27 Temmuz 2020 Pazartesi

Yakın Gitsin!

Prof. Dr. Şaban ÖZ
Bir kurum düşünün ki, içinden hiçbir zaman bir hain çıkmamış, çıkartmamış. Dini istismar eden biri çıkmamış. Ne kefen satmış ne de ucu dışarıda olan gruplara biat etmiş. Hatta bütün kurumlardan onlarca FETÖ’ye müntesip ihraç edilmesine rağmen bu kurumdan ihraç edilenler “katakulle” ile o yapı tarafından sokulmuş üç beş kişi ile sınırlı kalmış.
Bu kurum sadece Türkiye’ye değil bütün İslam âlemine de öncülük ettiğini düşünün. Hatta bu kurumun anlattığı dinî düşünce ile ülke aslında direkten dönmüş olsun! 
Bu kurum hiçbir zaman devletine, bayrağına, ülküsüne, atasına ihanet içerisine de girmemiş olsun. Bu kurumda çalışanlar hiçbir zaman kadınlar şöyle dövülür, kadınları böyle dövün dememiş. Bu kurumda çalışanlar hiçbir zaman ne kefen ne na’leyn işine girmiş, hatta son zamanlarda birileri çıksa dahi kıssa anlatan bir ikisine iltifat etmemişler, onaylamamışlar! 
Bu kurumda çalışanlar hiçbir zaman “Allah’a aracı koşun” dememiş; bu kurumda çalışanlar veya yetişenler hiçbir zaman “aklınızı kiraya verin” dememiş; bu kurumda çalışanlar veya yetişenler hiçbir zaman “Kur’an” ve “Sünnet” haricinde sağa sola itaat edin dememiş!
Bu kurumda çalışanlar veya mezun olanlar cennetten arazi falan da satmamışlar; sorgu suali de hafife almamışlar, şu tarikata şu cemaate mensup olursanız doğrudan cennete gidersiniz falan da dememişler. Kur’an demişler, sünnet demişler, Siyer demişler!
Hiç mi kötüsü çıkmamış peki? Çıkmaz mı? Unvanlarının arkasına saklanıp ağzından çıkanı kulağı duymayan iki üç hadi zorlayalım beş kişi! Ama o beş kişiyi ne diğerleri tasvip etmiş ne de onlar gibi düşünmüş! Ama asla taviz vermemişler Kur’an, Sünnet ve Siyer’den.
Evet, bildiniz bu kurumlar İlahiyat ve İslamî İlimler Fakülteleri!
Ancak ne hikmetse bu ülkenin “güya” din öğretmekle yükümlü olan geriye kalan bütün yapıları düşman olarak sadece bunları bellemişler!
Tek tek bir daha tekrarlayalım:  
Vatana ihanet mi etmişler? Hayır!
Dinî ticarete mi çevirmişler? Hayır!
Vatana ihanet edenlerle iş mi tutmuşlar? Hayır!
Vatana ihanet edenlere biat mi etmişler? Hayır!
Allah ve Peygamber dışında otorite mi tutmuşlar? Hayır!
Düşünmeyi mi yasaklamışlar? Hayır!
Düşünmeyin, soru sormayın mı demişler? Hayır!
Kadınları, engellileri mi horlamışlar? Hayır!
Bayrağa, orduya dil mi uzatmışlar? Hayır!
Himmet mi toplamışlar? Hayır!
Topladıklarını faize mi yatırmışlar? Hayır!
Yalancı peygamberlere mi inanmışlar? Hayır!
Ortalıktaki mehdilerin peşine mi düşmüşler? Hayır!
Cehaleti mi övmüşler? Hayır!
Kendilerine âlim deyip geleneğe ayıp mı etmişler? Hayır!
Öğrencilerini sorgusuz sualsiz itaate mi çağırmışlar? Hayır!
Dini istismar mı etmişler? Hayır!
Kitaplarını satıp zengin mi olmuşlar? Hayır!
Hayır! Hayır! Hayır!
Peki, resmi, gayr-i resmi din konusunda konuşan herkesin bu ilahiyatçılara düşmanlıkları niye? Allah aşkına alıp veremedikleri ne?
Tek seçenek… Tek cevap!
Çünkü ilahiyatçılar onların “ticaretlerine” “ajandalarına” “sırlarına” “siz bilmezsinizlerine” “dövün gitsinlerine” çomak sokuyor! Düşünsenize ilahiyatçıların olmadığı bir Türkiye’yi! Gelsin yanmaz kefenler, gitsin na’leynler, gelsin fetö’ler gitsin mehdiler…
İşin acı tarafı; tekrar kandırılıyorsunuz ve tekrar dönüp diyeceksiniz ki “ilahiyatçılar bizi uyarmadı”!
İşin ilginç yanı ise söz konusu kendileri olduğu zaman “isim verin” diye “yırtınmaya” öykünenlerin ilahiyatlara konu gelince “sıra bende” deyip meydana atılmaları. Onlarca kurum, yüzlerce isim hiç utanmaksızın iki üç “şöhretsever”e kurban ediliyor!
Neymiş efendim, “kafaları karışıyormuş” Sabah akşam mehdi çıkınca kafanız karışmıyor da “bunlara inanmayın” denilince kafanız karışıyor öyle mi? Din ticarete alet edilip cennetten parsel satılınca kafanız karışmıyor da “Kur’an’a uyun” “Resul’e uyun” denilince kafanız karışıyor öyle mi? Kafanız karışık mı bilmem ama güzel olduğu kesin.
YÖK bile işi gücü bırakıp ilahiyatlardaki derslerle, müfredatla uğraşıyorsa…
Kapatmayın ya Allah billah aşkına yakın gitsin!





0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar