CAĞDAŞ ASHÂBÜ’L-UHDÛD
OLAYI MI YAŞANIYOR?
Cağfer KARADAŞ
أعوذ بالله، بسم الله...
قُتِلَ اَصْحَابُ
الْاُخْدُودِۙ. اَلنَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ. اِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۙ. وَهُمْ
عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنٖينَ شُهُودٌؕ. وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ
اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَزٖيزِ الْحَمٖيدِۙ. اَلَّذٖي لَهُ مُلْكُ
السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِؕ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَهٖيدٌؕ. اِنَّ الَّذٖينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا
فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرٖيقِؕ
Meâl
“O alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayanlar Allah’ın
gazabına uğrasınlar!
Bu çukur ruhlu zalimler, açtıkları çukurda yaktıkları
ateşin başına oturmuşlar, inananlara yaptıkları işkenceyi ve katliamı pişkin
pişkin seyrediyorlar. Onlar, azîz ve hamîd Yüce Allah’a inanan müminlerden
intikam almak istiyorlar. Bilmiyorlar ki Yüce Allah göklerin ve yerin yani
bütün bir evrenin yegâne hükümranıdır ve onların yaptığı her şeyi görmekte ve not
etmektedir.
İşte bu şekilde mümin erkeklere ve mümin kadınlara
işkence edip de pişmanlık duyup tövbe etmeyen zalimleri yakıcı cehennem azabı
beklemektedir.”
(Burûc 85/4-10).
Kur’an’da kıssalar örnek olaylar şeklinde anlatılır. Bunlar bazen iyi örneklerdir
bazen da burada olduğu gibi sakındırma amaçlı kötü örneklerdir. Kötü örneklerin
anlatılmasının sebebi iyi insan olmak sadece iyilik yapmakla değil, aynı
zamanda kötülüklerden sakınmak ve yapılan kötülükleri engellemekledir. Eğer bir
insan kötülüklerden sakınmaz ve gücü yettiğince engellemeye çalışmazsa yaptığı
iyiliklerin kıymeti olmaz. Sözgelimi yardım etmesi, cami veya okul yaptırması, kötülükleri
bırakmadığı sürece bir suç örgütü liderini iyi insan yapmaz.
İşte Ashâbü’l-uhdûd kıssasında kötülük yapan ve bunu da en acımasız bir
şekilde gerçekleştiren zalim tipler anlatılmaktadır. Burada zalime ihtar
çekilmekte, mazluma ise er geç adaletin mutlaka gerçekleşeceğine dair bir umut
verilmektedir. Çünkü dünyada insana
yapılacak en kötü işkence, onu ateşe atmak veya ateşi onun üzerine atmaktır
yani bir insanı yakarak cezalandırmaktır.
Kıssada anlatılan zalimlerin kimlikleri belirtilmemiştir. Bunun hikmeti, çeşitli
kılık ve zihniyette bu türden zalimlerin her dönemde bulunması ihtimalidir. Arif
Nihat Asya’nın dediği gibi “Ebu Leheb ölmedi, ya MUHAMMED; Ebu Cehil,
kıtalar dolaşıyor!” Bu yüzden Ashâbü’l-uhdûd benzeri olayların her zaman tekrar
edeceğini akıldan çıkarmamak lazım. Bugünlerde Gazze sanki yeni bir
Ashâbü’l-uhdûd olayı yaşamaktadır.
Tarihte benzer bir olay Necran’da yaşanmıştır. İslam’dan önce Yemen’de hüküm
süren Zûnüvâs adındaki bir Yahudi kralın Necran Hristiyanlarına böyle bir muamelesi
söz konusu olmuştur. İnsanları açtırdığı ateş çukurlarına atarak onları
cezalandırmış ve dinlerinden dönmeye zorlamıştır.
Maalesef eskinin zalimleri ateş çukurlarına atarak insanlara işkence ve
zulümde bulunurken bugünün zalimleri fosfor veya benzeri bombalar atarak bunu
yapmaktadırlar.
Bugün Filistin’de özellikle Gazze’de yapılanlar dünkü Zûnüvas’ın Necran
Hıristiyanlarına muamelesinden çok da farklı değildir. Zaman, mekân ve zalim
değişmekte ama yapılan zulüm benzeriyle tekrar etmektedir.
Ama hiçbir zalim zulmüyle abat olmaz. Ayette belirtildiği gibi son noktada
kazanan zalimler değil, mazlumlar olacaktır. Kimse bu dünyada kalmayacak, neticede
herkes İlahî Huzur’da hesap verecektir. Zalim zulmünün karşılığını, mazlum da
mağduriyetinin tam anlamıyla giderildiğini görecektir. Çünkü yegâne hâkim Yüce Allah’tır.
O, imtihan gereği mühlet verir ama asla ihmal etmez. Kimsenin yaptığı kötülük
yanına kar kalmaz.
Bu zalimler bilmelidir ki, açtıkları ateş çukurlarıyla veya attıkları bombalarla
kendi cehennem ateşlerini harlamaktadırlar. Fakat bunu kavrayacak ne duru zihne
ne sağlam iradeye ne de fıtratı korunmuş akla sahiptirler. O yüzden dünyaya
fesat yaymakta, masum insanları cayır cayır yakmaktadırlar. Sadece insanı mı?
Tüm canlıları yok etmekte, kimyasallarla toprağı zehirlemektedirler. “Harsı
ve nesli yani insanı ve toprağın ürününü yok edenler ve bozanlar işte bunlardır”
(Bakara 2/205).
Ama son gülen zihni duru, iradesi doğru, aklı düzgün, imanı güçlü mazlum müminler
olacaktır. O müminler, kendilerine hazırlanan ebedî cennette huzura kavuşacaklardır.
Geniş bilgi için bakınız:
Tefsirlerdeki ilgili ayetlerin açıklamaları.
Cağfer Karadaş, On Kapı Kırk Pencere, Bursa: Emin Yayınları, 2018,
s. 31-33.
Muhammed Eroğlu, Ashâbü’l-Uhdûd, TDV İslam Ansiklopedisi,
İstanbul 1991, c. 3. s. 471.
Nuh Aslantaş, “Zûnüvâs”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2013, c.
44, s. 511-513.
4 Rebiulahir 1445 / 19
Ekim 2023
bu günün Müslümanı Ashabı Uhdudu kendi içide yaşıyor. Kafir, batıl mücadelesini insanlık tarihi boyunca hiç aksatmadan yapıyor. Müslümanlar ise batıl hayranlığı,yalakalığı ile ömür tüketiyor. iki milyar Müslümanın yaşadığı günümüzde gözlerimizin önünde çocuklarımız parçalanıyor, Müslüman denilen bizlerde çay içerek seyrediyoruz. Böyle bir zillet içindeyiz.Ashabı uhdudun durumu bizden daha iyi.
YanıtlaSil