6 Şubat 2022 Pazar

İtaat ve İsyan Arasında Dört Âlim


İTAAT VE İSYAN ARASINDA DÖRT ÂLİM

Mustafa AK

Başlığımızın ismini oluşturan kitap Prof. Dr. Adnan Demircan’ın yeni eseridir. Hoca daha önce “Dört Halife Üç Cinayet” isimli kitabını yazmıştı. Bakalım yeni kitabının ismi ne olacak?  Said b. Cübeyr, Said b. Müseyyeb, Hasan Basri ve Zühri’nin Emevî iktidarı ile ilişkilerini konu alan kısa bir biyografidir. Yani yaşam öyküsüdür. Bahsi geçen âlimler Emevîler döneminde yaşamışlardır. Her birinin kendi durumları ve maceralarına göre devrin valileri ile ilişkileri olmuştur. Bu ilişkiler kişilerin durumuna göre gergin, durağan veya olumlu da olabilmiştir. Said b. Cübeyr’in iktidar ile ilişkisi genel itibariyle gergin olmuştur. Çünkü Emevî idaresine karşı bizzat isyan eden bir kişidir. Neticede idam edilmiştir. Said b. Müseyyeb Emevîler ile mesafeli olmuştur. Ama isyan etmemiştir. Genel itibariyle koz vermemiştir. Yani muhalefeti isyana dönmediği için biraz da aile bağları nedeniyle öldürülmemiştir. Yukarıda ismini belirttiğimiz Said b. Cübeyr’in idamında Arap asıllı olmamasının etkisi büyüktür. Bu âlimlerden üçüncüsü Hasan Basri’dir. Emevî iktidarını eleştirse de muhalif olmamıştır. Yani eleştirileri insanları tedirgin etmemiştir. Genel olarak ilmine saygı duyulan bir isimdir. Zühri ise Emevî halifelerine hocalık yapmış bir isimdir. Ancak onun da eleştirdiği noktalar mevcuttur.

Yukarıda ismi geçen âlimlerin bir şekilde Haccac ile bağlantıları vardır. Haccac dönemin Emevî valisidir. Devletin en güçlü ikinci adamıdır. Bir dönemin OHAL valilerinden daha yukarıda özel yetkili hatta coğrafyasının devlet başkanı sayılabilecek bir adamdır. Yönettiği coğrafya Irak, Suriye’nin bir kısmı ve İran’ı içermektedir. Türkistan fetihleri de onun denetimindedir. Emevîlerin sadık ve en güçlü adamıdır. Ülkede gelir getiren toprakların ayrıca vergilerin büyük bir bölümü elinden geçmektedir. Ülkeyi ultra demir yumruk ile yönetmiştir. Âlimler ile arası pek de hoş olmamıştır. Görev adamıdır. Pek çok muhalif mesleği veya konumu ne olursa olsun onun emriyle öldürülmüşlerdir. Tarz ve yöntem bakımından günümüzün Ortadoğu yönetimlerine çok benzemektedir. İyisi ve kötüsü ile tarih sahnesinde bir izi olmuştur.

Neden Ebu Hanife yok bu çalışmada? Kanaatimce Ebu Hanife ile ilgili olayların Abbasiler döneminde olması etkili olmuştur. Çalışma Emevî dönemi ile sınırlıdır. Bana kalırsa bir diğer nedeni Ebu Hanife’nin mezhep önderi olma konumu nedeniyle ülkemizde hakkında çok farklı kitaplar yazılması nedeniyle kitapta bahsedilmemiş olabilir. Belki de dört mezhep imamının siyasi olaylara bakışı ile ilgili ayrı bir kitap planı da olabilir. Rabbim istifadeyi nasip etsin.

Selam ve dua ile.

Mustafa AK, Tarih Öğretmeni, mstfknyali@gmail.com                                                            


 

1 yorum:

  1. söz nasıl olup da Ebu Hanife ye geldi anlamadım. Ne alaka? ilginç (!)

    YanıtlaSil

Yazarlar