CAHİLİYE DÖNEMİNDE ARAP SAVAŞLARI
Yazar: Dr. Fuat DAŞ
Hiperlink yayınevi, İstanbul 2019, s.s. 112
Osman ADIGÜZEL[1]
Bartın Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu Doktor Öğretim Görevlisi Fuat Daş tarafından yazılmış olan ‘Cahiliye Döneminde Arap Savaşları’ adlı bu kitap; Giriş ve dört bölümden (Arap Savaşları’nın Önemli Olanları, Arap Savaşları’nda Bazı Toplumsal Temalar, Arap Savaşları’nda Dil Özellikleri ve Arap Savaşları’nda Şiir ve Şairler) oluşmaktadır. Kitapta ele alınan konu ile ilgili bilgi kısa tutulurken ağırlıklı olarak şiire fazla yer verilmiştir.
Giriş (9-24)
Giriş kısmında genel itibari ile savaşmanın Arap toplumunun hayat
tarzını yansıttığını ve buna ‘Eyyâmu’l- ‘Arab’ denildiği ifade edilmiştir. Yevm
kelimesi ile ilgili kesin bir tanımın söz konusu olmadığı, savaşların gündüz
vakitleri yapılıp geceleri son bulmaları sebebiyle ‘günler’ kelimesi ile ifade
edildiğine değinilmiştir. ‘Eyyam’ ifadesi ile ilgili modern araştırmacıların
farklı görüşleri bulunduğuna değinilmiş ve bunlar maddeler halinde sıralandıktan
sonra bu araştırmacıların çoğunun “Yevm” ifadesiyle savaşın kastedildiği
üzerinde hem fikir olduklarına değinilmiştir.
Taraflar arasında yapılan savaşların süresinin değişkenlik gösterdiği,
günler süren savaşların yanı sıra onlarca yıl süren savaşların da olduğu
belirtilmiştir. Ayrıca Araplarda olan intikam duygusunun savaşların süresinde
etkili olduğuna da vurgu yapılmıştır.
Arapların tarihinde büyük önemi olan bu savaşların dünya tarihi
açısından çok fazla bir öneme sahip olmadığı söylenmiş ve yapılan savaşların
farklı ve ilginç sebepleri olabileceğine de değinilmiştir. Bazıları büyük
sebeplerden dolayı ortaya çıkarken bazıları da basit bir sebepten dolayı ortaya
çıkmaktadır. Örneğin Dâhis ve Gabr’a savaşları bir at yarışından dolayı ortaya
çıkmıştır. Yine Ficar savaşlarından biri ise birinin ayaklarını uzatması ve
başka birinin de onun ayaklarına kılıçla vurmasından dolayı ortaya çıkmıştır.
Yapılan Savaşlara dair bazı adetlerin toplumun hayatında önemli bir
yer işgal ettiği belirtilerek haram aylarda savaşmama adeti buna örnek
gösterilmiştir. Giriş kısmında son olarak Eyyâmu’l-‘Arab’taki savaşların meydana
gelme şartlarına ve zamanına göre tertiplenmiş ve tasnif edilmemiş olduğuna ve
oryantalistler tarafından böyle bir çalışma yapılmış olmasına rağmen başarılı
bir sonuç elde edilemediğinden bahsedilmiştir.
Arap Savaşlarının Önemli Olanları (25-37)
Bu bölümde Araplar arasında ortaya çıkmış olan önemli savaşlara
kısaca değinilmiştir. Yazar, Güney Arapları olan Kahtaniler ile Kuzey Arapları
olan Adnaniler arasında 75 ile 1700 arasında savaşın olduğunu belirtmiş ve
taraflara arasında yaşanan küçük sürtüşmelerin de savaş olarak kabul
edildiğinden dolayı da sayının fazla olduğuna değinmiştir. Bedevi bir yapıya
sahip olan Araplar arasında çıkan savaşların sayıca daha fazla olmasının bir
diğer sebebinin ise bedeviliğin yapısında olan ferdiyetçilik, kıskançlık,
husumet gibi özelliklerden kaynaklandığı da belirtilmiştir.
Sert bir yapıya sahip olan Adnaniler’in kendi aralarında birlikteliği
sağlamaları durumunda yenilmez bir yapıya sahip oldukları, tersi bir durum söz
konusu olduğunda ise Kahtaniler’in hükmü altına girdiklerine değinilmiştir.
Yemenlilerin de kabilelerin kendi iç çatışmalarından faydalanarak onların iç
işlerine karıştıklarına ve kabile reislerinden veya düşman kabile liderlerinden
birilerini onlara yönetici olarak atadıkları belirtilmiştir.
Önemli olan savaşlar şöyle sıralanmıştır: Besus Savaşı, Dâhis ve Gabrâ Savaşı, Zukar Savaşı, Ficar Savaşı,
Hazaz Savaşı, Havze Savaşı, Kulab Savaşı, Safka Savaşı, Buas Savaşı
Arap Savaşlarında Bazı Toplumsal Temalar (38-54)
Bu başlık altında Diyet, İntikam Duygusu, Kabile Taassubu, Kadın, Öğüt,
Yağmalama ve Esaret konuları işlenmiştir. Diyetin intikamı ortadan kalkması
için verilen bir tür mal olduğu ve deve ile ödendiği belirtmiştir. Ayrıca deve
dışında verimli arazi, at veya hurmayla da ödenebileceği belirtilmiştir. Yine
diyetin miktarının kabile ve insanların statülerine göre değişkenlik gösterdiği
de belirtilmiştir. Ancak bazen diyet almanın da bir tür korkaklık olarak kabul
edildiğini de belirtmiştir yazar.
Cahiliye döneminde Araplar arasında bir devletleşme anlayışının
olmadığını ve bu durumun da kabile yaşamını öne çıkardığını anlatan yazar,
sıkıntı yaşanması durumunda kabilenin sıkıntıyı kendisinin çözmesi gerektiğini
belirtmiş ve bunun da kabile taassubuna yol açtığını belirtmiştir.
Arap Savaşlarında Dil Özellikleri (55-85)
Bu başlık altında da Dua, Beddua, Temenniler, Yemin İfadeleri gibi
konulara değinilmiştir. Dua-Beddua ifadelerinin bir toplumun kültür, örf ve
adetlerinin kalıplaşmış ifadelere döküldüğü belirtilmiş ve Eyy’am’l-‘Arab’ta
çıkan savaşlarda insanların bir birlerine karşı söylemiş olduğu çokça dua ve
beddua sözlerinin olduğuna değinilmiştir.
Araplar arasında yeminin önemine değinen yazar, bir işin yapılıp
yapılmayacağını belirtmek için kutsal kabul edilen bir varlık üzerine yemin
edildiğini belitmiş ve insanların; kutsal mekanları, deve, at gibi değerli
kabul edilen varlıkları üzerine yemin edilenler olarak açıklamıştır. Yeminlerin
ise sıradan birer ifade olmadığı ve bir milletin nelere değer verdiklerini,
inanç kültürlerini yansıttığını da belirtmiştir.
Arap savaşlarında şiir ve şairler (86-108)
Araplar arasında cereyan ededen savaşların Arap edebiyatı açısından
önemli bir yeri olduğu belirtilmiş ve Arap şiirinin ilk ürünlerinin bu savaşlar
esnasında ortaya çıktığına değinilmiştir. Ayrıca yazar savaş olgusunun şiiri
tetikleme görevi gördüğünü ifade etmektedir.
Yazar, savaşlarda söylenmiş olan şiirlerin yüzyıllar boyu
hafızlarda saklı kalmasının sebebinin şiirlerin toplumsal konulardan soyutlanmadığını
ve toplumun ortak konu ve kültürünü yansıttığını ifade etmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder