1 Eylül 2021 Çarşamba

Cahiliye Döneminde Arap Savaşları

CAHİLİYE DÖNEMİNDE ARAP SAVAŞLARI

Yazar: Dr. Fuat DAŞ

Hiperlink yayınevi, İstanbul 2019, s.s. 112

 

Osman ADIGÜZEL[1]

Bartın Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu Doktor Öğretim Görevlisi Fuat Daş tarafından yazılmış olan ‘Cahiliye Döneminde Arap Savaşları’ adlı bu kitap; Giriş ve dört bölümden (Arap Savaşları’nın Önemli Olanları, Arap Savaşları’nda Bazı Toplumsal Temalar, Arap Savaşları’nda Dil Özellikleri ve Arap Savaşları’nda Şiir ve Şairler) oluşmaktadır. Kitapta ele alınan konu ile ilgili bilgi kısa tutulurken ağırlıklı olarak şiire fazla yer verilmiştir.

Giriş (9-24)

Giriş kısmında genel itibari ile savaşmanın Arap toplumunun hayat tarzını yansıttığını ve buna ‘Eyyâmu’l- ‘Arab’ denildiği ifade edilmiştir. Yevm kelimesi ile ilgili kesin bir tanımın söz konusu olmadığı, savaşların gündüz vakitleri yapılıp geceleri son bulmaları sebebiyle ‘günler’ kelimesi ile ifade edildiğine değinilmiştir. ‘Eyyam’ ifadesi ile ilgili modern araştırmacıların farklı görüşleri bulunduğuna değinilmiş ve bunlar maddeler halinde sıralandıktan sonra bu araştırmacıların çoğunun “Yevm” ifadesiyle savaşın kastedildiği üzerinde hem fikir olduklarına değinilmiştir.

Taraflar arasında yapılan savaşların süresinin değişkenlik gösterdiği, günler süren savaşların yanı sıra onlarca yıl süren savaşların da olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Araplarda olan intikam duygusunun savaşların süresinde etkili olduğuna da vurgu yapılmıştır.

Arapların tarihinde büyük önemi olan bu savaşların dünya tarihi açısından çok fazla bir öneme sahip olmadığı söylenmiş ve yapılan savaşların farklı ve ilginç sebepleri olabileceğine de değinilmiştir. Bazıları büyük sebeplerden dolayı ortaya çıkarken bazıları da basit bir sebepten dolayı ortaya çıkmaktadır. Örneğin Dâhis ve Gabr’a savaşları bir at yarışından dolayı ortaya çıkmıştır. Yine Ficar savaşlarından biri ise birinin ayaklarını uzatması ve başka birinin de onun ayaklarına kılıçla vurmasından dolayı ortaya çıkmıştır.

Yapılan Savaşlara dair bazı adetlerin toplumun hayatında önemli bir yer işgal ettiği belirtilerek haram aylarda savaşmama adeti buna örnek gösterilmiştir. Giriş kısmında son olarak Eyyâmu’l-‘Arab’taki savaşların meydana gelme şartlarına ve zamanına göre tertiplenmiş ve tasnif edilmemiş olduğuna ve oryantalistler tarafından böyle bir çalışma yapılmış olmasına rağmen başarılı bir sonuç elde edilemediğinden bahsedilmiştir.

Arap Savaşlarının Önemli Olanları (25-37)

Bu bölümde Araplar arasında ortaya çıkmış olan önemli savaşlara kısaca değinilmiştir. Yazar, Güney Arapları olan Kahtaniler ile Kuzey Arapları olan Adnaniler arasında 75 ile 1700 arasında savaşın olduğunu belirtmiş ve taraflara arasında yaşanan küçük sürtüşmelerin de savaş olarak kabul edildiğinden dolayı da sayının fazla olduğuna değinmiştir. Bedevi bir yapıya sahip olan Araplar arasında çıkan savaşların sayıca daha fazla olmasının bir diğer sebebinin ise bedeviliğin yapısında olan ferdiyetçilik, kıskançlık, husumet gibi özelliklerden kaynaklandığı da belirtilmiştir.

Sert bir yapıya sahip olan Adnaniler’in kendi aralarında birlikteliği sağlamaları durumunda yenilmez bir yapıya sahip oldukları, tersi bir durum söz konusu olduğunda ise Kahtaniler’in hükmü altına girdiklerine değinilmiştir. Yemenlilerin de kabilelerin kendi iç çatışmalarından faydalanarak onların iç işlerine karıştıklarına ve kabile reislerinden veya düşman kabile liderlerinden birilerini onlara yönetici olarak atadıkları belirtilmiştir.

Önemli olan savaşlar şöyle sıralanmıştır: Besus Savaşı, Dâhis ve Gabrâ Savaşı, Zukar Savaşı, Ficar Savaşı, Hazaz Savaşı, Havze Savaşı, Kulab Savaşı, Safka Savaşı, Buas Savaşı

Arap Savaşlarında Bazı Toplumsal Temalar (38-54)

Bu başlık altında Diyet, İntikam Duygusu, Kabile Taassubu, Kadın, Öğüt, Yağmalama ve Esaret konuları işlenmiştir. Diyetin intikamı ortadan kalkması için verilen bir tür mal olduğu ve deve ile ödendiği belirtmiştir. Ayrıca deve dışında verimli arazi, at veya hurmayla da ödenebileceği belirtilmiştir. Yine diyetin miktarının kabile ve insanların statülerine göre değişkenlik gösterdiği de belirtilmiştir. Ancak bazen diyet almanın da bir tür korkaklık olarak kabul edildiğini de belirtmiştir yazar.

Cahiliye döneminde Araplar arasında bir devletleşme anlayışının olmadığını ve bu durumun da kabile yaşamını öne çıkardığını anlatan yazar, sıkıntı yaşanması durumunda kabilenin sıkıntıyı kendisinin çözmesi gerektiğini belirtmiş ve bunun da kabile taassubuna yol açtığını belirtmiştir.

Arap Savaşlarında Dil Özellikleri (55-85)

Bu başlık altında da Dua, Beddua, Temenniler, Yemin İfadeleri gibi konulara değinilmiştir. Dua-Beddua ifadelerinin bir toplumun kültür, örf ve adetlerinin kalıplaşmış ifadelere döküldüğü belirtilmiş ve Eyy’am’l-‘Arab’ta çıkan savaşlarda insanların bir birlerine karşı söylemiş olduğu çokça dua ve beddua sözlerinin olduğuna değinilmiştir.

Araplar arasında yeminin önemine değinen yazar, bir işin yapılıp yapılmayacağını belirtmek için kutsal kabul edilen bir varlık üzerine yemin edildiğini belitmiş ve insanların; kutsal mekanları, deve, at gibi değerli kabul edilen varlıkları üzerine yemin edilenler olarak açıklamıştır. Yeminlerin ise sıradan birer ifade olmadığı ve bir milletin nelere değer verdiklerini, inanç kültürlerini yansıttığını da belirtmiştir.

Arap savaşlarında şiir ve şairler (86-108)

Araplar arasında cereyan ededen savaşların Arap edebiyatı açısından önemli bir yeri olduğu belirtilmiş ve Arap şiirinin ilk ürünlerinin bu savaşlar esnasında ortaya çıktığına değinilmiştir. Ayrıca yazar savaş olgusunun şiiri tetikleme görevi gördüğünü ifade etmektedir.

Yazar, savaşlarda söylenmiş olan şiirlerin yüzyıllar boyu hafızlarda saklı kalmasının sebebinin şiirlerin toplumsal konulardan soyutlanmadığını ve toplumun ortak konu ve kültürünü yansıttığını ifade etmektedir.



[1] Hitit Üniversitesi, İslam Tarihi ve Sanatları Doktora Öğrencisi; osmanadiguzel_63@hotmail.com



 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar