Zehebi
hakkında alimlerin bazı görüşler;
İbni Kesir
: “Hocam, şeyhu’l muhaddisin, ez-Zehebî İslam Tarihçisi ve hadis hafızı
idi. Büyük alim Ebu Abdullah Muhammed bin Muhammed el-Musuli, Dimaşk’a
geldiğinde, Zehebî’den ilim öğrenmişti..”
İbni Hacer
el-Askalani : “Zehebî, zamanın
büyüğü, anlayışı ve zihni kuvvetli idi. Cerh ve ta’dil hususlarında büyük bir
bilgiye sahipti. Tacüddin Sübki’nin dediği gibi, sanki bütün ümmet bir saha
üzerinde toplanmış, Zehebî’de onları gözden geçirmiş, teker teker incelemiş,
sonra anlara dair birer birer bilgi vermeye başlamıştır.”
Alamüddin
el-Berzali : “Zehebî faziletli, hafızası kuvvetli bir zattı. İlimle
meşgul oldu. İlim öğrenmek ve hadis-i şerif dinlemek için çok yerler dolaştı.
Çeşitli ilim dallarında birçok eser yazdı. Kıraat alimleri hakkında bilgisi
çoktu.”
Ömrünü ilme
vakfeden ve hayatı boyunca birçok kıymetli kitaplar kaleme alan Zehebî, fazla
çalışmasından dolayı 1340 veya 1341 yıllarından itibaren gözlerini kaybetmesine
rağmen son nefesine kadar (3 Zilkade 748/4 Şubat 1348)’e kadar eser vermeye
devam etti.[2] Dımaşk’te
vefat etti ve Bab al-Sağire’de defnedildi.[3]
Sonuçta kendisine “Tarih’ül-İslam” ünvanı verilen Zehebî ömrünün son
beş yılını âmâ olarak geçirmiştir.[4]
Zehebî, tarih
ve hadis ilimlerinde İslam Tarihinde yetişen büyük bir tarihçi, uzman bir
muhaddis, selef akidesine mensub, Kur’an kıraatine büyük önem veren çok büyük
bir araştırmacı ve ünlü bir alimdi. Bilhassa tarih ve biyografi sahalarında çok
sayıda eser yazmıştır. Eserleriyle Doğu’da ve Batı’da en çok değer verilen ve
en çok başvurulan bir ortaçağ tarihçisi olmuştur. Sahabe ve Hulafa-i Raşidin
döneminden başlayarak zamanına kadar gelen birçok İslam âliminin, muhaddislerin
biyografilerini (hal tercümelerini) bize ulaştırmıştır. Onu İslam tarihinin
en büyük bir kaç biyografi müelliflerinden biri sayabiliriz. Ona hadis
konusunda asrının “Şeyh’ül Muhaddisin” ve “Muhaddisü”l-Asr”
ünvanlarına layık görülmüştür.
O, çok cevval
zihinli bir tarihçiydi. İslam Tarihini başlangıcından zamanına kadar olan 7
yüzyıllık dönemde öz olarak anlayıp ortaya koyacak güce sahipti. Çağımız
araştırmacılarından bazıları; “Bütün İslam aleminin tarihi tekamülünü tersim
eden Zehebî’yi ortaçağın, hatta bazı hususlarda İbnu’l-Esir’den de üstün bir
ihataya sahip, en büyük tarihçi kabul etmektedirler.”[5]
Eserlerinin sayısı 235 civarındadır. Bunlardan biri kıraat, 10’u hadis ve hadis
usulü, 13’ü akaid, 2’si Usulu’l-Fıkıh, 5’i vaaz ve nasihat, 90’nı çeşitli dini
konularda, 148’i tarih konularındadır. Bu 148 tarih kitabından üçte bir kadarı
tarih konusunda orijinal te’lif, üçte biri biyografi, üçte biri muhtasardır.
El-Belazuri, Abdullatif el-Bağdadi, İbn Abdurrahim, Zahireddin el-Kazaruni gibi
tarihçilerin zamanımıza gelmeyen eserlerinden nakiller yapmıştır.[6]
Eserlerinden bazıları şunlardır:
Tarihu’l-İslam:
Eserleri arasında en önemlisi, 52 büyük ciltten oluşan “Tarihu’l-İslam”dır.
Zehebî bu eserinde yedi yüzyıllık olayları, her biri onar yıldan ibaret olmak
üzere 70 tabakaya ayırmış, her tabakadakiler için ayrıntılı bilgiler vermiştir.
Tarihu’l-İslam’ın baş tarafları Taberi’nin eserinden özetlenmiş ise de, son 4
asırlık bölüm, siyasi olaylar bakımından daha önceki devirlere ait kaynaklardan
yer yer mehaz belirtilmek suretiyle nakiller ihtiva etmektedir. Umumi İslam
Tarihi hüviyetinde olan bu eser, halifelerin, İslam Devletleri hükümdarlarının,
vezirlerin, askeri şahsiyetlerin, valilerin ve diğer yüksek makam sahiplerinin,
kadıların, 4 mezhebe mensub din adamlarının, ilim erbabı, şair ve ediplerin
hayatı, faaliyet ve eserlerinden bahseden ve edebi bir üslupla yazılmış olan
hal tercümelerine ait kısımlar bütün eserin hemen hemen yarısına yakın bir
genişliktedir.[7]
Zehebî’nin
kitabında İslam ülkeleri arasında, başta Bağdat olmak üzere Mısır ve Suriye
hadiselerinde hissedilir bir üstünlük verildiği görülmekle beraber, onun bütün
İslam dünyası tarihini muavezeli bir şekilde mütalaa etmek gayreti gözden
kaçmaz. Bunun yanında bilhassa Selçuklular, Eyyübiler tarihi ile Moğol istilası
gibi yakın doğu sahasında derin tesirler yapan, büyük tarihi hadiselere
ehemmiyet atfetmesi, Şiilik, Batınilik cereyanları vb. gibi dini ve içtimai
bünye bakımından mühim gelişmelere yol açan hareketlere genişçe yer ayırması,
Zehebî’nin yüksek tarihçilik değerini ortaya koymaktadır.
Müellif,
zamanımıza ulaşmayan bazı önemli kaynaklardan faydalanmış, zamanına ait
olayları kaynak vermeden yazmıştır. Kitabının tamamı zamanımıza gelmiştir. Bu
nüshalara ait ciltlerden bazıları kendi hattıyla bazıları da talebesi
Safeddin’in hattıyladır.[8] Ortaçağın
büyük ve kıymetli tarih kitaplarına umumiyetle yapıldığı gibi Tarihu’l-İslam’a
da müteaddit zeyller yazılmıştır ki; bunların ilki bizzat müellife aittir.
Tarihu’l-İslam’ın siyasi olaylar kısmı yine Zehebî tarafından ihtisar edilmiş
ve Düvelu’l-İslam adı verilmiştir. Bu esere de es-Sehavi tarafından bir
zeyl yazılmıştır.[9] Zehebî’nin
kendisi daha sağlığında iken Düvelu’l-İslam’ın birçok bölümlerini ayrı ayrı
eserler haline getirmiştir.[10]
Siyer-u
Alemü’n-Nübela: Büyük bir biyografi kitabıdır. Yirmişer yıllık tabakalara
göre tertiplenmiştir. Kitap son derece dikkat ve tahkikle kaleme
alınmıştır. Kitap zamanımıza ulaşmıştır.
25 cilt olarak basılmıştır.[11] Bu eser,
onun tarih sahasındaki geniş ilmini ve gücünü belgeler. Bu eser, başlangıcından
itibaren İslam Toplumunda yaşamış olan ünlü bilginleri kapsar. O, ulemanın
biyografilerini verirken oldukça titiz davranır ve onlar hakkındaki düşüncesini
belirtir.
Tezkiretu’l-Huffaz:
Daha sonraki müellifler tarafından “Hatemü’l-Huffaz” (Hafızların sonuncusu) ve
“Kuddatü’l Huffaz” (Hafızların tabii olacakları kimse) vasıflarıyla tanınan
Zehebî’nin 21 tabakadan mürekkep bu mühim eserinin ihtisarları ve zeylleri de
vardır. Bu eserinde politik, kültürel, sosyal ve ekonomik konularla ilgili
geniş bilgiler verir, ele aldığı dönemin genel görünümünü büyük bir ustalıkla
ortaya koyar. Bu durum onun tarihçi yönünün gücüne, tarihçilik ufkunun
genişliğine, tasviri cephesinin kuvvetine delil oluşturur.
Tecrid-i
Esmai’s-Sahabe: Peygamberimizin arkadaşlarının harf sırasına göre hal
tercümelerini ihtiva eder.
Mu’cemu’ş-Şuyuh
adlı eserinde Zehebî’nin babası hakkında etraflı bilgi vardır.[12]
Er-Risalet
fi’s-Sahabiyeti İla İbn-i Teymiye: Zehebî bu kitapta hocası ve arkadaşı
olan İbn-i Teymiye’ye nasihat etmekte, bazı davranışlarını ayıplamaktadır.
El-Muktena
Fi Sard Al Kuna: Lugattır.
Künyelerin lugatı diyebiliriz.
El-Mufaharat
Al-Mişmiş vel Tut: kayısının tuta üstünlüğüne dair bir eserdir. [13]
Sayısı 235
tane olan eserlerini burada saymamız çalışmamızın hacmini aşmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder