19 Mart 2016 Cumartesi

Kur'ân-ı Kerim'deki Peygamber Mucizeleri ve Peygamberlerin Örnekliği Meselesi

Kur’ân-ı Kerim’de bazı peygamberlerin mucizeleri (kelime olarak mucize geçmese de âyet/âyât vb. kelimelerle ve doğrudan olaylarla) anlatılır. Peygamber kıssaları ibret almamız için anlatılırken öte taraftan Hz. İbrahim örneğinde olduğu üzere (Mümtehine 60/4) peygamberler bizim için örnek teşkil ederler. Bu sebeple peygamber mucizelerinin Kur’ân-ı Kerim’i okuyanlar için ne gibi faydalarının olduğunu düşünmek gerekmektedir. Ancak Peygamber mucizelerinin tabiat kanunlarına aykırı olduğundan hareketle onların söz konusu kanunlara uygun hale getirilmesi ve böylece mucizelerin salt akılla anlaşılır kılınma düşüncesi bu yazının kapsamına dâhil değildir.
Acaba Kur’ân-ı Kerim’de örneğin Hz. İsa’dan söz ederken Allah Teala, neden onun mucizelerinden bahsetmiştir? Hz. İsa’nın beşikte konuşması, (Meryem 19/29-33) onun çamurdan kuş benzeri bir şey yapıp ona üfleyerek onun bir kuş haline gelmesi, doğuştan görme engelli birini görür hale getirmesi ya da ölüleri diriltme kudretinin olduğunu söylemesi (Âl-i İmran 3/49) Kur’ân-ı Kerim’i okuyan bir insan ya da inanan bir Müslüman için ne ifade etmektedir? Burada akla gelen bir başka soru ise bu mucizeleri gösteren peygamberlerin bizim için örnek alınıp alınamayacağı meselesidir. Hz. Peygamber için de kullanılan (Ahzab 33/21) bir ifadeyle bizim için üsvetün hasene/güzel örnek olarak gösterilen Hz. İbrahim’in oğlunu kurban etme emrine uyarak oğlunu kesmek istemesi ve onun yerine bir kurbanlık ikram edilmesi (Saffat 37/102-107) bizim için nasıl bir örneklik teşkil etmektedir? Ya da Musa (as)’ın mucizelerini nasıl örnek alabiliriz?
Kur’ân-ı Kerim’i okuyanlar için öncelikle her bir mucizeyle ilgili farklı, kendine özgü faydaların olabileceğini söyleyelim. Mesela Hz. İsa’nın özellikle tıp ile ilgili mucizeleri, tıp ilminin gelişimi ile ilgili insanların ufkunu açabilme faydasını haiz olabilir. Ya da Süleyman (as)’ın hayvanların dilini anlayabilmesi (Neml 27/16-22) insanlar ile hayvanlar arasındaki iletişim konusunda çalışmalar yapılmasını sağlayabilir. Kısacası her bir mucizenin kendi bağlamıyla ilgili inananlar için bir takım faydalarının olduğu düşünülebilir. Ancak genel manada Cenab-ı Hakk’ın, peygamberlerin mucizelerinden Kur’ân-ı Kerim’de bahsetmesi her şeyden önce onun yaratıcı, her şeye gücü yeten ve kudreti olan bir ilah olarak anlaşılmasının somut bir örneği olsa gerektir. Evet, her şeyiyle insanın Rabbi olan Allah Teâlâ, peygamberlere verdiği mucizelerle kudretini ortaya koymuş olmaktadır. Bu bağlamda insanın, arz ve semavatın yaratılışı… vb. pek çok husus da aslında O’nun kudretini ortaya koyan mucizelerdir. Ancak böylesi genel mucizeler yanında Allah Teâlâ, peygamberlere verdiği özel mucizelerle de kudretini insanlara hissettirmekte ve sadece kendisini Rab bilmemizi, mümin ve Müslüman olmamızı veya inancımıza uygun bir hayat sürmemizi istemektedir.
Rabbimizin Kur’ân-ı Kerim’de peygamber mucizelerinden bahsetmesinin bir başka hikmeti, inananlara yönelik güven, huzur ve itminan duygusunun sağlanmasıdır. Hz. İbrahim’in birkaç kuşu alıp parça parça ettikten sonra farklı yerlere koyması ve onları çağırması neticesinde gerçekleşen mucize de Hz. İbrahim’in kalbinin yatışması, rahatlaması ve başkalarına rahatlıkla anlatacak derecede Allah’ın kudretine inanması içindi. (Bakara 2/260) Demek ki mucizeler, insanlar için bir güven duygusu oluşturuyor ve huzur ve gönül rahatlığı içinde Allah’a ve onun kudretine iman edebiliyorlar.
Kimilerine göre insanların bir peygambere inanmakla sorumlu tutulabilmeleri için onların mucize göstererek normal insanlardan farklı olduklarını ortaya koymaları gerekmektedir. Hatta mezhepler arasında bu konuda farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre, peygamberler bir mucize göstermedikleri takdirde ahirette insanlar, peygamberleri ayırt edecek bariz bir mucizeye sahip olmadıklarını ve sorumlu tutulmamaları gerektiğini söyleyebilirler. Bu sebeple bahaneleri kalmasın diye Cenabı Hak, peygamberlerini mucizeleri ile desteklemiş; böylece onların peygamberliğinin ispatı mucizeleri olmuştur. Bu bağlamda kimi peygamberlerin gönderildiği toplumlar, peygamberlerden mucizeler istemişler, peygamberler eliyle Allah onlara mucizeler göstermiştir.
Kur’ân-ı Kerim’de zikredilen peygamber mucizelerinin elbette daha birçok faydası olabilir. Ancak biz burada aklımıza gelen birkaç faydayı hatırlamış olduk. Bunlara göre peygamberlerin mucizelerinin Kur’ân-ı Kerim’de zikredilmesinin bizler için bazı faydalar içerdiğini söyleyebiliriz. O zaman ikinci sorumuza geçebiliriz: Yapmaktan aciz olduğumuz bu mucizelere sahip olan peygamberleri nasıl örnek alabiliriz?
Peygamberlerin mucizeleriyle ilgili, okuyanlar veya inananlar için bir takım faydaların olduğu ön kabulünden hareketle Kur’ân-ı Kerim’de mucizelerin anlatılması, bize göre onların birebir yaşanması ile örneklik alınacağı tezini çürütmektedir. Bir başka ifadeyle mucizeler bir takım faydaları içermekte, ancak bizim onları örnek almamız için yaşanmış ve anlatılmış hususlar değildir. Peygamberler bizim için örnektir; ancak onların örnekliği onlarla aynı hayatı birebir yaşamak anlamına gelmemelidir. Böyle bir şey mümkün de değildir zaten. Ben İbrahim peygamberi örnek alırken, onun mucizesi gibi bir mucize göstermem gerekmemektedir. Kaldı ki mucize gösterse de göstermese de bizden kaç bin yıl önce yaşayan birinin hayatını her şeyiyle birebir örnek almamız zaten mümkün değildir. Dolayısıyla onların mucizeler göstermesi ile bizim onları örnek almamız arasında doğrudan bir bağlantı olmadığı söylenebilir. İnsanların melekleri ayrı varlıklar olması hasebiyle örnek alamaması son derece normal bir husus iken, birbirlerini örnek alacak insanların her konuda birebir benzer olmalarını beklemek de o derece sıkıntılı bir durumdur. Aksi bir kabul, örneğin çocuğun anne babasını veya öğretmenini de örnek almasını imkânsız hale getirecektir.
Sonuç itibariyle Kur’ân-ı Kerim’de peygamberlerin mucizelerinin bizim açımızdan bir takım faydaları olduğu aşikârdır. Cenab-ı Hak, bu mucizeleri boş yere ve gereksiz bir şekilde anlatmamıştır. Her bir mucizeye mahsus faydalar olmakla birlikte genel olarak mucizelerin Yaratıcı’nın güç ve kudretini anlatması, inananlar için bir gönül huzuru sağlaması ve insanlar açısından gerçek peygamberler ile sahte peygamberlerin ayırt edilmesi vb. faydaları söz konusu edilebilir. Yine bizim için örnek olan peygamberlerin mucizelerinin olması, bizim onları örnek almamız veya almamamız ile doğrudan alakalı bir husus olmasa gerektir. Zira bir insanın başka bir insanı örnek alması için hayatlarının her alanında birebir benzerlik aranması, mümkün olan bir husus değildir.

Yazarlar