12 Şubat 2020 Çarşamba

İslama Yapılan Saldırılar/ İslam Tarihinin İlk Kaynakları

İbrahim Halil ER
Bana sürekli İslam'a yapılan ilmi saldırılar ile ilgili sorular gelmekte ve bunlara cevap vermem istenmektedir. Bu durum hem beni bir manevi sorumluluk altına koymakta ve hem de bu kadar İlahiyat fakültelerinin, prof’larının olduğu ortamda İslam'a karşı bu kadar kasıtlı saldırıların yapılabilir olması noktasında şaşırtmaktadır.
Hiç bir kimse yok mu bunlara cevap versin?
Bu kadar akademisyenler, yazarlar ne yapıyor?
İslam'a yönelik saldırılara cevap vermeyeceklerse neden İslam konusunda uzmanlaşıyorlar?
Amaçları akademik ünvan, makam ve maaş mı?
Din, bu açıdan da birilerinin geçim kapısı olmuyor mu?
Hiç birisi neden bunlara cevap vermeyi kendisine dert edinmiyor?

SORULAR SORULAR

ŞİMDİ BANA GELEN BİR MESAJ VE ONA VERDİĞİM CEVAP

"selamun aleykum.
sayin hocam Bir arkadaşimiz bir yazi yolladi ve imani problem yasayan bir genç için cevabi nitelikli bir yazi yazmamizi istedi. Konuya tarih egitimi olan birisinin cevap vermesi daha iyi olur. Musait zamaninizda bu konuyla alakadar olursaniz muteşekkir oluruz. Ilgili yaziyi size kopyaliyorum: Peygamber Muhammed;
Ne Zaman ve Nasıl Doğduğu Bilinmiyor... Sıradan bir deve ve keçi çobanı... Hakkındaki her şey öldükten 120-130 sene sonra yazılmaya başlanmış... Yazan kim? İbn İshak, eserin adı es-Sire ama eser ortada yok onun eserini alıp ayıklayan kim? İbn Hişam , eserin adı Siret ama o da yok kayıp peki bunu nereden biliyoruz ondan yaklaşık 150-200 sene sonra yaşamış Taberi'den o Siret adlı eserde yazan Muhammed'in hayatını Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa adını verdiği ve erken İslam Tarihini anlattığı eserine almış ve bütün İslam alemi bugüne kadar da bu kaynağı kullanmış. Yazılanların hiçbirinin orijinal yazılı belgesi ve mesnedi yok. Muhammed, Kuran, Halifeler, o dönemdeki savaş ve olaylar vb. İslamın ortaya çıkışı konularının tek dayanağı hadis derleyicilerinin, özellikle Buhari ve Taberi'nin eserleri.
İslam Tarihi ve Siyer-i Nebi yazan herkes bu eserden (Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa) alıntılamış. Yani İslamiyetin Resmi Tarihi bu eser. Hadisçiler ibn Mace, Tırmızi, Müslim vb. bir takım rivayetleri dedikoduları duydukları anladıkları kadarıyla harmanlayarak Kütüb-i Sitte'yi oluşturmuş. Bu hadisçiler olmadan da İslamiyet tekersiz, benzinsiz araba gibi. İsnat edilen doğum tarihi 571 yılı ve bu tarihten 760 yılına kadar İslamiyet ile ilgili Arap Yarımadası dahil yeryüzünde çakıl taşına yazılı bir cümle orijinal yazılı belge ve kaynak yok. Gökten indiği sanılan kitabı (Kuran) dahil tüm hayatı, sözleri 750 yılından sonra kulaktan dolma rivayetlere, hikayelere dayanılarak kaleme alınıp yazılı metinler haline getirilmiş.
Taberi ve Buhari'den okuyoruz sahabeleri ve diğer halifeleri, peygamberin hayatını gerçekte hepsi rivayetten ibarettir.Aslına bakarsanız İslamiyet tamamiyle rivayet dinidir."

CEVAP
Öncelikle şunu söyleyeyim ki bu sorular tamamen kafa karıştırmak amacıyla büyük bir akıl tarafından üretilip piyasaya sürülmektedir.
Sorular, maksatlı ve eksiktir ama uzman olmayan da tabi ki cevap veremeyeceği gibi klasik dini tahsil alanların da cevap verebileceği sorular değildir.
Bu nedenle Müslümanların en kısa zamanda bir araştırma merkezi kurması ve YENİ İLMİ KELAM ilmini ihya etmesi gerekir.
Bildiğiniz gibi Kelam ilminin doğuş nedeni Dehriyyun, Filozof ve diğer dinden kişilerin İslam'ı karalamak için yaptıkları ilmi çalışmalarına karşı aynı yöntemle cevap vermeleridir.
Bu da bizim önerimiz olsun..

