20 Temmuz 2020 Pazartesi

Savaş

Ebu Ömer b. Dâvud
Bildiğimiz dünya tarihi bir bakıma savaşlar tarihidir. Hemen her dönemde bir yerlerde savaşlar var. Dünya bir kişiye büyük, iki kişiye küçük olduğu için dünyayı elde etmek ve ona hâkim olmak için insanlar sürekli savaşmışlar. Savaşmak için birçok sebepler oluşturmuşlar. Bazen etnik köken farklılığı, bazen ideoloji, bazen din, bazen de din içindeki görüş farklılığı ya da mezhebi bağlılık çatışma sebebi olmuş.


Savaş, kitaplarda ve filmlerde anlatıldığı kadar kolay değil. Özellikle ülkemiz insanı uzun zamandır savaş görmediği için büyük dedelerinin savaşla ilgili anlattıkları masal gibi geliyor. Ülkemizde bu kadar savaş çığırtkanı bulunmasının sebeplerinden biri bu…
Savaş, sıkıntı, acı ve yokluk demek… Aynı zamanda kızgınlık ve istikrarsızlık doğuran bir süreç… Bence savaşlar, kötülüğü engellemeye matuf olarak zorunlu olabiliyorsa da sorunları savaşsız çözme imkânının olduğu yerde savaşın konuşulmaması gerekir.
Savaşı başlatmak elinizde olsa da bitirmek çoğu zaman sizin dışınızda kararlaştırılır. Saddam Hüseyin,  Humeyni’nin yeni devrim yaptığı ve gerginliği yüksek olduğu İran’a saldırdığında savaşı bir haftada bitireceğini söylemişti. Sekiz yıla yakın devam eden ve yaklaşık bir milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği, maddi ve manevi büyük yıkıma sebep oldu.
Suriye iç savaşı başladığında da bazı kişilerin tahmini, savaşın kısa sürede biteceği yönündeydi. Bugün sonu tahmin edilemeyen bir çıkmaz içinde ülkenin yıkımı devam ediyor. Milyonlarca insanın yurtlarından olduğu yüzbinlerce insanın öldüğü bu iç savaşın tahribatının daha uzun bir süre devam edeceği aşikâr… Savaşın başladığı günlerde Suriyeli bir yakınıma “Savaş ne zaman biter?” diye sormuştum. “Allah bilir, elli yılda bitmez” demişti. O gün söylediklerini aşırı bir tepki olarak görmüştüm, ama şimdi birçok insan aynı duyguları paylaşıyor.
İnsanlara kavga etmeden, savaşmadan bir şeyler konuşmalarını ve tartışmalarını öğretmek, insanlık için yakın zamanda ulaşılabilecek bir hedef değil… Bunun için büyük bedeller ödenecek gibi görünüyor.
Umarım, dünyada savaşın olmadığı bir dönemi insanlık görür. Dünya Daru’l-Harb değil, Daru’l-İslam ve Daru’s-Selam olur…

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar