Ömrünü İlme Adamış Bir Âlim
Kendini Derslere Vakfetmiş Bir Muallim
BEKİR TOPALOĞLU
Cağfer
KARADAŞ
Doktora
sürecimi rahle-i tedrisinde tamamladığım Bekir Topaloğlu Hocamız dâr-ı bekaya
irtihal edeli beş yıl olmuş. Zaman su gibi akıyor. Yıllar geçiyor da farkına
varamıyoruz. Dinler Tarihi emektarı Ömer Faruk Harman hocamız 4 Mart 2021’de
aramızdan ayrılıp dâr-ı bekaya irtihal edince Bekir Topaloğlu Hocamın ayrılık
acısı içimde tazelendi. Ömer Faruk Harman Hocamın da üzerimde epey emeği var.
Doktora ders döneminde kendisinden Dinler Tarihi dersi almıştım. Bilge kişiliği
ve babacan yönlendirmesiyle “Mu’tezile’nin Hıristiyanlara Reddiyeleri” konulu
mütevazı bir seminer çalışması yapmıştım. İlk akademik yayınım oldu bu. Rabbim
gani gani rahmet eylesin! Mekânı cennet, kalanlarına sağlık ve selamet olsun…
Yıllar var ki hocamız hakkında bir şeyler
yazayım diyordum. Demek ki şimdiymiş vakt-i merhunu. Zira genç nesil bilmezler
onu. Başlangıç olsun şimdilik, özet bir hayat hikâyesi. Aslında bu büyük
zatların hayatı, Türkiye’nin din eğitimi tarihi. İmam-Hatip Okullarının ve
Yüksek İslam Enstitülerinin ilk öğrencileri, ilk hocaları… Hem ilk harçları hem
ilk harç koyanları… Maya da oldular, mayalayan da… Şimdi görev bize ve bizden
sonrakilere! Ondanmış demek, her gidenden sonra omuzlarımızdaki ağırlığın biraz
artması.
Buyurun
okuyalım efendim Hocamızın hayat hikâyesini!
Hocamız, nüfus kâğıdına
göre 30 Nisan 1936 yılında doğdu. Ancak, kendi ifadesine göre ise gerçek doğum
tarihi 17 Kasım 1932. Doğduğu yer, Trabzon’un Çaykara ilçesinin Taşçılar köyü.
Hocanın babası ayakkabıcı Hüseyin Efendi, annesi ise Emine Hanım. İlk tahsiline
mahalle mescidinde başladı, Bozoğlu Hoca’dan Kur’an okumayı söktü, Muhammed
Hanefi Hoca’dan (Kutluoğlu) hâfızlık yaptı.
Yörenin medrese
geleneğine göre Hocamız, on yıl süreyle Arap dilinin sarf cümlesi kapsamında Emsile,
Bina, Maksûd, Merah; nahiv cümlesi kapsamında Avâmil, İzhar, Kafiye,
Molla Câmi; Meânîden ise Telhîs’i okudu. Arap dil bilgisi safhasını
böylece tamamlayan Hocamız diğer temel ilimlerin özgün kaynakları olan fıkıhtan
Halebî Sagîr, Merâkı’l-felâh, Mülteka ve onun Şerhi; usûl-i fıkıhtan Mir’ât
Şerhi’l-Mirkat; tefsirden Celâleyn, Kâdî
Beyzâvî; hadisten Râmûzü’l-ehâdîs; kelâmdan Emâlî ve Şerhu’l-Akâid;
mantıktan Îsâgûcî; ferâizden Metnü’s-Sirâciyye kitaplarını
okuyarak dinî ilimler tahsilini tamamlayıp 1949’da icâzet aldı. Eskilerin
tabiriyle hem alet ilimlerinde hem de âlî ilimlerde çok iyi yetişti. Hocaları
arasında Kabro Hoca lakaplı Hasan Er Hoca da vardı.
Hocamız medrese
usulüyle öğrenimi sırasında üçüncü sınıftan başlayarak ilkokul öğrenimini
tamamladı. İlk görevi 1950 yılının yaz aylarında başladığı Trabzon merkeze
bağlı Yeşilova’da imam-hatiplikti. Yıl 1949, son CHP iktidarı döneminde,
İlahiyat Fakültesi’nin eski hocalarından Şemseddin Günaltay’ın Başbakanlığı
sırasında İmam Hatip Kursları adıyla din eğitimi veren okullar açıldı. Demokrat
Parti döneminde bu okulların adı İmam Hatip Okulu’na dönüştürüldü. Bu gelişme
üzerine dedesinin istek ve telkinleriyle Trabzon’da başladığı imamlık görevini
bırakarak 1952-53 öğretim yılında İstanbul İmam-Hatip Okulu’na kaydoldu. Burada
Osmanlı bakiyesi hocalardan dersler aldı: Celâleddin Ökten, Bekir Haki Yener,
Abdullah Güzelyazıcı, Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, Zekâi Konrapa, Nureddin
Topçu... İmam Hatip Okulu öğrenciliği esnasında boş durmadı, irşad ve vaaz
faaliyetlerinde bulundu; Edirnekapı Mihrimah, Eyüp, Hırka-i Şerif, Beyazıt ve
Eminönü Yenicami gibi İstanbul’un büyük camilerinde vaazlar verdi. 1959’da
İstanbul İmam-Hatip Okulu’ndan mezun oldu, Divanyolu’ndaki Fîruz Ağa Camii’nde
üç buçuk yıl süreyle imam-hatiplik ve Manisa-Saruhanlı’da fahrî vâizlik yaptı.
Hocamızın da
içinde bulunduğu İmam-Hatip okulu mezunlarının ısrarlı çabalarıyla 1959’da açılan
İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nün ilk öğrencileri arasında yer aldı, 1963’te Enstitü’yü
birincilikle bitirdi, aynı yıl mezunu olduğu İstanbul İmam-Hatip Okulu’na
meslek dersleri öğretmeni olarak atandı. Onun buradaki görevi iki buçuk yıl
sürdü. 1966 yılının başında İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde kelâm
asistanlığını kazanan hocamız, Faslı alim Prof. Muhammed Tavid Tancî’nin
asistanı oldu. 1968 yılı Nisan ayında Tuzla Piyade Okulu’nda askerlik görevini
yaptı. Askerliği sırasında garnizon camiinin yapımında büyük çaba ve katkıları
oldu. Askerlik dönüşü hocamız, 1971’de asistanlık tezini tamamlayıp o günkü
adıyla “Öğretim Üyeliği” unvanını aldı ve İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü Kelâm
Öğretmenliği kadrosuna atandı.
1983’te İstanbul
Yüksek İslâm Enstitüsü’nün Marmara Üniversitesi’ne bağlı İlâhiyat Fakültesi’ne
dönüştürülmesinden sonra öğretim üyeliği tezi, doktora tezine denk kabul
edilerek Doktor unvanı aldı ve aynı yıl bu fakültede Yardımcı Doçent, 1986
yılında Doçent, 1988 yılında İslâm Felsefesi, 1993 yılında da Kelâm Anabilim
Dalı’nda Profesör oldu ve bir süre bölüm başkanlığı yaptı.
Akademik hayatı
esnasında hiç boş durmadı mutlaka çeşitli klasik eserlerin okutulduğu bir ders
halkası oldu. Kelamdan Felsefeye oradan tasavvufa… Bendeniz derslere
katıldığında Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’nin el-Avâsım mine’l-Kavâsım adlı
eserini okutuyordu. Muhyiddin İbn Arabi’nin İtikadî görüşleri konulu Doktora
tez dönemine başladığımda uzun süre onun el-Fütûhât el-Mekkiyye’sini
okuttu. Daha nice talebeleriyle nice kitaplar… O, işte böyle rahle-i tedrisinde
bugün İlahiyat Fakültelerinde görev yapan bir çok öğretim üyesi öğrenciler
yetiştirdi, 14 Ekim 2002’de yaş haddinden emekli oldu. Emekli olduktan sonra da
durmadı çalışmaya devam etti. Büyük hayali İmam Matüridî’nin Te’vilâtü’l-Kur’ân
tefsirinin neşri onun gözetim ve denetiminde tamamlandı. Kitâbü’t-Tevhîd’i
rahmetli öğrencisi Muhammed Aruçi ile yayınladı ve bizzat kendisi tercüme etti.
Yaşanılan hayattan ve güncel konulardan da uzak değildi ama ilim ve ders
halkası her zaman öncelikliydi.
Hâsılı, Hocamız
hiç boş durmadı, her gittiği yerde veya bulunduğu her konumda mutlaka bir
ikinci işi oldu: Fakültedeki görevinin yanı sıra İstanbul’da Türkiye Diyanet
Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi’nin yayınladığı İslâm Ansiklopedisi’nin
kuruluşunda bulundu, yayınlanmasına başından beri destek verdi ve her aşamasında
büyük katkıları oldu; uzun yıllar İslam Ansiklopedisi’nin İnceleme Kurulu
Başkanlığı, Kelam-Mezhepler Tarihi İlim Heyeti Başkanlığı ile telif ve redaksiyon
görevlerini yürüttü.
Ömrünü ilme
adamış, ders vermeye vakfetmiş olan hocamız Bekir Topaloğlu, 9 Mart 2016
yılında dâr-ı mihnete veda etti, dâr-ı bekaya irtihal eyledi. Rabbim gani gani
rahmet eylesin…
Not: Hocamızın hayat serüvenini ve düşünce dünyasını şu kitaplardan
okuyabilirsiniz:
Mustafa Öcal,
“Bekir Topaloğlu”, Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi ve Dinî
Hayat, Ensar Neşriyat, İstanbul 2008, II, 255-348;
İlyas Çelebi,
“Bekir Topaloğlu”, edit. Cağfer Karadaş, Çağdaş İslam Düşünürleri, Ensar
Neşriyat, İstanbul 2019 s. 353-377;
Cağfer Karadaş,
Ana Hatlarıyla Kelam Tarihi, Ensar Neşriyat, İstanbul 2015, s. 301-307.
25
Recep 1442 / 9 Mart 2021
0 yorum:
Yorum Gönder