İSLAM TARİHÇİLİĞİ VE KAYNAKLARI

Müslümanlarda Tarih İlminin Doğuşu ve Gelişmesi
Emeviler döneminde ortaya çıkan İslam tarihçiliği, hadis kitapları şeklinde olmuştur. Tarih, Müslümanlar tarafından işlenen ilk ilim dallarından biridir. Tarih araştırmalarına metot ve kaynakların araştırılması tekniğini özellikle hadis usulcuları getirmiştir. Onların hadis de uyguladıkları cerh ve tadil tekniği daha sonra tarihe de uygulanarak kaynakların kriteri yapılması sağlanmıştır.
Araştırma yapılan tarih alanları şunlardır. Siyer, meğazi, cahiliye tarihi, genel tarih, İslam tarihi, mahalli tarih, şehirler tarihi ve neseb tarihidir.

İslam öncesi Araplarda dış işlerine bakan kişiyle ortak çalışan bir tarih kurumu bulunmaktaydı. Hatta bu dönemde tarih konusunda en yetkin kişi Ömer b. Hattab’dır. İslam tarihçiliği; siyer ve megazi yazımıyla başlar. İslam öncesi Arap tarihçiliği şunlardan oluşmaktadır:
1. Eyyamul Arab
2. Ensabul Arab. Ensab konusunda en yetkili kişi Hz. Ebubekir’dir.
Ayrıca, tarihçilerle ilgili çok yaygın bir iddia daha bulunmaktadır. O da Arap tarihçilerinin çoğunun Şii kökenli olması ve bu nedenle Şiilerin aleyhine olan kişilere karşı çok sert ve haşin olmalarıdır . Bu durum; Abbasilerin iyi gösterilmesine neden olmuştur. Duri (Abdulaziz Ed-Duri, Ürdünlü tarihçi), tarihin ortaya çıkışı ve gelişmesini Emevi muhalifleri tarafından olduğunu ve Emevileri bu kitaplarda kötülediğini belirtmektedir. Bu görüş de tüm Emevi aleyhindeki tarihi rivayetleri zan altına almakta ve Emevileri iyi göstermeye çalışan Arap milliyetçiliğin bir ürünüdür. Yoksa tarih çalışmasında Araplar ve hatta Emevi yanlısı âlimlerin de büyük katkısı olmuştur.
Tarih ilmi; Kufe, Basra ve Medine’de ortaya çıktı. Tarih, cahiliye döneminden arta kalan kıssa uslubuyla, muhaddislerin isnat uslubu arasında yol almıştır. Batı toplumunda felsefe nasıl bütün bilimleri içinde barındırmışsa İslam dünyasında da tarih aynı işlevi üstlenmiş fakat zamanla ihmal edilmiştir.

İlk İslam Tarihçileri
1- İslam tarihindeki ilk tarihçi Güney Arabistanlı Abid (Ubeyd) ibn Şerya’dır. Muaviye’nin daveti üzerine Şam’a gelmiştir. Muaviye, kendisinden ilk Arap krallıkları hakkında bilgi almak istemiş ve bu konuda bir eser yazmasını sağlamıştır. Eseri; Kitabül Muluk ve Ahbar’ül Mazin (Hükümdarlar Kitabı ve Eskilerin Kitabı) diğer bir eseri de “İlmul Evamil” (İnsanların Menşeine Dair İlim)
2- Vehb b. Münebbih (öl.728) ilk önemli tarihçilerdendir. Yemenli olup Yahudi kökenlidir. Babası Peygamberimiz zamanında Müslüman olmuştur. Eseri; “Tican fi-Muluki Himyer”dir. İslam öncesi Arap tarihi hakkında bilgi verir.
3- Ka’bul Ahbar (öl. 652) : Yemenli bir Yahudi’dir. Müslüman olmuştur. Muaviye’nin sarayında öğretmen ve müşavir olarak görev yapmıştır.
4- İbni Mukafa (öl. 757) : “Siyerul Mulukul Acem” isimli eseriyle İran tarihini yazmıştır. İbni Mükafa’nın Farsça “Hükümdarlar” kitabı (Hudayname) Arapçaya çevrilmesiyle İran geleneği Arap tarihçiliğine girmiştir.
5- Hişam b. Muhammed Kelbi (öl.818)
6- Muhammed b. İshak (öl.768) : ilk kapsamlı peygamber biyografisini yazmıştır.
7- Muhammed b. Kelbi (öl.763-4) : Arap nesep ilmi alanında araştırmalar yapmıştır

Önemli Müellifler
1- Abdullah b. Selam b. el-Harsi (öl.43/663): Eseri, Mesail, Kuteyban, Merviyyatu an-Esfarı Danyal
2- Ke’b el-Ehbar (öl.32/652): Eseri, Siretül İskender ve Mafi Minel Acaib Vel-ğeraib, Vefatül Musa, Es-Silkin Nazım Fi-Alemil Evvel Vel Ahir, Hadisin Zil Kefl, Hadisun Hemamatül Zeheb ve Hadisün İfrakisun Bintil Melik
3- Vehb b. Munebbih (öl.110/728): Eseri, Kitabul Mülükül Mutevecceh Min Himyer ve Ehbaruha ve Kısasuhum ve Kuburuhum ve Eş’aruhum, Kitabul Mebde, Kitabul Megazi, Kısasül Enbiya Ev Kısasül Ehbar, Risaletün Fi Siretünnebevi, Hikmetü Vehb, Me’ize, Kitabü Zebur ve Davud
4- Cabir el-Cufi, Cabir b. Yezir b. el-Haris (öl.128-746): Eseri, Kitabun Nevadir, Kitabul Fedail, Kitabul Cemel, Kitabul Siffin, Kitabun Nehrevan, Kitabun Mukattel Emirul Mu’min Ali, Kitab Mukettel el-Hüseyin
5- Avana b. el-Hakem (öl.147-764): Eseri, Kitabul Tarih, Siretül Muaviye ve Beni Umeyye
6- Ebu Mihnef, Lud b. Yahya el-Ezdi (öl.157-774): Eseri, Mukettel el-Hüseyin, Haberul Muhtar ve İbni Ziyad, Siretül Hüseyin, Kitabul Muammerin, Futuhul Şam, Kitabul Ehbar, Kitabul Cemel.
7- Muhammed b. İshak (öl.767): Siyer
8- İbni Hişam (öl.838): Siyer

NOT: Bu liste çok uzun. Buna siyer, meğazi, ensap, genel tarih, şehir ve bölge tarihi, tabakat kitapları, menkıbe kitapları, kültür ve medeniyet tarihi, kıssalar gibi liste de dahil edilir.
Yani İslam tarihçiliğini veya Emevi tarihçiliğini tamamen şiaya atfetmek, tüm tarihi ve rivayetleri zan altında bırakır. Unutmayın ki hadis dahil tüm rivayetler ve sahabeler de tarihtir... 
Ayrıca, yukardaki soruda dile getirildiği gibi, İslam tarihini ve Peygamber hayatını tek bir kişiye veya kaynağa indirgemek ancak kasıtlı bir zihnin mahsulü olabilir. Hadis külliyatları ve diğer çalışmalar bile aynı zamanda bir tarih çalışmasıdır. Bu hadis rivayetleri bile olayın sıhhatini doğrulamaktadır. Eğer rivayetleri kabul etmesek o zaman tüm tarihi ve bilgilerimizi de yok saymamız gerekir, çünkü tüm bilgilerimiz hatta felsefe kitaplarımız da rivayetler üzerine gelmektedir. 

SONUÇ
Peygamberin vefatından hemen sonra yani on yıl içinde onun kurduğu devletin İran'ı ve Suriye ve Mısır’ı alması acaba yeterince varlığı için bir delil değil mi?
İlk İslam devletinin kurumları, orduları, vilayetleri ve vesikaları bir delil değil mi?
Bu devletin idaresinde Kur'an ve Hadis'in kullanılması bir delil değil mi?
Bu toprakları Sasani ve Bizans'ın elinden kim aldı?
Tarihi vesikaymış?
Peki devletin kendisi bir vesika değil mi?
Herakliyos, Kisra ve Mukavkıs'a gönderilen mektuplar vesika değil mi?
Bu cahilce saldırılara karış neden böyle güçlü bir şekilde haykırmıyoruz?
       Yukardaki Yeni İlmi Kelam kuralım teklifimi de bir daha yapmalıyım. Çünkü özellikle sosyal medya sayesinde İslam’a yönelik bu tarz kafa karıştırıcı çok yayın yapılmakta ve bunlara aynı yolla cevap verilmemektedir. Akademisyenlerimiz bu tür kişileri ve çalışmaları küçümseyip muhatap almamakta, fakat altlarındaki zeminin kaydığını görmemektedirler. Onlar bu sayede gençlere ulaşırken biz klasik yöntemleri tercih ediyor, ya da geçmişin tozlu sayfalarında kalmış şaz meseleleri ısıtıp ısıtıp tartışmayı tercih ediyoruz. Bence artık planla çalışmanın vakti geldi ve geçti bile 

4 yorum:

  1. Yazıyı Baştan Sona okudum...Ka’bul Ahbar (öl. 652) : Yemenli bir Yahudi’dir. Müslüman olmuştur. Muaviye’nin sarayında öğretmen ve müşavir olarak görev yapmıştır....Peygamber efendimizin zamanında yaşadığı yıllarda yaşayan tek kişidir oda şamda bulununa muaviyenin sarayında görev yapmıştır.. Şam medineye 1.267 km Mekkeye ise 1.667 Km dir...Bu gün ki gibi uçakla 3 saatte gidilebilecek bir yok değildir...İnsan yürüyerek saatet 4,5 km gidebilir. hiç durmadan 1267 km yolu 12 günde gidebilir...24 saat hiç durmadan yürümenin mümkün olmadığına göre bu yolculuk ister deve ile ister at ile ister yürüyerek 1 aylık bir yolculuktur...ha dediğiniz zaman gidilip gelinecek bir yol değildir...dolayısıyla bazı şeylerin Ka’bul Ahbar a ya anlatılmış olması lazım yada bizzat kendisi nin gidip görmüş olması lazım..Başka bir kaynakta Ka’bul Ahbar ın Yemen’de yaşadığı, Resûl-i Ekrem zamanında oraya giden Hz. Ali ile görüşerek İslâmiyet’i kabul ettiği söylenmektedir. Hz ali 599 tarihinde doğmuş Resülü ekrem 632 yılında vefat etmiştir yani Hz ali 33 yaşında iken resülü ekrem vefat etmiştir..Diğer adı geçenlerden sadece Vehb b. Munebbih Resülü ekrem vefat ettiğinde yeni doğmuş yada 3-5-10 yaşlarında olma ihtimalli vardır..diğerleri 150 yıl yaşamadılarsa Resulü ekrem hayatta iken doğmamışlardı bile... Bu kaynaklar islem tarihinin ilk kaynakları olduğuna göre yazdıkları kitaplarda Gösterebilecekleri kaynakta mevcut değil...Sonuç kısmında Peygamberin vefatından hemen sonra yani on yıl içinde onun kurduğu devletin İran'ı ve Suriye ve Mısır’ı alması acaba yeterince varlığı için bir delil değil mi? muhakkak delildir..Fakat yazılı eser açısından deliller yukarıdakilerdir..dolayısıyla yazılı eserler açısından baktığımızda delil değildir kaldı ki. Dört halifenin hiçbirinin kendi kalemlerinden çıkan kitapları yoktur... Peygamberimize en yakın olanlar kendi kalemlerinden Peygamberimiz şöyle dedi böyle dedi gibi beyanlar yoktur...Hal böyle iken o devri yazan anlatan ve o devirde yemende yaşamış tek kişi olan Ka’bul Ahbar ın bile Resulu Ekrem hakkında yazdıklarının doğruluk derecesini düşük olarak görüyorum..

    YanıtlaSil
  2. Ayrıca Peygamber efendimizin hayatını anlatan ilk yazılı kitap İbn Hişam tarafından yazılmıştır.. İbn Hişam 708 tarihinde kahirede dünyaya gelmiş yani Peygamberimiz vefat ettikten 76 yıl sonra.. Tahsilini basrada yapmış ve ölünceye kadar mısırda yaşamıştır... Anlaşılan o ki Peygamber efendimizin hayatını anlatan kitaplar ve yazarları Resülü Ekrem in yaşadağı topraklarda ve Resülü Ekremin yaşadığı tarihlerde Yaşamamıştırlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar kıvırırsanız kıvırın bu şapka bu kel'e oturmuyo kardesım....Artık gelir kapınız'ın kapanacağını bu milletin uyanmaya başladığını görünce kıvranmaya başladınız. Direk veya dolaylı olarak en az 10 milyon insan bu masallardan ekmek yiyor.Resmen bi sınıf oluşturdunuz.Ama artık insanlar kaynaklara çok kolay ulaşabiliyo,gerçekleri görebiliyor, sizin hikâyeler karın doyurmuyor, gençler ve akıllı olanlar yemiyor artık..Bedavadan para kazanma zamanı geçti, kendinize bi iş bulsanız iyi olacak

      Sil
  3. Araştırma merkezi kurulacakmis ! milyonlar var ilahiyat eğitimi alan,bdiyanet var milyarlar harcayan ama ne hikmetse yetmiyor bir tane de araştırma merkezi mi lazım?

    YanıtlaSil

Yazarlar