Prof. Dr. Adnan Demircan
Kısa bir yazının imkânları
çerçevesinde Mardin’den bahsettikten sonra Ma‘serté’yi, yani Ömerli’yi, doğup
liseye gidinceye kadar eğitimimi aldığım Ömerli’yi anlatmazsam olmaz.
Başlığı Ma‘serté olarak
yazdım, çünkü Ömerli’nin bölgedeki adı budur. Çocukluğumda Mardin’den Ömerli’ye
çalışan dolmuş taksilerin durağı Babı’s-sor’daydı (Savur Kapı). Ömerlilerle
haşir neşir olan simsar Ammo Fikri (Fikri Amca) arada biri en yüksek sesiyle “Ma‘sertééééé”
diye bağırırdı. Ömerli’ye gitmek isteyen kişinin sesin geldiği yöne gitmesi
yeterli olurdu.
Yerleşim yerlerinin
isimlerini değiştirmek, aslında bir tarihi değiştirmek ve unutturmak anlamına
geliyor. Tarihte pek çok defa olmuş bir şey. İyi niyetle de yapılsa doğru değil
bence. Bu sebeple şehirlere verilen “kahraman, gazi, şanlı” gibi unvanları da
doğru bulmuyorum.
Ömerli 1953’te ilçe olmuş.
Doğumumdan yaklaşık on yıl önce… İlçe olunca Ömerli ismi uygun görülmüş otorite
tarafından… İlçe ismini içinde bulunduğu bölgenin isminden hareketle verilmiş
görünüyor. Bölgenin adı Ömeryan… Bu bölge, yaklaşık 350 kilometre karelik bir
alan. Yaklaşık olarak Mardin ovası ile Dicle arası bir bölge… Tur Abdin
bölgesiyle ve Imhallemiyyé bölgesiyle kısmen örtüşüyor. Osmanlı döneminde
Ömeryan-ı Ulya ve Ömeryan-ı Süfla diye iki bölgeye ayrılıyormuş. Ömerli ilçe
olmadan önce Savur’a bağlı idi. Savur, kadim kentlerimizden biri…
Kırkı aşkın köyüyle birlikte Ömerli
nüfusuna kayıtlı yüz elli binden fazla insan var. Tabii bu sayıya vefat edenler
de dâhil. Ancak bunların yüzde onu Ömerli ve köylerinde yaşamaktadır. Ben de
yüzde doksanın içindeyim. Bununla birlikte manevi bağım devam ediyor.
İlçe merkezinin nüfusu
altı-yedi bin aralığında… Pek değişmiyor. Çünkü nüfus artışı kadar, hatta ondan
da fazla göç oluyor. Köylerden göç alıyor, ilçeden göç veriyor.
Lübnan’a, İzmir’e,
İskenderun’a, Mersin’e, İstanbul’a yerleşmiş yüzlerce aile var. Bu ailelere
mensup ikinci neslin Ömerli’yle ilişkileri kısmen devam etse de üçüncü nesilden
sonrası için ilişkinin devamı zor. Tarihteki gelişmelere baktığımızda insanlık
sürekli bir hareket içinde… Bazen büyük göçler olmuş, bazen de küçük göçler…
Cuma Camii: Ömerli'de on kadar cami var, ama Cuma namazı tek bir camide kılınır. (Kaynak: www.omerlim.com) |
Ömerli’de yaşayan hemen
herkes birbirini tanır. Ailelerin çoğu arasında akrabalık ya da hısımlık
ilişkisi var. Soyadı kanunu çıktığı zaman yakın akrabalara farklı soyadları
verilebilmiş.
Ailelerin yerel isimleri var.
Çoğunlukla mahalli olarak onlar kullanılır. Mesela Beyt Hammoş; Çiftçi, İpekşen
ve Yıldız soyadlarını almış.
Beyt Bekkiro; Altundağ, Altındağ,
Öner ve Yürek soyadlarına sahip.
Beyt Şindi’nin soyadları daha
fazla: Arslan, Beyoğlu, Cemiloğlu, Çetik, Kaya, Üren, Sadun, Sadunoğlu ve Şindioğlu.
Beyt Ḫalloların soyadları da
epey fazla olmuş: Demircan, Ülker, Ölker, Özgültekin, Söğüt, Emen, Bingöl, Tekin
ve Kaymaz.
Beyt Kutoların soyadları da
şöyle: Arıkan, Aykaç, Erkan, Şahin, İlhan ve Barut…
Bu soyadların tercihi
memurların keyfine kalmış. Bilinçli seçilen pek yok.
Ḫosa (Yüzük) oyunu oynayan gençler (Kaynak:www.omerlim.com) |
Ömerli’nin çok güzel bir
havası var. Kışı kış, yazı yaz… Havası kuru olduğu için nem oranı düşük.
Akşamları uykuya doyuyorsunuz. Rakımı 1100 civarında. Dağlık bir bölge olduğu
için tarım arazileri Mardin Ovası’ndakiler gibi geniş ve belki verimli değil.
Ama mümbit bir arazisi var. Toprağı sizi aç bırakmaz.
Bölgenin doğal hali meşe
ormanlarıyla kaplı aslında… Bazı yerlerde bunu görüyorsunuz. Kalanları korumak,
hatta geliştirmek lazım. Ancak bunun için hem yakacak sorununu çözmek hem de
ahaliyi bilinçlendirmek gerekir.
Ömerli’nin üzümü, kavunu,
karpuzu, hıttısı, acuru bölgeye mahsus, fıtratı bozulmamış ürünlerdir.
Bafava’dan, Tuhub’tan gelen domates, biber, patlıcan damağınızda lezzet
patlaması yapar.
Tabii bu anlattığım, çocukluğumun
Ömerlisi… Maalesef her alandaki aşınma burada da görülüyor. Geleneksel köy
hayatı son otuz yıl içinde büyük bir darbe yedi. Eskiden köylüler paraya
ihtiyaçları olmadan yaşayabilecekleri bir düzene sahiplerdi. Hububatını,
üzümünü, kavun karpuzunu ve bunlardan elde edilen kışlıkları kendisi üretirdi.
Her evin ineği, koyunu, keçisi, tavuğu olurdu. Yumurta bakkaldan pek alınmazdı.
Şimdi köylülerin market yoğurdu aldıklarını duyduğumda Ömerli’nin eski Ma‘serté
olmadığını anladım.
Geceye hazırlanan Ömerli (Kaynak: www.omerlim.com) |
Müftülerini es geçmişsiniz hocam ;)
YanıtlaSilİnşaallah bir gün müftülerini ayrı yazmak nasip olur Sayın Müftüm. :)
YanıtlaSilHocam, bide Ömerli'nin kirazı da çok meşhurdur.
YanıtlaSilBelediye Başkanlığına ne zaman aday olacaksınız Hocam ?
YanıtlaSilBaşkanlık yapanların, yapacakların ve orada çalışan diğer görevlilerin güzel hizmetler yapmalarını ve hizmetlerinde başarılı olmalarını temenni etmenin dışında bir hedefim ve beklentim yok. :)
Sil