Yaygın kanaatimize göre milletimiz
çalışmayı pek sevmez. Ancak bu yargının kişilerin deneyimleriyle ilişkili
olduğu açıktır. Çalışma kültürünün coğrafî, tarihî, beşerî farklı etkenler
çerçevesinde şekillendiğini biliyoruz. İlkokul kitabında okuduğumuz bir karınca
ve ağustos böceği hikâyesi vardır. Hala kitaplarda yer alıyor mu, bilmiyorum.
Bizi çalışmaya teşvik etmek için yazılan hikâyenin ne kadar etkili olduğu
tartışılabilir. Bir taraftan çalışmanın önemini anlatırken diğer taraftan
ağustos böceğinin gününü gün ettiğini hatırlatır.
Aslında İslâm, yaptığı işte Allah
rızasını gözeten insanın çalışmasını anlamlı hale getirir. Bir Müslüman bu
anlayışla dünyaya ait olan işleri de ibadet şuuruyla yapabilir. İnsanın
kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak amacıyla yapacağı işler, ibadet
haline dönüşebilir.
Başta peygamberler olmak üzere
İslam’ın özünü anlama şansını yakalamış bütün insanlar, bu duyguyla yaptıkları
işleri ibadet haline getirmişlerdir. Bilindiği gibi bizzat Peygamberler
çalışarak hayatlarını kazanan insanlardır. Hz. Muhammed, ticaret yapardı. Hz.
Zekeriya bir marangozdu. Hz. Musa ücret mukabilinde çobanlık yapmıştır (Kasas 28/27-28).
Hz. Davud da kendi emeğiyle kazandığı helal rızkı yerdi.
Hz. Peygamber fırsat bulduğunda
Müslümanları çalışmaya teşvik etmiş; hem geçimlerini kimseye muhtaç olmadan
sağlamalarını, hem de başka insanlara ve hatta diğer canlılara faydalı
olmalarını istemiştir. Bir hadiste şöyle buyurulmaktadır: "Herhangi bir
Müslüman, bir ağaç diker, ya da bir ekin eker de ondan kuş, insan yahut hayvan
yerse, mutlaka karşılığında bir sadaka sevabı alır."
Birçok ayet ve hadisle insanı
çalışmaya teşvik edebiliriz. Ancak insanları çalışmaya teşvik etmek için
yaptığımız nasihatler, muhatabın zihin dünyasında bir karşılık bulursa anlamlı
olur. Aksi takdirde içten içe bizimle dalga geçer. Çalışmaya yatkın biri,
hayatı anlamlı kılmak için çalışırken, tembel biri tembelliğin felsefesiyle
davranışını kutsayabilir.
Yine de son sözü Allah’ın kelamına
bırakalım: "Kim güzel bir iş işlerse onun güzelliğini artırırız. Doğrusu
Allah bağışlayandır." (Şura 42/23).
ebuomerbindavud@gmail.com
0 yorum:
Yorum Gönder