17 Mart 2017 Cuma

Hz. Peygamber’in Doğumu Sırasında Meydana Gelen Olağanüstü Hadiseler (Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi Özelinde)

Prof. Dr. Adnan Demircan
 Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde Hz. Peygamber’in doğum tarihi hakkında bazı bilgiler nakledilir. Buna göre Büyük İskender’in vefatından 882 yıl sonra 12 Rebîlevvel pazartesi gecesi dünyaya gelmiştir. Bu tarih Nisan ayının yirmisine tesadüf eder.
Zamân‑ı cehâletde Yesrib nâmıyla bir belîdecik idi. Ba‘dehu Hazret‑i Risâlet-penâh Mekke‑i mü­ker­remede İskender‑i Kübrâ'nın vefâtı târîhinden sene 882'de mâh‑ı Rebî‘ü'l-evvel'in on ikinci gece isneyn gecesi Emîne Hâtûn rahminden müştakk olup sa‘âdetle edîm‑i arza kadem basup âlemi münevver kıldıkda mâh‑ı Nisanın yigirmisi idi.[1]

Peygamber olarak bilinen ya da peygamberliği iddia edilen birçok kişinin doğumu hakkında birbirine benzer olağanüstülükler anlatılır. Hz. Muhammed’in (sas) doğumuyla ilgili ilk kaynaklarda malumat oldukça az olsa da bu konudaki bilgilerin zamanla büyük bir gelişme gösterdiği bir gerçektir. Evliya Çelebi, Hz. Peygamber’in doğumu sırasında meydana gelen olağanüstü gelişmeler hakkında şu bilgilere yer verir:

1.     Hz. Peygamber’in sünnetli doğması
Evliya Çelebi, kendisinden önce telif edilmiş birçok kitapta nakledildiği üzere Hz. Peygamber’in sünnetli doğduğunu söyler:
Ammâ bizzât Habîb‑i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem vâlidesi Emîne Hâtûn'dan bi-em­rillâh sünnet ile tevellüd edüp ayneyn‑i şerîfleri mükehhal müş­tak olmuşlardır.[2]

2.     Kisra’nın takının yıkılması
3.     Urfa’da Nemrud’un ateşgedesinin ateşinin sönmesi
4.     Trabzon şehrinde 300 tılsımın yıkılması
5.     Kırım’da Kefe kalesinde tunçtan yapılmış bir atlı heykelin yıkılması
6.     İstanbul’da Sarayburnu, Atmeydanı, Altımermer, Yedikule, Kadınpazarı, Tavukpazarı, Galata Kulesi’nde 366 tılsımın baş aşağı düşmesi.
7.     Ayasofya’nın kubbesinin yıkılması
8.     İspanya’da Kızılelma Kilisesi’nin kubbesinin yıkılması
9.     Yeryüzünde 70.000 alametin zuhur etmesi
Hazret‑i Resûl‑i Ekrem sa‘âdetle rahm‑i mâder‑i Emîne Hâtûn'dan Mekke‑i Mükerreme'de müştakk olduğu leyle‑i mübârekde bu Tâk‑i Kisrâ mün­hedim oldu ve Urfa şehrinde âteşgede‑i Nemrûd‑ı merdûd söndü ve Tarabefzûn şehrinde üç yüz tılsımât ser-nigûn oldu ve Kırım diyârında kal‘a‑i Kefe'de tuçdan bir atlı sûret ile sernigûn oldu ve İslâmbol'da Sarâyburnu'nda ve Atmeydânı'nda ve Altımermer'de ve Yedikulle'de ve Avretbâzârı ve Tavukbâzârı'nda ve Galata Kullesi yerinde üç yüz altmış altı {aded} tılsımâtlar cümle baş aşağı olup Ayasofya kubbesi ve İşpaniye'de Kızılelma Deyri kubbesi münhedim oldu.
Ve'l-hâsıl “Leyle‑i mevlûd‑ı Nebî'de bu rûy‑ı arz içre yetmiş bin alâmet zuhûr etdi.” deyü cümle müverrihler ve cemî‘i ehl‑i siyerler yazdığından mâ‘adâ Rûm Yanvân ve Mıkdısî‑i Yarmen târîh­lerinde ve gayrı milel bile târîhlerinden tahrîr et­mişlerdir. Zîrâ cümle Nasârâ Hazret‑i Resûl'i inkâr etmezler, ammâ kavm‑i Arab'a ba‘s oldu derler.[3]

10.  Bütün ateşgedelerin sönmesi
Ve cümle âteşgedeler sönüp tâk‑ı Kisrâ ve kubbe‑i Ayasofya ve Kızıl Elma kubbesi ve cümle deyr‑i dünyâ deyyâr bir diyârda kalmayup mün­he­dim olup bu beyt‑i şerîf;i üzre bir yeşil bulut sâyebân oldu. Tâ müddet‑i medîde altmış üç sene ömr‑i nâzenînlerinde ol bulut Hazret‑i Risâlet üzre sâyebân idi. Her ne cânibe müteveccih ola ol ebr‑i ahzar bile revâne olurdu ve Hazretin sâyesi zemîne düşmezdi. İllâ bârân‑ı rahmet nâzil olsa Hazret‑i Risâlet'in fermânıyla ol bulut bir tarafa durup Haz­ret‑i Resûl matar‑ı rahmete müstağrak olup yine emir­leri ile ol ebr re’s‑i Resûl üzre ber-karâr olurdu.[4]


11.  Bosnasaray’da -fare tılsımı hariç- tılsımların ve Milya Kilisesi’nin kubbelerinin yıkılması
Bu şehirde [Bosnasaray] zamân‑ı cehele‑i fecereler asırlarında Lipve nâm bir üstâd‑ı be-nâm niçe tılsımâtlar edüp niçeleri Hazret‑i Risâlet-penâh sa‘âdetle rahm‑i mâderden müştak olup sahîfe‑i rûzgâr‑ı zorkâra kadem basdıklarında hayr-mukaddem olup Bağdâd'da Enûşirvân'ın tâk‑ı kisrâsı ve Urfa şehrinde âteş‑i Nemrûd sönüp niçe alâmetler zuhûr etdikde Ayasofya kubbesi ve bu şehirde Milya deyri kubbeleri münhedim olup bu şehrin niçe gûne tılsımâtları ser-nigûn olup illâ fâre, ya‘nî kesegen, Türkçe sıçan dedikleri muzırrın tılsı­mâtı kalır. Hâlâ şehr‑i Sarây'da sıçan nâdir olduğun­dan Bosnasarâyı'nda dahi kedi nâdirdir.[5]

12.  Selanik Ayasofya kubbesinin yıkılması
13.  Hortaç Sultan Camii’nin[6] kubbesinin yıkılması
Hattâ Ayasofya‑i İslâm­bol kubbesi Hazret‑i Risâlet-penâh sa‘âdetle mâh‑ı Rebî‘u'l-ev­vel'in on ikinci isneyn gecesi Emîne Hâtûn rahmin­den dünyâya kadem basdıkda ol kubbe münhedim oldukda bu Selânik Ayasofya kubbesi ve bu Hortaç Sultân câmi‘i kubbesi dahi münhedim olup yine ta‘mîr ü termîm etdikleri alâ­met­leri kubbenin kıble tarafında amâr olan yerleri âşikâredir.[7]

14.  Pencüm şehrinin batması ve Büyük Rumiyye Gölü’nün ortaya çıkması
Ve müverrihân‑ı İrân-zemîn ve müverrih Mıkdısî bu buhayre [Buhayre‑i Rûmiyye‑i Kübrâ] içün {eyle} tahrîr eylemişler kim Hazret‑i Resûl‑i Kib­riyâ-yı Mustafâ Mekke‑i Mükerreme'de rahm‑i mâderden müştâkk olduğu gice Tâk‑i Kisrâ ve Ayasofya Kubbesi münhedim olup ol gice bu buhayre yerinde olan Pâncüm şehri ka‘r‑ı zemîne geçüp bu buhayre zâhir olur, deyü yazmışlar. El-ilmü indallah.[8]

