EMEVİLER
Beyan
Yayınları
İstanbul,
2017 (3. Baskı), 208 sayfa
“Tarihi,
hayatı anlamak ve anlamlandırmak için okuyanlara” mesajıyla
bize merhaba diyen yazar, okumalarımızı bir okuyucudan öteye giderek, bir
tarihçi edasıyla, bir amaca binaen okumamız gerektiğini hatırlatmaktadır.
Emevîler dönemi hakkında hem geçmişte hem de günümüzde
birçok çalışma yapılmıştır. Bununla birlikte elimizdeki kitap, Emevîler
döneminden bir kesit veya spesifik bir konuyu anlatmaktan ziyade, bir bütün olarak
Emevîler tarihini (Siyasi ve İslam Medeniyetindeki Yeri) bize anlatması
hasebiyle özel bir yere sahip olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Çünkü
genel olarak bir bütün halinde Emevîler hakkında yapılan çalışmaların Ülkemizde
çok az olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak kitapta, hem dönem hakkında belli
başlı kaynaklar ve bu kaynakların özellikleri üzerinde durulmuş hem de çağdaş
çalışmalar hakkında genel bir tasvir yapılmıştır. Özellikle de bölümlerin
içinde ve konu başlıkların sonunda, ileri okumalara yönelik daha geniş bilgiye
ulaşmak amacıyla verilen kaynaklar okuyucuya geniş bir literatür bilgisini de
satır aralarında sunmaktadır. Bu özelliği ile şimdiye kadar okuduğum kitaplar
arasında bir ilk olduğunu en azından kendi adıma büyük bir memnuniyetle ifade
edebilirim.
Kitap, başta kaynaklar hakkında bilgi vermekle
birlikte giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmakta olup, sonuç kısmından sonra Ek bilgilerle
Emevîler hakkında tamamlayıcı bilgiler verilmektedir.
Kaynaklar kısmına baktığımızda çok önemli bilgilerle
karşılaşıyoruz. Eserde, Emevîler döneminde yazı ve yazma kültürünün belli bir
olgunluğa ulaşmış olmasına rağmen, bu dönemde telif edilmiş olan, çoğu risale
şeklindeki eserlerin günümüze ulaşmadığı ifade edilmektedir. Bununla birlikte
hocamız, Emevîler’de canlı bir ilmi hayat olmasına rağmen telif süreci henüz
başladığından bu dönemde yazılıp çizilenlerin sonraki denemde telif edilen
eserlere kaynaklık teşkil ettiğini, dolayısıyla Emevîler dönemi hakkındaki
bilginin büyük ölçüde Emevîlerin yıkılışından sonra telif edilmiş kaynaklar
vasıtasıyla bize ulaştığı vurgusunu yaparak, yapılan çalışmalarda bu hususun
göz önünde bulundurulması durumunda daha sahih sonuç ve tasvirlerin elde
edileceğini ortaya koymaktadır. Çünkü Emevîler döneminde yazılmış olup günümüze
kadar gelebilen bir metnin neredeyse olmadığı, halen sahip olduğumuz yazılı
kaynakların tümünün Abbasiler döneminde telif edilmiş olup, günümüze ulaşan
yazılı kaynakların hemen hepsinin Emevîler döneminden sonra yazıldığı için
kaynakların Emevîler hakkında objektif olduklarını söylemenin kolay olmadığını,
hocamız, kaynaklar bölümünde ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Giriş bölümünde Hz. Peygamber (s)’den itibaren
kuruluşuna kadar Emevilerin iktidara geliş süreçleri kısaca ve aşamalı bir
şekilde verildikten sonra, birinci bölümde Emevîlerin siyasi tarihi
anlatılmaktadır. Bu bölümde de hocamız bizlere Emevî halifeleri, özellikle de
icraatları sebebiyle döneme damgasını vuran Muaviye ile ilgili genel kabul
edilen rivayetlerin dışında adeta ezber bozan bilgiler sunmaktadır.
Genel olarak da spekülsyonlarla (Emevîler hakkında
yazılan kaynaklar ve gelen rivayetlere göre) dolu Emevî siyasi tarihini iyi
anlayabilmek için ön yargılardan arınarak ve dini duyguları (mezhepçi
yaklaşımları) bir kenara bırakarak, bir tarihçi gözüyle vakıalar üzerinden ve
dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak değerlendirildiğinde sağlıklı
sonuçlar elde edilebileceği vurgusu yapılmaktadır.
İkinci bölümde Emeviler Dönemi Kültür Ve Medeniyet
Tarihi hakkında bilgi verilmektedir. Bu bölümde de hocamız, “Emeviler döneminin
öncesi olan Raşid Halifeler dönemi ile sonrası olan Abbasiler döneminin bir
parçası olduğunu, iki dönem arasındaki bu tarih diliminin iki dönemi anlamak
açısından önemli olduğunu görüyoruz” ifadesiyle de dönemin önemine işaret etmektedir.
Bununla birlikte İslam dünyasındaki temel düşünce akımlarının birçoğunun köken
olarak Emevîler dönemine gittiğinin vurgusu yapılarak aslında o akımların da
iyi anlaşılması için bu dönemin iyi anlaşılmasının önemine işaret edilmektedir.
Sonuç bölümünde ise kısaca Emevîlerin İslam Tarihi
açısından önemli sayılabilecek icraatlarına vurgu yapılmıştır. En sonda da
verilen ek bilgiler, şemalar, kronolojik sıralamalar kitabı tamamlayıcı ve zihne
yerleşmesi bakımından önemli ve yararlı olduğunu söyleyebiliz.
Sonuç olarak, Emevî karşıtlığından uzak ve tarafsız
bir yaklaşımla ele alınmış, ajitasyon içermeyen, mezhepsel görüş ve dini
duyguların işe karıştırılmadan Emevî tarihinin bilimsel bir şekilde ele
alındığı bir çalışma olduğunu açıkça ifade edebiliriz.
Edip AKYOL
0 yorum:
Yorum Gönder