12 Haziran 2020 Cuma

Yazıyorum, O Halde Sorun Üretiyorum


Ebû Ömer b. Dâvud
Hocam, Prof. Dr. Adnan Demircan www.islamtarihi.info sitesinde yazmamı önerdiğinde hocanın önerisinin emir anlamına geldiğinden hareketle mütereddit de olsam kabul ettim. Ancak Hoca’ya,
-Hocam, benim yazı yazma deneyimim yok. Konu bulmakta sıkıntı çekerim bir süre sonra. Ayrıca insanlar yazdıklarımı beğenmezlerse gelecek eleştiriler, benim için olumsuz sonuçlar doğurabilir, dedim.
Hoca da,
-Kendi dünyanın kavramlarını ya da kavramlarının dünyasını yazsan güzel olur. Eleştirmek bir hak olduğu gibi eleştirilmek de bir gerçek. Bundan korkarsan hayatın boyunca bu çekingen ve ikircikli tavrın etkisi altında kalırsın. Benim bir Hocam vardı, hayatı boyunca okudu, ama ne konuştu ne de yazdı. Okuduklarını ve öğrendiklerini paylaşmazsan öğrenmenin değeri azalır ve bir ayağı eksik kalır, demişti.
Bundan cesaret alarak bazı kavramları sözlük bilgisiyle ve ansiklopedik sunumla değil, biraz bakılmayan yönleriyle, bazen eleştiri yaparak, mizahi bir dil de kullanarak yazmaya çalıştım.

Düşünce güzeldi, ancak kısa da olsa amelin devamlılığı da önemliydi. Bir süre yazı yazdıktan sonra akademik çalışmalarım, dünya meşgalesi ya da bahanelerim beni planladığım şekilde yazıları devam ettirme düşüncemi gerçekleştirmeme izin vermedi. Biliyorsunuz bahane üretebilme yeteneği insanın en önemli özelliği…
İşin başka bir boyutu da var elbette…
Söz söylemenin başka bir türü olan yazma aynı zamanda insanlarla önemli bir iletişim kanalı…
Konuştuğunuzda muhataplarınız üzerinde bıraktığınız etkiyi merak ediyorsunuzdur. Konuşmanızı dinleyenlerin sizi onaylamaları ya da konuşmalarınızı beğenmeleri hoşunuza gidiyordur. Ancak her zaman böyle olmuyor. Bazen konuştuğunuzda söylediklerinizi iyi temellendiremeyebilirsiniz. Muhataplarınız çelişkilerinizi ve zaaflarınızı görebilir ve bunları size hatırlatabilirler. Bazen de konuşmalarınız muhataplarınızı rahatsız eden önermeler ihtiva edebilir. Genel kabullerini yıkan, onlara aykırı sorular sordurmaya davet eden cümleler kurmuşsunuzdur. Bu durum da çoğunlukla konuşanların hoşnut olacakları şeyler değil.
Yazı da böyle bir şey… Yalnız yazının önemli bir farkı var. Yazdığınızda muhatabınızın kim olduğunu bilememek ve iletişimin etkilerini görememek gibi bir zaafı kabul etmek zorundasınız. Bir süre sonra dönüşler alsanız da hiçbiri anlık iletişim kurmanın etkileri gibi değil…
İyi yaz yazmak, biraz yetenek ama daha çok disiplinli çalışma, okuma ve yazı yazmada süreklilik istiyor. Alanında uzman birçok arkadaşım var. Meslekleri gereği yazı yazmadıkları için bir sayfalık metni yazmak onlara çok zor geliyor.
Yazı yazmada süreklilik ve gelişme olmazsa bir süre sonra bu iş sizin için sıkıcı hale gelebilir. Hocam, eskilerden bir Hoca’dan alanıyla ilgili bir konuda yazı yazmasını rica etmiş bir ara…
Hoca,
-Uzun zamandır yazmadığım için yazamıyorum. Benden kalem kaldırıldı artık, demiş.
Oysa eskiden yazdığı yazıları zevkle okuyorduk.
Yazı yazmak, bir bakıma soru sormak, hatta sorun üretmektir.
Allah bizleri okuyan, okuduğunu anlayan, anladığını anlatan, bunun için kınayanın kınamasından korkmayan kullarından eylesin.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar