4 Temmuz 2020 Cumartesi

Lübnan

Prof. Dr. Adnan Demircan
Lübnan Türkiye için önemli, tarihi bağları olan bir ülke. Günümüzde birçoğumuzun pek alakası kalmamışsa da geçmişte Osmanlı toprağının bir parçası olarak bizim yaşadıklarımızdan kopuk değil. Ülkenin bizimle ilişkisine Amin Maalouf, ailesinin tarihini anlattığı Yolların Başlangıcı, Doğunun Limanları, Uygarlıkların Batışı gibi kitaplarında kendi hikâyelerini yazarken değiniyor. Lübnan ülkemiz için önemli bir ülke, ama özellikle Mardin için ayrıca önemi var. Çünkü on binlerce Mardinli Lübnan’da yaşıyor. Oraya yerleşmişler, ama çoğunun ülkemizle bağları devam ediyor.
Eskiden ülkemizin ekonomik açıdan daha kötü olduğu, insanların kendi topraklarında geçimlerini yapamadıkları dönemlerde insanların çalışmak için gittikleri en önemli yerlerden biriydi. Yetmişli yıllara kadar orada çalışan bir insan biriktirdiği parayla memleketteki ailesinin geçimini yapardı. On iki-on üç yaşındaki çocuklar, rehberler eşliğinde sınırı geçerek Suriye üzerinden kaçak olarak Beyrut’a ulaşırlardı. Mardinlilerin çoğu Beyrut’ta, bir kısmı ise iş bulabildikleri daha küçük kentlerde iş bulurlardı. İnşaat sektöründe ciddi bir istihdam imkânı vardı. Şimdi ülkemize nasıl ki Gürcistan, Ermenistan ve Türki cumhuriyetlerden insanlar çalışmak için ülkemize geliyorsa çok değil yirmi-otuz yıl önce bizim insanımız Lübnan’a çalışmaya giderdi. Lisede okurken bir sınıf arkadaşımız var. Yaz tatillerinde kaçak olarak Lübnan’a gider, bir yaz çalışır, kazandığı parayla hem ailesine katkıda bulunur, hem de okul masraflarını karşılardı. O arkadaş, daha fazla para kazanmak için cebbâle’de (beton karma makinası, mikser) çalışırdı. Çünkü cebbâlede çalışanlar diğerlerinin iki katı ücret alırlardı.
Yetmişli yılların ortasında başlayan iç savaş yıllarca sürdü. Bu süreçte birçok aile ülkemize geri dönmek zorunda kaldı. Bir kısmı tekrar oraya gitti. Ama sonraki yıllarda eski düzeni kurmaları zor oldu.
Lübnan, küçük bir ülke… Ciddi bir turizm potansiyeli var. Genellikle körfez ülkeleri gibi Arap ülkelerinden birçok zengin tatillerini burada geçirirdi. Çocukluğumuzda refah seviyesini ifade etmek için Beyrut’a “Doğu’nun Paris’i” derlerdi. Savaş, her şeyi altüst etti.
Lübnan’da halkın bir kısmı Müslüman, bir kısmı ise Hristiyan… Ayrıca Dürziler de önemli bir cemaat. Bu dinlere mensup insanların ayrıca mezhebi örgütlenmesi de var. 1915 tehcirinde buraya gelen çok sayıda Ermeni de var. Ülkelerinden kovulan Filistinlilerin de önemli melcelerinden biriydi burası. FKÖ önemli bir siyasi güç haline gelmişti. Bu sebeple çok hassas dengeleri olan bir ülke…
Anayasal olarak Cumhurbaşkanı Hristiyanlardan, başbakan ise Müslümanlardan seçiliyor. Ayrıca bakanlıklar da dini cemaatlere göre paylaşılmış.
Gençliğimizde Şiilerin Emel Partisi sol eğilimli bir partiydi. Başında Nebih Berri vardı. Ancak sonradan Hizbullah’ın güçlenmesiyle Emel Partisi etkinliğini kaybetti. Dürzilerin lideri ise Velid Canbolat idi. Aslen Anadolu topraklarında yaşayan aşiretinin çıkardığı isyanlar sebebiyle Osmanlı döneminde Dürz dağlarına yerleştirildiler. Dürzilerin ve İlerici Sosyalist Partisi’nin lideri olarak hala Lübnan’da bir gücü var. Hem Nebih Berri hem de Velid Canbolat Lübnan siyasetinin önemli iki aktörü olarak birçok görev üstlenmişlerdir. Nebih Berri şu anda Parlemanto Başkanı’dır.
Çevredeki ülkelerin nüfuz alanında olan Lübnan’da Hizbullah’ın sahip olduğu askeri güç devletin gücünden çok daha üstün ve meşruiyeti tanınıyor. Suud kraliyet ailesinin damadı olan Refik Hariri, onların imkânlarıyla büyük bir servete sahip olmuştu. Lübnan’da başbakanlık da yapan Hariri, 2005 yılında düzenlenen bir suikastla öldürüldü. Daha sonra bir dönem oğlu Sa‘d Hariri de başbakanlık yaptı.
Yoğun bir müdahaleye maruz kalan ve yaklaşık on beş yıl iç savaş yaşayan Lübnan bir türlü toparlanamadı. Son zamanlarda ekonomik açıdan büyük bir kriz yaşıyor. Şu andan bir Türk lirası 220 Lübnan Lirası ediyor.
Lübnan’ın ekonomik krizi aşmasında ülkemizin rol üstlenmesi hem tarihi hem de bölgesel sorumluluğumuzdur. Büyük devletler böyle durumlarda ortaya çıkarlar. Ne yapılması gerektiğini ise işin erbabı bizden çok daha iyi bilir. Son yıllarda ülkemizle bağı olan birçok kişiye vatandaşlık verildi. Dolayısıyla bu anlamda da ilgisiz kalamayacağımız bir ülke…

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar