2 Ocak 2018 Salı

Silvanlı Zehebi-II

Prof. Dr. Mehmet Azimli
Zehebi hakkında alimlerin bazı görüşler;
İbni Kesir :Hocam, şeyhu’l muhaddisin, ez-Zehebî İslam Tarihçisi ve hadis hafızı idi. Büyük alim Ebu Abdullah Muhammed bin Muhammed el-Musuli, Dimaşk’a geldiğinde, Zehebî’den ilim öğrenmişti..
İbni Hacer el-Askalani :  Zehebî, zamanın büyüğü, anlayışı ve zihni kuvvetli idi. Cerh ve ta’dil hususlarında büyük bir bilgiye sahipti. Tacüddin Sübki’nin dediği gibi, sanki bütün ümmet bir saha üzerinde toplanmış, Zehebî’de onları gözden geçirmiş, teker teker incelemiş, sonra anlara dair birer birer bilgi vermeye başlamıştır.
Alamüddin el-Berzali :Zehebî faziletli, hafızası kuvvetli bir zattı. İlimle meşgul oldu. İlim öğrenmek ve hadis-i şerif dinlemek için çok yerler dolaştı. Çeşitli ilim dallarında birçok eser yazdı. Kıraat alimleri hakkında bilgisi çoktu.”

İmam Zerkeşi :O,  züht sahibi ve hayır işlerine koşan bir bilgindi.”[1]
Ömrünü ilme vakfeden ve hayatı boyunca birçok kıymetli kitaplar kaleme alan Zehebî, fazla çalışmasından dolayı 1340 veya 1341 yıllarından itibaren gözlerini kaybetmesine rağmen son nefesine kadar (3 Zilkade 748/4 Şubat 1348)’e kadar eser vermeye devam etti.[2] Dımaşk’te vefat etti ve Bab al-Sağire’de defnedildi.[3] Sonuçta kendisine Tarih’ül-İslam” ünvanı verilen Zehebî ömrünün son beş yılını âmâ olarak geçirmiştir.[4]
Zehebî, tarih ve hadis ilimlerinde İslam Tarihinde yetişen büyük bir tarihçi, uzman bir muhaddis, selef akidesine mensub, Kur’an kıraatine büyük önem veren çok büyük bir araştırmacı ve ünlü bir alimdi. Bilhassa tarih ve biyografi sahalarında çok sayıda eser yazmıştır. Eserleriyle Doğu’da ve Batı’da en çok değer verilen ve en çok başvurulan bir ortaçağ tarihçisi olmuştur. Sahabe ve Hulafa-i Raşidin döneminden başlayarak zamanına kadar gelen birçok İslam âliminin, muhaddislerin biyografilerini (hal tercümelerini) bize ulaştırmıştır. Onu İslam tarihinin en büyük bir kaç biyografi müelliflerinden biri sayabiliriz. Ona hadis konusunda asrının “Şeyh’ül Muhaddisin” ve “Muhaddisü”l-Asr” ünvanlarına layık görülmüştür.
O, çok cevval zihinli bir tarihçiydi. İslam Tarihini başlangıcından zamanına kadar olan 7 yüzyıllık dönemde öz olarak anlayıp ortaya koyacak güce sahipti. Çağımız araştırmacılarından bazıları; “Bütün İslam aleminin tarihi tekamülünü tersim eden Zehebî’yi ortaçağın, hatta bazı hususlarda İbnu’l-Esir’den de üstün bir ihataya sahip, en büyük tarihçi kabul etmektedirler.”[5] Eserlerinin sayısı 235 civarındadır. Bunlardan biri kıraat, 10’u hadis ve hadis usulü, 13’ü akaid, 2’si Usulu’l-Fıkıh, 5’i vaaz ve nasihat, 90’nı çeşitli dini konularda, 148’i tarih konularındadır. Bu 148 tarih kitabından üçte bir kadarı tarih konusunda orijinal te’lif, üçte biri biyografi, üçte biri muhtasardır. El-Belazuri, Abdullatif el-Bağdadi, İbn Abdurrahim, Zahireddin el-Kazaruni gibi tarihçilerin zamanımıza gelmeyen eserlerinden nakiller yapmıştır.[6] Eserlerinden bazıları şunlardır:
Tarihu’l-İslam: Eserleri arasında en önemlisi, 52 büyük ciltten oluşan “Tarihu’l-İslam”dır. Zehebî bu eserinde yedi yüzyıllık olayları, her biri onar yıldan ibaret olmak üzere 70 tabakaya ayırmış, her tabakadakiler için ayrıntılı bilgiler vermiştir. Tarihu’l-İslam’ın baş tarafları Taberi’nin eserinden özetlenmiş ise de, son 4 asırlık bölüm, siyasi olaylar bakımından daha önceki devirlere ait kaynaklardan yer yer mehaz belirtilmek suretiyle nakiller ihtiva etmektedir. Umumi İslam Tarihi hüviyetinde olan bu eser, halifelerin, İslam Devletleri hükümdarlarının, vezirlerin, askeri şahsiyetlerin, valilerin ve diğer yüksek makam sahiplerinin, kadıların, 4 mezhebe mensub din adamlarının, ilim erbabı, şair ve ediplerin hayatı, faaliyet ve eserlerinden bahseden ve edebi bir üslupla yazılmış olan hal tercümelerine ait kısımlar bütün eserin hemen hemen yarısına yakın bir genişliktedir.[7]
Zehebî’nin kitabında İslam ülkeleri arasında, başta Bağdat olmak üzere Mısır ve Suriye hadiselerinde hissedilir bir üstünlük verildiği görülmekle beraber, onun bütün İslam dünyası tarihini muavezeli bir şekilde mütalaa etmek gayreti gözden kaçmaz. Bunun yanında bilhassa Selçuklular, Eyyübiler tarihi ile Moğol istilası gibi yakın doğu sahasında derin tesirler yapan, büyük tarihi hadiselere ehemmiyet atfetmesi, Şiilik, Batınilik cereyanları vb. gibi dini ve içtimai bünye bakımından mühim gelişmelere yol açan hareketlere genişçe yer ayırması, Zehebî’nin yüksek tarihçilik değerini ortaya koymaktadır. 
Müellif, zamanımıza ulaşmayan bazı önemli kaynaklardan faydalanmış, zamanına ait olayları kaynak vermeden yazmıştır. Kitabının tamamı zamanımıza gelmiştir. Bu nüshalara ait ciltlerden bazıları kendi hattıyla bazıları da talebesi Safeddin’in hattıyladır.[8] Ortaçağın büyük ve kıymetli tarih kitaplarına umumiyetle yapıldığı gibi Tarihu’l-İslam’a da müteaddit zeyller yazılmıştır ki; bunların ilki bizzat müellife aittir. Tarihu’l-İslam’ın siyasi olaylar kısmı yine Zehebî tarafından ihtisar edilmiş ve Düvelu’l-İslam adı verilmiştir. Bu esere de es-Sehavi tarafından bir zeyl yazılmıştır.[9] Zehebî’nin kendisi daha sağlığında iken Düvelu’l-İslam’ın birçok bölümlerini ayrı ayrı eserler haline getirmiştir.[10] 
Siyer-u Alemü’n-Nübela: Büyük bir biyografi kitabıdır. Yirmişer yıllık tabakalara göre tertiplenmiştir. Kitap son derece dikkat ve tahkikle kaleme alınmıştır.  Kitap zamanımıza ulaşmıştır. 25 cilt olarak basılmıştır.[11] Bu eser, onun tarih sahasındaki geniş ilmini ve gücünü belgeler. Bu eser, başlangıcından itibaren İslam Toplumunda yaşamış olan ünlü bilginleri kapsar. O, ulemanın biyografilerini verirken oldukça titiz davranır ve onlar hakkındaki düşüncesini belirtir.
Tezkiretu’l-Huffaz: Daha sonraki müellifler tarafından “Hatemü’l-Huffaz” (Hafızların sonuncusu) ve “Kuddatü’l Huffaz” (Hafızların tabii olacakları kimse) vasıflarıyla tanınan Zehebî’nin 21 tabakadan mürekkep bu mühim eserinin ihtisarları ve zeylleri de vardır. Bu eserinde politik, kültürel, sosyal ve ekonomik konularla ilgili geniş bilgiler verir, ele aldığı dönemin genel görünümünü büyük bir ustalıkla ortaya koyar. Bu durum onun tarihçi yönünün gücüne, tarihçilik ufkunun genişliğine, tasviri cephesinin kuvvetine delil oluşturur.
Tecrid-i Esmai’s-Sahabe: Peygamberimizin arkadaşlarının harf sırasına göre hal tercümelerini ihtiva eder.
Mu’cemu’ş-Şuyuh adlı eserinde Zehebî’nin babası hakkında etraflı bilgi vardır.[12]
Er-Risalet fi’s-Sahabiyeti İla İbn-i Teymiye: Zehebî bu kitapta hocası ve arkadaşı olan İbn-i Teymiye’ye nasihat etmekte, bazı davranışlarını ayıplamaktadır.
El-Muktena Fi Sard  Al Kuna: Lugattır. Künyelerin lugatı diyebiliriz.
El-Mufaharat Al-Mişmiş vel Tut: kayısının tuta üstünlüğüne dair bir eserdir. [13]
Sayısı 235 tane olan eserlerini burada saymamız çalışmamızın hacmini aşmaktadır.



[1]  Beysanoğlu I, 27.
[2] Kafesoğlu, 192.
[3] Zehebî, I, 73.
[4] Günaltay, 201.
[5] Kafesoğlu, 193,196.
[6] Şeşen, 185.
[7] Kafesoğlu, 192
[8]Şeşen, 185.
[9]Kafesoğlu, 195.
[10] Gunaltay, 202-203.
[11]Şeşen, 185.
[12]Kafesoğlu, 195.
[13] Moh Ben, “Zehebî”, İA.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar