Yahudilik ve Yahudiler;
İslâm’ın ilk dönemlerinden günümüze kadar İslâm’a bakışları, Kur’an’ın onlar
hakkındaki ifadeleri, Hz. Peygamber’in özellikle Medine dönemindeki durumları
ve içe dönük sosyal yapıları gibi nedenlerle Müslümanlar için merak konusu olmuş,
yapılan araştırmalar ilgi uyandırmıştır. Ancak yapılan araştırmalar genellikle Yahudilerin
inançları, sosyolojik yapıları ve tarihsel süreçleri üzerinde makro düzeyde yoğunlaşırken
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Ömer Sabuncu araştırmasını; Hz. Peygamber’in “gökteki yıldızlar”
ismiyle nitelendirdiği, dönemin Yahudi kabilelerinde bir kısmı âlim veya âlim
yakını olarak tanınan Müslüman olmuş Yahudiler üzerinde derinlemesine -mikro
düzeyde- biyografik bir çalışma yapmıştır. “Yahudi asıllı” özelliği dahi o sahâbîleri
asr-ı saadetten bu yana farklı kılmıştır ki kitap bu yönünü öne çıkaran ismiyle
daha en başta okuyucunun dikkatini celp etmektedir.
Eser için genel bir değerlendirme
yapacak olursak; İslâm devletinin kuruluşu esnasında Hz. Peygamber’in Yahudilere
verdiği yeri, onların da -içlerinden gelen mühtedi Yahudilerin ifadeleri ışığında-
İslâm’a bakışlarını anlamada gerçekten önemli bilgi ve derin tahlillerin
bulunduğu emekli bir çalışma yapılmıştır. Hz. Peygamber’e defalarca şahsi ve
kabile düzeyindeki ihanetleri ve düşmanca ifadeleri Yahudilerle ilgili
günümüzdeki Müslümanın genel bakış açısının ta o günlere dayandığını okuyucuya
hissettirmekte ve bu yönüyle güncel Yahudi-Müslüman ilişkilerine ışık tutacak
tecrübeleri kazandırmaktadır. Yoğun bir kaynak taramasından sonra elde ettiği
tamamen bilimsel bilgiler ışığında yaptığı yorumlarını akıcı ve sade bir üslupla
ifade eden yazar, tüm Yahudileri itham edici ifadelerden kaçındığı gibi Müslüman
olan Yahudiler için de oldukça ihtiyatlı davranmış, münafık olduğu iddia edilen
Yahudiler için “münafık olarak kaydedilmektedir” şeklinde bir ifade kullanmıştır.
Yazar kitabın daha başlarında “İslâm'ı ilahi dinlerin genel adı” olarak
niteleyerek Hz. Peygamber’in ehl-i kitabı kucaklayıcı tavrına işaret etmiş,
sonraki dönemde yaşanan ihanet akabinde verilen cezaların gerekçelerini derin
analizlerle ortaya koymuştur.
Eserin giriş bölümünde yazar, ilgili
terminolojiyi, -buna bağlı olarak- sahâbe, Yahudilik ve Beni İsrail kavramlarına
dair akılda soru bırakmayacak şekilde açıklık getirmiş, kaynak çeşitlerini, çalışmanın
konusu ve izlediği metodu belirtmiştir. Yine aynı bölümde Yahudilerin Arabistan’a
din, ticaret, göç ve sürgün gibi sebeplerle gelmesiyle ilgili rivayetlerin çeşitliliği
nedeniyle net bir sebep ileri sürülemeyeceğini ifade etmiş ve bu bölgedeki diğer
Yahudi yerleşimleri hakkında da genel bir açıklamada bulunmuştur.
Giriş bölümünün dışında çalışmasını iki
bölümde sunan yazar, birinci bölümde Hz. Peygamber’in Mekke’de ve bilhassa
Medine dönemindeki Yahudi ilişkileri üzerinde durmuş, Yahudilerin imzaladıkları
Medine Sözleşmesi bağlamında Müslümanları Medine'nin ortakları olarak başta
kerhen kabul etmek zorunda kaldıklarını ancak daha sonraları durumun bilhassa
ekonomik sonuçları nedeniyle Yahudiler tarafından ihanetle sonuçlandırıldığına
işaret etmiştir. Yahudiler bu süreçte açıktan Hz. Peygamber ve Müslümanlara suikastlar
düzenlemek suretiyle onları düşman ilan etmiş, düşmanla iş birliği yapmış böylece
anlaşmadan çatışmaya, kavli saldırıdan fiili saldırılara yönelerek anlaşmayı
tek taraflı olarak bozmuştur. Yazar, Yahudi kabileleri Beni Kaynuka, Beni Nadir
ve Beni Kurayza’nın sosyo-kültürel yapılarını, ekonomik, askeri durumlarını,
müttefiklerini, anlaşmayı bozma yollarını ve en sonda da Hz. Peygamber’in
onlara uyguladığı cezaları tek tek analiz etmiş, tahlillerde bulunmuştur. Bu
kabilelerin cezalandırılması hususunda Hz. Peygamber’e dolayısıyla da İslâm'a yöneltilen
suçlayıcı ifadelere cevap niteliği taşıyan bilgileri paylaşan Yazar, bu konuda
Beni Kaynuka ve Beni Nadir kabilelerinin işledikleri suikast, düşmanla işbirliği
gibi ihanet suçlarını, rahmet Peygamberinin "sürgün"le cezalandırırken;
Beni Kurayza’nın -Hendek gazvesinde düşmanla ittifak suretiyle- işlediği ihanet
suçunun, erkeklerin öldürülmesi kadın ve
çocukların esir edilmesi şeklindeki cezası, Yahudilerin isteği üzerine İslâm öncesindeki
müttefiki Hazrec kabilesinden hakem tayin edilen Saʻd b. Muaz tarafından
verilmiştir ki bu hem Yahudi hem de Arap hukukuna uygun görülmüştür. Kitapta
ayrıca Medine dışındaki bölgelerde yaşayan Yahudi kabilelerine de değinilmiş,
Yahudilerin sosyo-kültürel yaşamlarını; kale tarzındaki yüksek yapılı bahçeli
ev ve evliliklerinden kıyafet ve dillerine varıncaya kadar birçok konuya açıklık
getirmiştir.
Kitabın ikinci bölümünde ise mühtedi Yahudiler;
kabileleri belli ise kabilelerine nispeten tek tek İslâm'a girişleri, Hz. Peygamber'le
ilişkileri, varsa Hz. Peygamber'in kendileriyle ilgili ifadeleri ve Hz. Peygamber'den
rivayetleri hakkında derinlemesine inceleme yapılmış, bu sahâbîlerin akidevi yönleriyle
ilgili kaynaklardaki rivayetler paylaşılmıştır. Kitabın sonuna eklenen Yahudi
asıllı sahâbîlere ait bütün bilgileri kategorize eden tablo, çalışmanın genel
bir özeti niteliğinde olup, akılda kalıcılığı açısından esere önemli bir nitelik
kazandırmıştır. İkinci ek adıyla açılan müsned adlı bölümde ise İslâm’la şereflenmiş
Yahudi sahâbîlerin rivayet ettiği hadislere kendi isimlerinin altında yer vermiştir
ki bu onların hadis ilmine katkılarına, Hz. Peygamber’le ilişkilerine ışık
tutmuştur.
Kitabın genelinde yazar, Kur’an ayetlerine,
mühtedi Yahudilerden aktarılan rivayetlere ve yaşanan olaylara dayanarak sık sık
Yahudilerin Hz. Peygamber'e duyduğu kıskançlığa, Müslüman olan Yahudileri
"şerlilerimiz" şeklinde nitelendirmelerine, ikiyüzlü tavırlarına,
Peygamber öncesi Medine’deki Arapları dini, kültürel ve ekonomik anlamda aşağılamalarına
işaret etmiştir. Son derece titizlikle hazırlanan bu kitap ihtiyatlı
davranmakla beraber Yahudiler hakkında objektif bir yaklaşım sergilemiş,
okuyucunun kısmen de olsa bakış açısını değiştirmiştir.
Tanıtım/Değerlendirme:
Tuba ALAYBEYİ
İslâm Tarihi Doktora Öğrencisi
Kitap hakkında gerçekten bilgilendirici bir takdim yazısı olmuş .
YanıtlaSil