27 Aralık 2017 Çarşamba

Necmettin İlgazi-III

Prof. Dr. Mehmet Azimli
Şahsiyeti
Artuklular’ın Mardin şubesinin kurucusu olan Necmettin İlgazi, Ortadoğu İslam alemini ciddi tehlikelere maruz bırakan Haçlılar’a Musul ve Suriye Atabegi İmadüddin Zengi’den ve Zengi’nin komutanı olan Selahaddin-i Eyyübi’den önce ağır darbeler indirmiş bir şahsiyettir. Onun ölümüyle Halep, Haçlılar karşısında savunmasız kalmıştır.
İlgazi, özellikle Irak Türkmenleri üzerinde büyük bir nüfuza sahipti. Çok karışık bir dönemde imparatorluğun en önemli ve prestijli görevi olan Bağdat Şahneliği[1] görevini Bağdat’ta dört yıla yakın bir süre yapması, Haçlı saldırıları karşısında bunalmış olan Halep halkına rahat bir nefes aldırması, onun iyi bir asker olduğu kadar dirayetli bir devlet adamı olduğunu göstermektedir. Halife Müsterşid-Billah ile Irak Selçuklu Sultanı Mahmut’un kendisine sığınan Hille Emiri Dübeys b. Sadaka’nın teslim edilmesini istemelerine rağmen himayeye devam etmesi, babası Artuk’un Melikşah’a kafa tutmasına benzemektedir.
Babaları Artuk’un siyasi teşekkül kurmakta gecikmesine rağmen, oğulları üç adet Artuklu Emirliği kurmuşlardır. Bunlardan Necmettin İlgazi’nin kurduğu Mardin şubesi, üç asırlık süresiyle Selçuklu döneminin en uzun süren hanedanı olmuştur. Artuk oğulları aynı zamanda Haçlıların yanında önemli itibarları vardı ve onlar üzerinde büyük bir korku salmışlardı.[2]

Necmettin İlgazi, Haçlılarla mücadele ile uğraşması sonucu devletini kurumsallaştıramamıştır. Örneğin para basamamıştır. Mardin’de Necmettin mahallesinde bir camii ve bir medrese kuran[3] İlgazi’nin vefatından sonra Mardin Artuklu Beyliği’nin idaresi oğlu Hüsameddin Timurtaş’a geçmiştir.[4] Oğulları ve çocukları hakkında İbn Ezrak’ta geniş bilgiler mevcuttur.[5] İlgazi sonrası eski Türk devlet anlayışı olan devletin hanedan mensuplarının ortak malı kabul etme düşüncesi esas alınıp o dönemdeki ön planda olan iki oğlu arasında bölüşülmüştür.[6]
Son olarak Necmettin İlgazi’nin Meyyafarıkın’i ele geçirmesi sonrası İbnü’l-Ezrak’ın onun yaptığı işler konusundaki aktarımı ile konuya son vermek istiyoruz:
Necmettin İlgazi, Meyyafarıkin’e yerleşti. İlgazi, halka adalet ihsan etti, onlardan birçok vergiyi ve külfeti kaldırdı. Halkın evlerine huzur içinde dönmelerini sağladı. Çünkü halk daha önce büyük bir korku içinde evlerine dönerlerdi. İdarecilerin sürtüşmeleri ve sık sık meydana gelen iktidar değişikliği yerleşim yerlerinin pek çoğunu harabeye çevirmişti. Ayrıca iktidarı ele alanlar saltanatta sürekli kalamayacaklarını bildikleri için halkın mallarını müsadere edip onlara zulüm ve işkence etmişlerdi. Necmettin İlgazi,  Meyyafarıkin’e hakim olduğu günden itibaren halk huzura kavuşmuş evlerine rahatlıkla yerleşmişlerdi. Kalacak yerleri olmayan askerler de şehrin harap olmuş yerlerinde kendilerine barınak yapıp yerleşmişlerdi. Çünkü şehrin büyük kısmı harap olmuş, aynı zamanda yollar eşkıya ve yol kesicilerle dolu idi. Necmettin İlgazi, şehre hakim olur olmaz yollar ve beldeler emniyete kavuştu, eşkıya hezimete uğradı, mezralar, köyler bayındır oldu, imar başladı, şehir iyi yönetildi.” [7] Benzer sözleri İbn Şeddat’ta da bulunmaktadır; “Meyyafarikin’den Amid, Hani, Erzen, Mardin,  ve Hısn-ı Keyfa’ya ancak askeri birlikler eşliğinde gidiliyordu. [8]







[1] Şemisani, 149.
[2] İbnu’l-Ezrak, 122.
[3] Abdulgani Efendi, Mardin Tarihi, Ankara, 1999, 40.
[4] Ali Sevim, “Necmettin İlgazi”, DİA.
[5] İbnu’l-Ezrak, 104.
[6] Coşkun Alptekin, “Artuklular”, DİA.
[7] İbnu’l-Ezrak, 32.
[8] İbn Şeddad, III,  429.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar