Prof. Dr. Adnan
Demircan
Evliya
Çelebi’nin Seyahatname’sinde Hz. Peygamber’in doğum tarihi hakkında bazı
bilgiler nakledilir. Buna göre Büyük İskender’in vefatından 882 yıl sonra 12
Rebîlevvel pazartesi gecesi dünyaya gelmiştir. Bu tarih Nisan ayının yirmisine
tesadüf eder.
Zamân‑ı cehâletde Yesrib nâmıyla bir belîdecik idi.
Ba‘dehu Hazret‑i Risâlet-penâh Mekke‑i mükerremede İskender‑i Kübrâ'nın vefâtı târîhinden sene 882'de mâh‑ı Rebî‘ü'l-evvel'in on
ikinci gece isneyn gecesi Emîne Hâtûn rahminden müştakk olup
sa‘âdetle edîm‑i arza kadem basup âlemi münevver kıldıkda mâh‑ı Nisanın
yigirmisi idi.[1]
Peygamber
olarak bilinen ya da peygamberliği iddia edilen birçok kişinin doğumu hakkında
birbirine benzer olağanüstülükler anlatılır. Hz. Muhammed’in (sas) doğumuyla
ilgili ilk kaynaklarda malumat oldukça az olsa da bu konudaki bilgilerin
zamanla büyük bir gelişme gösterdiği bir gerçektir. Evliya Çelebi, Hz.
Peygamber’in doğumu sırasında meydana gelen olağanüstü gelişmeler hakkında şu
bilgilere yer verir:
1.
Hz.
Peygamber’in sünnetli doğması
Evliya Çelebi,
kendisinden önce telif edilmiş birçok kitapta nakledildiği üzere Hz. Peygamber’in
sünnetli doğduğunu söyler:
Ammâ bizzât Habîb‑i Ekrem sallallâhu
aleyhi ve sellem vâlidesi Emîne Hâtûn'dan bi-emrillâh sünnet ile tevellüd edüp ayneyn‑i şerîfleri
mükehhal müştak olmuşlardır.[2]
2.
Kisra’nın
takının yıkılması
3.
Urfa’da
Nemrud’un ateşgedesinin ateşinin sönmesi
4.
Trabzon
şehrinde 300 tılsımın yıkılması
5.
Kırım’da
Kefe kalesinde tunçtan yapılmış bir atlı heykelin yıkılması
6.
İstanbul’da
Sarayburnu, Atmeydanı, Altımermer, Yedikule, Kadınpazarı, Tavukpazarı, Galata
Kulesi’nde 366 tılsımın baş aşağı düşmesi.
7.
Ayasofya’nın
kubbesinin yıkılması
8.
İspanya’da
Kızılelma Kilisesi’nin kubbesinin yıkılması
9.
Yeryüzünde
70.000 alametin zuhur etmesi
Hazret‑i Resûl‑i Ekrem sa‘âdetle rahm‑i mâder‑i
Emîne Hâtûn'dan Mekke‑i Mükerreme'de müştakk olduğu leyle‑i mübârekde bu Tâk‑i Kisrâ münhedim oldu ve Urfa şehrinde âteşgede‑i Nemrûd‑ı merdûd söndü ve Tarabefzûn şehrinde üç yüz tılsımât ser-nigûn
oldu ve Kırım diyârında kal‘a‑i Kefe'de tuçdan bir atlı sûret ile sernigûn oldu ve İslâmbol'da Sarâyburnu'nda ve Atmeydânı'nda ve Altımermer'de ve Yedikulle'de ve Avretbâzârı ve Tavukbâzârı'nda ve Galata Kullesi yerinde üç yüz altmış altı
{aded} tılsımâtlar cümle baş aşağı olup Ayasofya kubbesi ve İşpaniye'de Kızılelma Deyri kubbesi münhedim oldu.
Ve'l-hâsıl “Leyle‑i mevlûd‑ı Nebî'de bu rûy‑ı arz içre yetmiş bin alâmet zuhûr etdi.” deyü cümle
müverrihler ve cemî‘i ehl‑i siyerler yazdığından mâ‘adâ Rûm Yanvân ve Mıkdısî‑i Yarmen târîhlerinde ve gayrı milel
bile târîhlerinden tahrîr etmişlerdir. Zîrâ cümle Nasârâ Hazret‑i Resûl'i inkâr etmezler, ammâ kavm‑i Arab'a ba‘s oldu derler.[3]
10.
Bütün
ateşgedelerin sönmesi
Ve cümle âteşgedeler sönüp tâk‑ı Kisrâ ve kubbe‑i Ayasofya ve Kızıl Elma kubbesi ve cümle deyr‑i dünyâ deyyâr bir diyârda kalmayup
münhedim olup bu beyt‑i şerîf i
üzre bir yeşil bulut sâyebân oldu. Tâ müddet‑i medîde altmış üç sene ömr‑i
nâzenînlerinde ol bulut Hazret‑i Risâlet üzre sâyebân idi. Her ne
cânibe müteveccih ola ol ebr‑i ahzar bile revâne olurdu ve Hazretin sâyesi
zemîne düşmezdi. İllâ bârân‑ı rahmet nâzil olsa Hazret‑i Risâlet'in fermânıyla ol bulut bir tarafa durup Hazret‑i Resûl matar‑ı rahmete müstağrak
olup yine emirleri ile ol ebr re’s‑i Resûl üzre ber-karâr olurdu.[4]
11.
Bosnasaray’da
-fare tılsımı hariç- tılsımların ve Milya Kilisesi’nin kubbelerinin yıkılması
Bu şehirde [Bosnasaray] zamân‑ı cehele‑i fecereler asırlarında
Lipve nâm bir üstâd‑ı be-nâm niçe tılsımâtlar edüp niçeleri Hazret‑i Risâlet-penâh sa‘âdetle rahm‑i mâderden
müştak olup sahîfe‑i rûzgâr‑ı zorkâra kadem basdıklarında hayr-mukaddem olup
Bağdâd'da Enûşirvân'ın tâk‑ı kisrâsı ve Urfa şehrinde âteş‑i Nemrûd sönüp niçe alâmetler zuhûr
etdikde Ayasofya kubbesi ve bu şehirde Milya deyri
kubbeleri münhedim olup bu şehrin niçe
gûne tılsımâtları ser-nigûn olup illâ fâre, ya‘nî kesegen, Türkçe sıçan dedikleri muzırrın tılsımâtı
kalır. Hâlâ şehr‑i Sarây'da sıçan nâdir olduğundan
Bosnasarâyı'nda dahi kedi nâdirdir.[5]
12.
Selanik
Ayasofya kubbesinin yıkılması
13.
Hortaç
Sultan Camii’nin[6]
kubbesinin yıkılması
Hattâ Ayasofya‑i İslâmbol kubbesi Hazret‑i Risâlet-penâh sa‘âdetle mâh‑ı Rebî‘u'l-evvel'in
on ikinci isneyn gecesi Emîne Hâtûn rahminden dünyâya kadem
basdıkda ol kubbe münhedim oldukda bu Selânik
Ayasofya kubbesi ve bu Hortaç Sultân câmi‘i
kubbesi dahi münhedim olup yine
ta‘mîr ü termîm etdikleri alâmetleri kubbenin kıble tarafında amâr olan yerleri âşikâredir.[7]
14.
Pencüm
şehrinin batması ve Büyük Rumiyye Gölü’nün ortaya çıkması
Ve müverrihân‑ı İrân-zemîn ve müverrih Mıkdısî bu buhayre [Buhayre‑i
Rûmiyye‑i Kübrâ] içün {eyle} tahrîr eylemişler kim Hazret‑i Resûl‑i Kibriyâ-yı Mustafâ Mekke‑i Mükerreme'de rahm‑i mâderden müştâkk olduğu gice Tâk‑i Kisrâ ve Ayasofya Kubbesi münhedim olup ol gice bu
buhayre yerinde olan Pâncüm şehri ka‘r‑ı zemîne geçüp bu
buhayre zâhir olur, deyü yazmışlar. El-ilmü
indallah.[8]
15.
Dünyadaki
bütün kiliselerin kubbelerinin yıkılması
16.
Bütün
Nemrud ateşgedelerinin sönmesi
17.
Dârü’s-Sakaleyn[9] Nusaybin’in
bütün tılsımlarının ve eserlerinin yıkılması
Tâ ki Enûşirvân‑ı Ekâsire hâkim‑i Irâk iken târîh‑i İskender‑i Yunan'dan sene 882 geçüp ve zamân‑ı Hazret‑i İsâ'dan sene altı yüz geçüp Hazret‑i Muhammedü'l-Mustafâ mâh‑ı Rebî‘u'l-evvel'in on
ikinci gice isneyn gicesi Emîne Hâtûn'un rahminden müştakk olup sa‘âdetle bu
rûy‑ı arza kadem basdukda ol leyle‑i mübâreke içre cemî‘i dünyâda düyûrların
kubbeleri yıkılup ve cümle âteşgede‑i Nemrûdlar sönüp ve bu şehr‑i Nasîbîn‑i
Dârü's-sakalân dahi cümle tılsımâtlarıyla heme âsâr‑ı binâları münhedim {olup} kavm‑i ecinne dahi güzel
mesken‑i latîf oldu. Zîrâ kavm‑i ecinne harâb-âbâddan hazz ederler.[10]
18.
Yeryüzündeki
bütün putların yıkılması
Bizzât Hazret‑i Risâlet-penâh İskender‑i Zülkarneyn vefâtı târîhinden sonra 882
senede sa‘âdetle rahm‑i mâderden müştak olup vücûd‑ı nâzenîni dünyâya kadem
basdığı dem mevsim‑i Nîsân'ın yigirmisinde mâh‑ı Rebî‘ü'l-evvel'in on ikinci
gece isneyn gecesi zuhûra geldikde âlemi münevver kılup vech‑i arzda cemî‘i
esnâmlar sernigûn oldular.[11]
Evliya Çelebi’nin
kesin bilgi gibi sunduğu mucizelerin sağlam bir kaynağının olmadığı bilinmekle
birlikte anlattıklarının yaşadığı dönemde mevcut olan peygamber algısını
göstermesi açısından dikkat çekicidir. Bu algının aynı zamanda bizim
toplumumuzdaki peygamber algısının kaynağını oluşturduğu da unutulmamalıdır.
Burada vurgulanması gereken önemli bir husus da Hz. Peygamber’in doğumu
sırasında meydana geldiği iddia edilen olayların insanların zihin dünyasında
yerelleştiğidir. Böylece insanlar, bilmedikleri yerlerde meydana gelen
mucizeleri konuşmak yerine gördükleri ve bildikleri eserler üzerinden mucizeleri
anlatmaktadırlar.
Kaynaklarda
zikredilmeyen birçok mucizenin sonradan geliştirildiği ve alanın genişletildiği
görülmektedir. Bu durum işin tabiatına uygundur. Çünkü mucizeler anlatıldıkça
gelişmeye ve genişlemeye müsaittir.
Kaynak:
Evliya Çelebi
Seyahatnamesi, Hazırlayanlar: Robert Dankoff -
Seyit Ali Kahraman - Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2000.
[1]
Seyahatname, IX, 301.
[2]
Seyahatname, I, 323.
[3]
Seyahatname, IV, 234.
[4]
Seyahatname, IX, 381.
[5]
Seyahatname, V, 220.
[6] Daha
önce kilise olduğu dönemde kubbesinin yıkıldığını söylemektedir.
[7]
Seyahatname, VIII, 68.
[8]
Seyahatname, IV, 181.
[9]
İnsanların ve cinlerin yurdu.
[10]
Seyahatname, IV, 326.
[11]
Seyahatname, IX, 381.
0 yorum:
Yorum Gönder