“Biyografi çalışmalarına farklı bir örnek sunan Ebû Hüreyre -Bir Otoritenin
İnşası- adlı kitap Türkiye Siyer Kitaplığı serisi arasında yayımlandı. Prof.
Dr. Şaban Öz tarafından kaleme alınan eser, rivayetleri ile öne çıkan ancak
hayatı ihmal edilen bir ismin, hayatına, şahsının zaman içerisinde otorite
haline getirilme sürecine ışık tutuyor.
Yazar, kitabının bir eleştiri veya savunu getirmek amacıyla telif edilmediğini bir otoritenin inşa sürecini takip etme gayesini taşıdığını belirtiyor. Klasik kaynaklara dayanılarak hazırlanan eserin biyografik eserlere yeni bir boyut kazandıracağı bekleniyor.” Siyer Araştırmalar
YA! EBA HİR
Mustafa AK
Başlığa koyduğum ünlem Arapça olup Ey! Kedicik babası anlamına
geliyor. Kedicik babası Resulullah’ın Ebu Hureyre’ye kedilere olan muhabbeti
nedeniyle vermiş olduğu bir lakap.
Sahabenin gerçek adını bilen yok. Ama muhabbeti adının üzerine çıkan
şahsiyetlerden birisidir. Nasıl Ebu Leheb ateş babası olarak anıldıysa tam
zıttı bir örnek Ebu Hureyre’dir. Kıyamete kadar kedilere olan muhabbeti ile
anılmak. Malum herkes niyetine göre isim alır. Takdir-i ilahi.
Yazının asıl konusu bu alanla ilgili son dönemde çıkan bir kitabın
analizi olacak. Maraş İlahiyattan Şaban Öz hocanın “Bir Otoritenin İnşası Ebu
Hureyre” kitabını dilim döndüğünce yorumlamaya çalışacağım. Kitap bir sahabe
biyografisidir. Kuru bir biyografi olmayıp belli meseleleri anlatma derdi olan
bir kitap ‘Ebu Hureyre’. Endülüs yayınları arasında çıkan bu kitap özet
sayılabilir. Ama fikri itibariyle okuyucu özetten fazlasını bulacaktır.
Kitapta Ebu Hureyre’nin hayatı risalet öncesi dönemden başlanarak
ölümüne kadar anlatılıyor. Hadis ilmine katkıları, vaazları, yaşantısı ve
aldığı görevler ele alınmıştır. Esere göre iki Ebu Hureyre profili vardır:
İlki Hayber’in fethinden sonra Müslüman olan, yeni dinine
samimiyetle bağlı, mümkün olduğu kadar Hz. Peygamber ile vakit geçirmeye
çalışan bir insandır. Bir müddet idari görevleri olsa da genellikle ilimle
meşgul olmaya çalışan bir kişidir. Annesi ile yaşamaktadır. Lakabını Kedi
sevgisinden alacak kadar muhabbet ehli, çocuklar ile oynayacak kadar mütevazı
bir insandır. Hayatına bakıldığında gariban olduğu günler kadar zamanı gelince
cömert olmasını da bilmiştir. Hz. Peygamberin pek çok hadisinin aktarılmasında
etkili olmuştur. Çok hadis anlattığı için eleştirilmiştir. Ama bunu da
insanların dini doğru anlamalarını sağlamak için kullanmıştır.
İkinci Ebu Hureyre profili ise sayısı binlere varan hadisler
aktaran ve ‘neden çok aktarıyorsun?’ denildiğinde ‘siz ticaret ile meşgulsünüz
ama ben vaktimi tamamen Allah Resulüne ayırıyorum’ diyen bir şahsiyettir. Hatta
kendisini bu noktada sorgulayan Hz. Ayşe’ye dahi fırça atma noktasına getirilen
bir şahsiyettir.
Onun çok hadis aktarma özelliği nedeniyle sonraki nesiller onun
ağzından ona ait olmayan hadis nakilleri yapabilmişlerdir. Ama onun bu kadar
rivayeti nasıl ezberlediği hususunda ezber yeteneğinin Hz. Peygamberin ona
yardımı ile olduğu söylenerek olay sorgulanamaz bir hal almıştır. Tabi bunlar
Ebu Hureyre kaynaklı ve onun iradesi dahilinde değildir. Onun çok hadis
rivayeti göz önünde bulundurularak pek çok uydurma bilgi ona atfedilmiştir. Tam
tersi yönden bakarsak bazı ilim adamları da Ebu Hureyre kaynaklı tüm bilgileri
at gitsin noktasına gelmişlerdir. Özetle kendi halinde yaşayan ve öğrenmeye
çalışan samimi bir Müslümanı tarihte olduğu yerden farklı bir konuma getirme çabasının
olduğu aşikârdır. Elbette ben kitaptan
anlayabildiğimi yazmaya çalıştım. Yanlış, eksik ve fazlam olduysa af ola.
Gayret bizden muvaffakiyet Allah’tandır.
Selam ve dua ile…
Mustafa AK, Tarih Öğretmeni, mstfknyali@gmail.com
0 yorum:
Yorum Gönder