CİNSİYETSİZLİK VE CİNSEL SAPMA
Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ
Bilginin belirsizliğe, düzenin kaosa dönüşmesi ve değerlerin yok sayılması, doğrudan insanın ve doğallığının hedef seçilmesini beraberinde getirmiştir. İnsanın doğallığının önemli bir unsuru cinsiyeti ve cinselliğidir. Cinsiyetsizleştirme insanın doğallığından uzaklaştırılması, kimliksizleştirilmesi, ailenin yok edilmesi, değerlerin yozlaştırılması ve toplumun fesat çukuruna itilmesidir. Bu girişimin temel amacı, cinsel ilişki serbestliğinin ve keyfi cinsiyet tercihinin önünü açmaktır. Böylece insan istenilen şeklin verildiği veya her tür muamelenin kendisine yapılabildiği bir tür nesneye dönüştürülmek istenmektedir.
Bakıldığında bu gidişin son noktasının ne veya neresi
olacağı şüphelidir. Nitekim LGBT+ hareketinin artısının neyi ifade ettiği ve
insanı neye dönüştürme niyeti taşıdığı yani nihai amacının ne olduğu tam bir
belirsizliktir. Tarihî derinliği 1900’lü yıllardan öteye gitmeyen bu akım ne
yazık ki kendilerini medenî sayan batı toplumlarını adeta hipnoz etmiş veya
esir almıştır.
Bu hareketin tarihini daha eskiye götürmeye
çalışanlar bundan binlerce yıl önce yaşamış Sodom ve Gomere kavimlerindeki
sapkınlığa ulaşabilirler. Zaten şu ayet bu sapkın fiilin toplumsal ve kültürel
düzeyde daha önceki toplumlarda bulunmadığını ifade etmektedir: “Lût,
kavmine demişti ki: “Siz, kesinlikle daha önce hiçbir milletten hiç kimsenin
yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz. Siz erkek erkeğe ilişki kurmaya, fıtrat
yolunu kapatmaya, toplantılarınızda ahlâk dışı işler yapmaya devam edecek
misiniz?”[1]
Onların helak edilmesiyle de bu hareketin
toplumsal düzeydeki görünümü son bulmuştur. Çağdaş döneme kadar bireysel
düzeyde bu tür sapma eylemi görülse de toplumsal ve kültürel düzeyde ciddi bir
görünürlüğü söz konusu olmamıştı.
Hz. Lût’un peygamber olarak gönderildiği kavim
başka bir nedenle değil, söz konusu doğallıktan sapma, azgınlık ve insan
nesline yönelik zulüm dolayısıyla helak edilmiştir. Çünkü onların cinsel
yaşantıda fıtratın dışına çıkmaları ve doğallıktan uzaklaşmaları kültürel,
psikolojik ve toplumsal boyutta bir bozukluğu ve bozgunculuğu temsil
etmekteydi.
Matüridî’nin dediği gibi Yüce Allah dünya
hayatında hiçbir kavmi sadece küfrü ve şirki dolasıyla helak etmez. Ancak
peygamberleri öldüren, zulmeden, başkalarını küçük gören, güçsüzleri ezen ve
sistematik haksızlık uygulayan; aklın kötü gördüğü ve dinin haram kıldığı
sapkın fiilleri işlemeyi ısrarlı ve inatçı bir tavırla sürdüren, batıl tutum ve
davranışlarını hayat tarzı ve kültüre dönüştüren kavimleri peygamberlerin
duasıyla Yüce Allah geçmişte helak etmiştir.[2]
Aslında Sodom ve Gomore halkı değerlerini
yozlaştıracak, toplumu ifsat edecek ve insanlığı kökünden yok edecek bir zemini
kendi elleriyle hazırlamışlardır. Onların hikâyesinin Kur’an’da tekrarlanarak
anlatılması ve sapkınlıklarına işaret edilmesi, gelecek milletlere yönelik
örnek uyarı niteliğindedir.
Günümüzde bu gelişmeye biyolojik boyut da
eklenerek katmerli bir doğallıktan uzaklaşma/fıtratı tahrip etme eylemine
dönüşmüştür. Biyolojik müdahalelerle kadının erkeğe, erkeğin kadına
dönüştürülmesi teşebbüsü, dönüşü olmayan bir mecraya girilmesi anlamını
taşımaktadır. Bu anlayışın ve gidişatın varacağı sonuç nüfus artışının eksiye
düşmesi ve insan türünün yok olmaya doğru sürüklenmesidir. Nitekim her tür
cinsel yönelimi meşru sayan ülkelerin nüfuslarının baş aşağı gitmesi, bunun
somut göstergesidir. Örneğin 2018 yılında Avrupa Birliği üyesi 28 ülkede
ölenlerin sayısı doğanları geçmiştir. 2024 yılında da eksiye gidişte değişen
bir durum yoktur.[3]
22 Ramazan 1445 / 1 Nisan 2024
[1] el-Ankebût
29/28-29.
[2] Matürîdî,
Te’vîlâtü’l-Kur’ân, (nşr. Ertuğrul Boynukalın), İstanbul: Mizan, 2006, V, 416.
[3] Bk. https://tr.euronews.com/2019/07/10/2018-de-olenlerin-sayisi-doganlari-gecti-ancak-nufus-artti-demografi-turkiye-artis-rapor,1.04.2024;23:40;
https://populationtoday.com/tr/continents/europe/,
1.04.2024; 22:53.
Geniş değerlendirme için bk.
https://www.gzt.com/gercek-hayat/avrupa-dunyanin-azinligi-olmaya-hazirlaniyor-3746219,
1.04.2024; 23:00.
0 yorum:
Yorum Gönder