KERBELÂ’NIN TEVVÂBÎNİ OLMAK
Mustafa AK
Hicri yıla göre Muharrem ayının ilk günü (h. 61/m. 680), tarihin şahitlik ettiği en hazin hadiselerden biri yaşandı. Kardeşin kardeşi öldürdüğü, dinlerin doğup imparatorlukların battığı Mezopotamya coğrafyası tarihi bir olaya şahitlik edecekti.
Kerbelâ; Adnan
Demircan hocanın kitabına verdiği isimde olduğu gibi Keder ve Bela. Öncesinde
ve sonrasında kimin haklı olduğunu yargılamak bize düşmez. Ama siyaset
insanları bu noktaya getirmişti. Hz. Hüseyin bir dava için yollara düşmüştü.
İlk kazığı da “kendisine sahip çıkma
sözü veren ama Kerbelâ’da sessiz kalanlardan” yiyecekti. Dönmek isteyecek,
beni sürün kâfirlerin kılıcıyla öleyim diyecek ama dikkate alan olmayacaktı. En
sonunda hazin olay yaşanacak ve İslam Peygamberinin torunu şehit olacaktı.
Öldürenin dini, mezhebi, kabilesi ve siyaseti bugün kimse tarafından
bilinmiyor. Tarih unutmaz ama insanların vicdanı Hz. Hüseyin’i ve
beraberindekileri katledenleri unutulmaya mahkûm etti.
Bu olaydan
sonra birileri çıkıp “Ah Hüseyin vah Hüseyin
senin kanın yerde kalmamalı” demeye başladı. Tarih bunları Tevvâbîn
Hareketi olarak yazdı. Bizim kaynaklar adını pek anmazlar. Süleyman bin Surad, Hz. Hüseyin’i Kerbelâ’ya çağırıp sonra yanında
durmayanlardan biriydi. Ama vicdanı ile yüzleşti. Yaptığının farkına vardı.
Pişman olup Tövbekârlar Hareketini kurdu. Hz.
Hüseyin’i şehit edenlerden intikam almaya kararlıydı. Emevî valisi Ubeydullah
bin Ziyad ile Tevvâbîn Hareketi arasındaki mücadeleyi vali kazanmıştı. Süleyman
ve beraberindeki arkadaşları öldürüldüler. İslam tarihindeki böyle bir rol
üstlenen grup tarihe karışmış oldu.
Tevvâbîn;
elinden gelecek bir hayır veya mücadele varken bundan kaçan insanı simgeler.
Mesele, az ya da çok yaşamak değildir. Bir şekilde olana ses çıkarmayan veya
neticelerini göremeyen insan tipidir. İşler geri dönülmez hale gelince elimden
geleni geç olsa da yapayım diyen vicdanın sesidir. Kâr zarar açısından bakmaz.
O şekilde baksaydı; Hz. Hüseyin şehit edilince Ubeydullah’ın has dostu olur ve
Hz. Hüseyin’e küfrederdi. Her şeyden önemlisi cesareti bir şekilde bastırılan Mümin tipiydi. El hasıl elinde güç varken haksızlığa ses veremedi. Ama
olan bitenden kendini sorumlu tutan bir karakterdi. Ne yaparsak yapalım bir mazlum haksızlığa
uğrarsa tepkimiz kalben buğz etmekten bir adım ötesi olsun. Yeni Kerbelâ’lar ve
yeni Hüseyinlerimiz olmasın.
Selam ve dua ile
Tarih Öğretmeni, Seydişehir AİHL, mstfknyali@gmail.com
Resim: https://pixabay.com/images/search/deve%20kervan/
0 yorum:
Yorum Gönder