İhsan
Süreyya Sırma
Medyadan öğrendiğimize göre İsveçli bir “sadist kâfir”, büyük bir ihtimalle önce Avrupa’yı, sonra da bütün dünyayı ateşe verip kaprislerini tatmin etmek istiyor! “Salak” Avrupa devletleri de bunu bir eğlence sanıp, kendilerinin o ateşte yanmayacaklarını sanıyorlar! Merak etmesinler; pislik yalamakla tatmin olmayacak olan bu kâfir, yakında onların “kutsallar”ına (hâlâ kutsal saydıkları bir şeyleri kaldıysa tabi) da saldıracak! Biraz tarih okumuş olanlar bilirler ki, dünya tarihindeki birçok felâket, bu gibi “Devlet züppelileri”nin kaprisleri yüzünden meydana gelmiştir!
Tamamen
Şeytan’ın emrine girmiş olan Kuzey Avrupa devletleri, çok yakında bu gibi “insan
görünümlü hayvan”ların ne olduğunu anlayacak ama iş işten geçmiş olacak!
Seyretsinler/teşvik
etsinler İsveçler, Finlandiyalar, Danimarkalılar bakalım! Çok yakında “Şeytanın
kulu” olan bu mikrop ve aynı dinden olan başka sadistler kendi başlarına
öyle çoraplar örecekler ki, ölümü arar olacaklar… İnanmıyorlarsa, biraz tarih
okusunlar da bu gibi “diable” bozuntularının ne naneler yediklerini
görsünler…
Seneler
önce İsveç’e gittiğimde, bir “papaz”la tanışmıştım bir kahve köşesinde.
Tarihçiliğimizin yanında, “ilâhiyâtçı”lığımız da olduğundan, merak edip
sormuştum o papaz efendiye:
- Siz
hangi Hıristiyanlardansınız?
Papaz
efendinin cevabı beni hayli şaşırtmıştı. Şöyle demişti Papaz:
- Ben
Hıristiyan falan değilim; papazlığı “meslek” diye yapıyorum. Çünkü çok
para var bu işte! Yoksa benim inancım falan yok! demişti de ben hayretler
içerisinde kalmıştım.
Demem
o ki, Kuzey Avrupa ülkelerinde “din”in hiçbir değeri yoktur/kalmamıştır!
Hatta daha ileri giderek diyebilirim ki o ülkelerdeki “Hıristiyanlar” (varsa
tabi) biz Müslümanlar kadar ne Hz. İsâ’yı ne de Hz. Meryem’i severler! Kısaca o
ülkelerde “kutsal”, tarihe karışmış; yerini “Euro” ve “Dolar”
almıştır! Böyle olunca da “nefsine tapan” İsveçli birinin Kur’an
ya da İncil yakması, kimseyi rahatsız etmez! Meğerki bu İsveçli bir “Tevrat”
yaksın! İşte o zaman dünya sermayesini elinde tutan Yahudiler, o İsveçliyi öyle
yaparlar ki, havraya götürerek, eşiğini yalatır, sonra da onu öyle yok ederler
ki havra tuvaletlerini diliyle yalamaya başlar…
Umarım
ki Kuzey Avrupa Devletleri biraz akıllarını başlarına alır, ülkelerindeki bu
ahmakları “tımarhanelere” tıkarlar da hem onlar hem de bütün dünya
kurtulur bu insan görünümlü hayvanlardan!
Bir
Fransız atasözüyle bitirelim:
- La vengence est unu plat qui se mange froid!
(İntikam,
soğuk yenen bir yemektir)
0 yorum:
Yorum Gönder