Ebû Ömer b. Dâvûd
İnsanın çabası, hedeflediği şeyle anlam bulur. İslam, Müslümanlardan genel olarak iyi işler yapmalarını istemektedir. İyi iş, dinin ortaya koyduğu prensipler ve insanların tecrübeyle ulaştıkları evrensel ilkeler çerçevesinde bilinebilir. Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse iyi davranış, Allah'ın emir ve yasaklarına uymayı, erdemli olmayı, insanlar için yararlı işler yapmayı gerektirir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: "Kadın, erkek, inanmış olarak kim iyi iş işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz." (Nahl 16/97)
Allah’ın rızasının gözetilmesi,
insanın çabasını daha anlamlı kılar. Yüce Allah şöyle buyurur: "İkindi vaktine and olsun ki, insan hiç
şüphesiz hüsrandadır. Ancak inanıp yararlı iş işleyenler, birbirlerine gerçeği
tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun dışındadır." (Asr 103/1-3)
İnsanın hiçbir davranışı Allah
katında kaybolmaz. Yüce Allah, "İnanmış
olarak yararlı iş işleyenin ameli inkâr edilmeyecektir. Biz onu yazmaktayız."
(Enbiya
21/94) buyurur. Bu hayatın şiarı edinmek, Müslümanın davranışlarına çeki
düzen vermesi için de önemlidir. Zira "İşlediklerinden
ötürü herkesin bir derecesi vardır. Herkese işlediklerinin karşılığı ödenir.
Kendilerine haksızlık yapılmaz." (Ahkaf 46/19-20)
Kişi, dünyevî de olsa yaptığı
işlerde Allah'ın rızasını hedeflemişse, yaptıklarının karşılığını görecektir.
Yüce Allah, "İnsan ancak çalıştığına
erişir. Onun çalışması şüphesiz görülecektir. Sonra ona karşılığı eksiksiz
verilecektir." (Necm 53/39-41) buyurur.
ebuomerbindavud@gmail.com
0 yorum:
Yorum Gönder