15.  Dünyadaki bütün kiliselerin kubbelerinin yıkılması
16.  Bütün Nemrud ateşgedelerinin sönmesi
17.  Dârü’s-Sakaleyn[9] Nusaybin’in bütün tılsımlarının ve eserlerinin yıkılması
Tâ ki Enûşir­vân‑ı Ekâsire hâkim‑i Irâk iken târîh‑i İskender‑i Yu­nan'dan sene 882 geçüp ve zamân‑ı Hazret‑i İsâ'dan sene altı yüz geçüp Hazret‑i Muhammedü'l-Mustafâ mâh‑ı Rebî‘u'l-evvel'in on ikinci gice isneyn gicesi Emîne Hâtûn'un rahmin­den müştakk olup sa‘âdetle bu rûy‑ı arza kadem basdukda ol leyle‑i mübâreke içre cemî‘i dünyâda düyûrların kubbeleri yıkılup ve cümle âteşgede‑i Nemrûdlar sönüp ve bu şehr‑i Nasîbîn‑i Dârü's-sakalân dahi cüm­le tılsımât­la­rıyla heme âsâr‑ı binâları münhedim {olup} kavm‑i ecinne dahi güzel mesken‑i latîf ol­du. Zîrâ kavm‑i ecinne harâb-âbâddan hazz ederler.[10]

18.  Yeryüzündeki bütün putların yıkılması
Bizzât Hazret‑i Risâlet-penâh İskender‑i Zül­kar­neyn vefâtı târîhinden sonra 882 senede sa‘â­det­le rahm‑i mâderden müştak olup vücûd‑ı nâzenîni dünyâya kadem basdığı dem mevsim‑i Nîsân'ın yigirmisinde mâh‑ı Rebî‘ü'l-evvel'in on ikinci gece isneyn gecesi zuhûra geldikde âlemi münevver kılup vech‑i arzda cemî‘i esnâmlar ser­nigûn ol­du­lar.[11]

Evliya Çelebi’nin kesin bilgi gibi sunduğu mucizelerin sağlam bir kaynağının olmadığı bilinmekle birlikte anlattıklarının yaşadığı dönemde mevcut olan peygamber algısını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Bu algının aynı zamanda bizim toplumumuzdaki peygamber algısının kaynağını oluşturduğu da unutulmamalıdır. Burada vurgulanması gereken önemli bir husus da Hz. Peygamber’in doğumu sırasında meydana geldiği iddia edilen olayların insanların zihin dünyasında yerelleştiğidir. Böylece insanlar, bilmedikleri yerlerde meydana gelen mucizeleri konuşmak yerine gördükleri ve bildikleri eserler üzerinden mucizeleri anlatmaktadırlar.
Kaynaklarda zikredilmeyen birçok mucizenin sonradan geliştirildiği ve alanın genişletildiği görülmektedir. Bu durum işin tabiatına uygundur. Çünkü mucizeler anlatıldıkça gelişmeye ve genişlemeye müsaittir.

Kaynak:
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Hazırlayanlar: Robert Dankoff - Seyit Ali Kahraman - Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2000.




[1] Seyahatname, IX, 301.
[2] Seyahatname, I, 323.
[3] Seyahatname, IV, 234.
[4] Seyahatname, IX, 381.
[5] Seyahatname, V, 220.
[6] Daha önce kilise olduğu dönemde kubbesinin yıkıldığını söylemektedir.
[7] Seyahatname, VIII, 68.
[8] Seyahatname, IV, 181.
[9] İnsanların ve cinlerin yurdu.
[10] Seyahatname, IV, 326.
[11] Seyahatname, IX, 381.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar