1 Mart 2023 Çarşamba

Bana neydi okumak…


BANA NEYDİ OKUMAK…

İhsan Süreyya Sırma

Küçüktüm ve küçücük bir dünyam vardı Pervari'de. Bu küçük dünyamın, en fazla kırk kilometre karelik bir alanı vardı. Bu alanın içine, bahçesi, yaylası, çarşısı, mer'ası bile dâhildi. Bütün tanıdıklarım, bu alan içinde fonksiyon icra eden iki bin kadar insandı. O zamanlar ilçemizde bulunan tek okul olan ilkokula da gitmeseydim, bu insanların çoğunu tanımamış olacaktım ve dünyam daha da küçücük, daha da sempatik kalacaktı. Ne olurdu hiç ilçemden dışarı çıkmasaydım ve o zamanlar yapımına başlanan ve fakat bir türlü bitirilmeyen araba yoluna da hiç başlanmasaydı.

İlkokulu bitirmeseydim ve Siirt'te ortaokula, liseye kaydolarak, bana tamamen yabancı, çocukluk değerlerime bile ters düşen bir kültürü almaya zorlanmasaydım. Pervari'deki değerlerimi, hayatımı, gerçeklerimi bulamadığım bir eğitim için, bir çocuğun yapamayacağı özveriyi göstermeye değer miydi? Bana "ilâh"larmış gibi benimsetilen Batı Klasikleri'ni okumasaydım, edebiyat Hocasının anlattığı romantizm cereyanını, kaynağından öğrenmek için, Victor Hugo'nun Sefiller'ini, Doksan Üç İhtilâlini okuyup, körpe dimağıma, Jean Valjean masalını işlemeseydim ne olurdu? Bana ne'ydi Karamazof KardeşlerFaust'lar, Hamlet'ler, Othello'lar?... Bir gün benim akıbetim de aynı olacak idiyse, Kartaca Muharebeleri'nde kaç kişinin öldürüldüğünü öğrenmenin ne yararı vardı? Hiç öğrenmeseydim iki kere ikinin dört olduğunu, üçgenin alan formülünü, “pi sayısı”nın maharetini...

Okunanlarla çelişkili bir hayat yaşanacak idiyse, ne diye "adam olmak için" Ankara'da okumaya gittim, bilmem ki! "Şeriatçı" naralarını atarak Müslümanlara kan kusturanlara karşı Şeriat'ı, yâni İslâm'ı sahiplenerek Şeriat'ın yanında olunmayacak idiyse, o ne biçim İlâhiyat Fakültesinde öğrenci olmaktı?.. Onlarca sene sonra, ruhuna tamamen ters düşecek şekilde rejime müdâhene edilecekse, neden okunsundu ki Risâle-i Nûr Külliyatı? Bütün bunlar olup bitmişken, daha da büyütmek için dünyamı, Paris'e doktoraya gitmeseydim n'olurdu? Görmeseydim Cezayir'de milyonlarca can alan De Gaulle'ün "örnek kültürü"nü, “lejyon katiller”ini... Dünyam küçük kalıp da, insanlığın yüz karası olan ve Batı'ya kölelikte nişanlar kazanmış Tunus Habib Burgiba'sı ile hiç karşılaşmasaydım, küçük dünyam daha kutsal olmaz mıydı? İslâm dünyasından çalınan antikalarla doldurulmuş olan British Museum'u gezmesem, sonra da çıkıp Oxford Street'in bir kenarında oturup, Müslümanları idare ederek onlara ihânet edenleri lânetlemesem, daha içten, daha masumane olmaz mıydı küçücük dünyam?...

Doktorayı bitirdikten sonra, tayin edildiğim Erzurum İmâm-Hatip Lisesi'nde kalıp, Üniversiteye geçmeseydim ve namaz kıldıkları hâlde İslâm'a ihânet edenlerle tanışmasaydım ne kadar daha güzel olurdu dünyam!... Bana rağmen büyüyen dünyam, yuvarlanarak Sakarya'da biraz daha büyümeseydi ne olurdu? Mecidiye dostları bana yetmez miydi ki, mahkûm oldum üniversitenin kaypak patikalarını çıkmaya? Kendi demokratik anlayışına göre azınlığı çoğunluğa tercih eden Demirel'in tayin etmiş olduğu ve tek özelliği, şuraya-buraya Müslümanları ihbar etmek olan rektörlerin, dekanların yüzünü hiç görmeseydim daha anlamlı bir dünyam olmaz mıydı benim? Risâle-i Nur'a bağlı olduklarını söyleyen ve fakat onun ruhuna tamamen ters düşerek, qalîl semen peşine düşen bir zamanki sırdaşlarımı bu vaziyette görmektense, Sakarya İlâhiyat’a hiç gitmeseydim olmaz mıydı? Ve nihâyet, siyasete dair hiç okumasaydım ve de makamında kalmak için tek hüneri, Müslümanları Diyar-ı küfr’e şikâyet etmek olan, Güney Doğu'da insanlar yok olurken, rey uğruna başkalarına yüzme havuzları vadeden, Müslüman Filistinli kardeşlerimizin kollarını kameralar karşısında kıran Yahudilerle "arz-ı mev'ud" ideallerini paylaşan ve o zamanlar bana Ulu'l-Emr konumunda bulunan “ulu’l-emr”lerin adını, ve de onlara “İbn ‘Alqami” rollerini oynayan, yaptıklarında başarı dualarını yapan hocalar(!)ın isimlerini hiç duymamış olsaydım, hiç öğrenmemiş olsaydım, daha güzel olmaz mıydı dünyam? Ah! Dünyam hep küçük kalsaydı!

Şimdi birileri çıkıp, "bu kadar yakınıyorsan, dön eski küçük dünyana!" diyeceklerdir elbette... Onlara diyorum ki:

- İçinde yaşanabilecek bir dünya mı bıraktınız?

 

 


 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar