir kadin 49 yasindan sonra nasil 6 cocuk yapsin?
SilO zaman kadınlar regl olduktan sonraki yaşlarla anılırdı 6 yaşında dediği aslında 15 16 yaş arasiydi sunuda unutmayın Arap ırkı daha çabuk buluga erer
SilO zaman regl olmadan öncesi yaş almiyormus mu yani insanlar ? Uydurma Rıza
SilHadisler çoğu zaman Kuran’a eş tutularak kullanılmakta ve bunun sonucunda yalan yanlış şeyler ortaya çıkmaktadır. Şu bilinen bir gerçektir ki hadislerin büyük çoğunluğu uydurma ya da çarpıtmadır. Bu uydurma hadislerin genel sebebi, birileri Kuran’ı değiştiremeyince, kendi dünya görüşlerini, kötü niyetlerini ve despotluklarını (genelde kadınlara) geçerli kılmak içindir. Veya aslen İslam düşmanlarınca araya sıkıştırılması sağlanmış olması büyük bir olasılıktır. İlk çıktığı dönemden bugüne kadar İslamı yok etme veya yozlaştırma çalışmaları hep sürmüştür
YanıtlaSilBiz Hadislere fazla güvenmeyin, onları ölçü almayın deyince de “peygambere itaat edin” ayetlerini getirirler. İyi de o zaman siz neden itaat etmediniz? Kuran'a itaati ıskaladığınızın farkında mısınız? Gerek mi duyuldu bu sözlere? Neden? kuran yetmiyor mu? Akılsız mısınız, anlamıyor musunuz yazanları?
YanıtlaSilSorularını sorunca da ilk bahaneleri; Namazın nasıl kılınacağı Kuran'da yoktur, bunu hadislerle biliriz, şeklinde sığ ve saçma bir savunmadır.
Halbuki mesele gayet basittir. Hadis diye söylenen şeylerin kuranda referansı aranırsa sorun kalmayacaktır. Namazın Kuran'da referansı vardır, o zaman Namaz konusunda kelamı peygamber söylemiştir. Gerçi burada karşımıza bir de namazın sünnetleri mevzusu çıkmaktadır ki oda tam bir keşmekeştir ama neyse...
Hadis kitaplarında yer alan saçma sapan uydurma hadisler, İslam karşıtları tarafından da ballandıra ballandıra kullanılmaktadır, bu sözleri gerçekten söyledi peygamberiniz bakın şuna dercesine...
Komiktir ki diğer yandan da mucizevi arz eden hadisleri kabul etmezler, gerçek değil, efsane derler. Bu biraz iki yüzlülük değil de nedir
52 yaşında 15-16 yşındaki biriyle evleniyor ve norma öyle mi ? Bu kafalar şeriatı getirecek Allah korusun
YanıtlaSilBu Aciklamayi Buharinin Hadisine göre derledim;
YanıtlaSilHadise göre Ayse 6 Yasinda idi. Ve 3 Sene beklenmis .9 Yasinda Cinsel iliski yapilmis.
Baska Kaynaklara göre bu Bekleyis Aysenin Ergenlik Cagina girmemis olmasi.
Ama buna göre Peygamber 6 Yasinda bi Cocukla -Ergenlige girmemis- biriyle evlenmis.Bu nerden nerye bakarsaniz Anormal bi Durum, Cinsel Iliski olmasa bile.Bi Cocukla evlenebilirmi biri,bugün kac kisi 6 yasinda biriyle evli? Ayrica bu Adam 53 Yasindaysa yada 40 bi fark etmez.Biz kücük Kiza Hayatin Travmasini yasatirsin.
Ozamanda bunlar yaygin diyeceksiniz.Dogrudur ozaman bunlar normal bile olsa gelismis Aklimizla bunun ozaman icinde dogru olmadi Kanatina variriz.Insan öldürmek ozamanda yaygin birseydi (en azinda daha rahat bi sekilde yapildini görürüz) ama bunun dogru oldunu göstermez.Yada Kadin Hakklari hic ve hic oldu da yaygin ozaman bunun dogru oldunu göstermez.Müsrikler arasindada Insan öldürmek yaygindi lakin bunun dogru oldunu ispatlamaz.Neden ? Cünki bundan birinin Zarar edecege asikar.
Bugünde Taylanda Cocuk Fuhusu yaptirilmakda ve normal yada yaygin görülmekde .Ama bunun dogru oldunu göstermez.
6 Yasinda biriyle evlenmek yaygin bile olsa normal bisey degil ve bunu bi Peygamber yapmis olmasi ve bu Peygamberin Insanlin Önderi olarak kabul edilmesi bu Durumu dahada cikmaza sürekler.
Ayrica bu aciklamaya yapan -ozamanda yayigindi- Islamda ve Kurandan gercekden birsey anlamadini ispatlar .Cünki Kuran cok yerde herseyi cok iyi anladini gösterir ama kendi yapti ve anladi Kurarlarini ezer gecer.Mesela Kurandaki Habil Kabil olayi.Orda cok net ve acik Öldürmenin dogru olmadini aciklar ve derki Habil;Sen beni öldürsen bile ben seni öldürmem.Yada bi Insani öldürmek bütün Insanligi öldürmek gibidir.
Ama bu Kurarlari Kuran ezer gecer.Mesela Bakara Suresinde Musanin kendi Kavmine Toplu Imha Muharebsindeki gibi.Resmen Katliyam isleniyo ve Islam Alimleri(Ibn Kesir,Suyuti,Zemahseri,Ibn Abbas vs ; bu Katliyamda Ölenin 70.000 Kisi olarak rakamliyor ) -Bu Rakamlar bu Alimlerin Tefsirlerinde hepsi mevcut.
Yani Islam Olaylarin farkinda lakin istedi gibi Herseyi kendi tarafina yorumlamakda.
Müslümanlarin Cüküs sebeblerindende biri.Kendi Kaynaklarini inkar etmekde ve yanlis Fikirlerini düzeltmemekde Israr etmek.
Tabi bu yazdiklarim eger Buhari Hadisindeki gibi ceyran etmisse gecerli.
Bu Aciklamayi Buharinin Hadisine göre derledim;
YanıtlaSilHadise göre Ayse 6 Yasinda idi. Ve 3 Sene beklenmis .9 Yasinda Cinsel iliski yapilmis.
Baska Kaynaklara göre bu Bekleyis Aysenin Ergenlik Cagina girmemis olmasi.
Ama buna göre Peygamber 6 Yasinda bi Cocukla -Ergenlige girmemis- biriyle evlenmis.Bu nerden nerye bakarsaniz Anormal bi Durum, Cinsel Iliski olmasa bile.Bi Cocukla evlenebilirmi biri,bugün kac kisi 6 yasinda biriyle evli? Ayrica bu Adam 53 Yasindaysa yada 40 bi fark etmez.Biz kücük Kiza Hayatin Travmasini yasatirsin.
Ozamanda bunlar yaygin diyeceksiniz.Dogrudur ozaman bunlar normal bile olsa gelismis Aklimizla bunun ozaman icinde dogru olmadi Kanatina variriz.Insan öldürmek ozamanda yaygin birseydi (en azinda daha rahat bi sekilde yapildini görürüz) ama bunun dogru oldunu göstermez.Yada Kadin Hakklari hic ve hic oldu da yaygin ozaman bunun dogru oldunu göstermez.Müsrikler arasindada Insan öldürmek yaygindi lakin bunun dogru oldunu ispatlamaz.Neden ? Cünki bundan birinin Zarar edecege asikar.
Bugünde Taylanda Cocuk Fuhusu yaptirilmakda ve normal yada yaygin görülmekde .Ama bunun dogru oldunu göstermez.
6 Yasinda biriyle evlenmek yaygin bile olsa normal bisey degil ve bunu bi Peygamber yapmis olmasi ve bu Peygamberin Insanlin Önderi olarak kabul edilmesi bu Durumu dahada cikmaza sürekler.
Ayrica bu aciklamaya yapan -ozamanda yayigindi- Islamda ve Kurandan gercekden birsey anlamadini ispatlar .Cünki Kuran cok yerde herseyi cok iyi anladini gösterir ama kendi yapti ve anladi Kurarlarini ezer gecer.Mesela Kurandaki Habil Kabil olayi.Orda cok net ve acik Öldürmenin dogru olmadini aciklar ve derki Habil;Sen beni öldürsen bile ben seni öldürmem.Yada bi Insani öldürmek bütün Insanligi öldürmek gibidir.
Ama bu Kurarlari Kuran ezer gecer.Mesela Bakara Suresinde Musanin kendi Kavmine Toplu Imha Muharebsindeki gibi.Resmen Katliyam isleniyo ve Islam Alimleri(Ibn Kesir,Suyuti,Zemahseri,Ibn Abbas vs ; bu Katliyamda Ölenin 70.000 Kisi olarak rakamliyor ) -Bu Rakamlar bu Alimlerin Tefsirlerinde hepsi mevcut.
Yani Islam Olaylarin farkinda lakin istedi gibi Herseyi kendi tarafina yorumlamakda.
Müslümanlarin Cüküs sebeblerindende biri.Kendi Kaynaklarini inkar etmekde ve yanlis Fikirlerini düzeltmemekde Israr etmek.
Tabi bu yazdiklarim eger Buhari Hadisindeki gibi ceyran etmisse gecerli.