8 Mart 2017 Çarşamba

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Öğretmen

Ebû Ömer b. Dâvûd 
Hayat, en önemli öğretmendir. Yaşadığımız her tecrübe bize yeni yeni şeyler öğretir. İnsanlar, kararlarını ve inançlarını oluştururken büyük ölçüde yaşadıkları tecrübelerden beslenirler. Hatta meşhur, tartışılır, ne olduğu kesin olmayan birçok yargı için insanların hayatlarını feda ettiklerini bir gün dünya tarihini değiştirecek adımlar atabildiklerini görüyoruz. Tarih de böyle yargılarla doludur. İşte bu öznelliğin bize dayattığı durumdan çıkmanın yolu sahip olduğumuz kanaatleri ya da yargıları sürekli sorgulayabilmemiz, yargılarımızda ise keskin ve katı hükümler ortaya koymaktan imtina etmemizdir. Eğer böyle davranırsak, çocuklarımızı eğitirken kendilerini öğrendiklerimizin sorgulanabilir ve yanlışlanabilir kanaatler olduklarını söyleyebilirsek ve onları bu şekilde yetiştirebilirsek o zaman keskin yargılar daha az olur ve hayat daha çekilir hale gelir.
Tarihte ortaya çıkmış örgütsel yapıların hemen hepsinde insanoğlunun hayattan öğrendiği sübjektif anlayışın temel görüşleri oluşturduğunu görüyoruz. Çoğu zaman insanlar inandıkları şeylerin asla tartışılamaz doğrular olduğundan kuşku duymazlar. İşte bu güven ve inanış, insanların hata yapmalarına zemin hazırlar.
Peki, işin doğrusu nedir? Yargılarımızda nesnel bir bilgi üzerinden mi hareket ediyoruz yoksa aslında hayatın bize dayattığı doğrularımızı mutlak hakikatler olarak mı kabul ediyoruz?
Doğrusunu söylemek gerekirse ortada mutlak doğrular değil, zanlar, varsayımlar ve ihtimallerin mevcut olduğudur. Bir kere bir inançtan ya da bir ön kabulden hareket ediyoruz. Ondan sonrasını inşa etmek kolaydır. Sorgulanamaz, tartışılamaz kabullerimiz olduktan sonra onları meşrulaştırmak, onlar çerçevesinde değerler oluşturmak kolay…
İşte tarih doğru okunduğunda bize bu hükmü vermemize imkân tanır. Eğer tarihi ve kendi tarihimizi doğru okursak müsamahakâr olmayan yargılara karşı alternatifli düşünme imkânına sahip oluruz.
Hayatın bize öğrettiği bir diğer önemli gerçek de insanın kişiliğinin, karakterinin ve düşüncelerinin inanç ve değer oluşturmada güçlü bir etkiye sahip olduğudur. Her insanın farklı bir karakteri vardır. Bunun yanı sıra bireyin yaşam serüveniyle de ilişkili olarak bazı insanlar ileri derecede psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Onların yaşadıklarının fikrî hayatları üzerinde etkili olamayacağını düşünmek yanlış olur. Özellikle bu durumdaki insanların lider ve yönlendirici pozisyonda olduğunu dikkate aldığımızda durumun ne kadar vahim olabileceğini müşahede edebiliriz.
Kanaat önderi ya da lider pozisyondaki insanların sahip oldukları kimi insanî zaafların gündeme dahi getirilmemesi, onların mutlak otorite kabul edilmelerinden kaynaklanmaktadır. Bir anlamda insanlar onları oldukları halleriyle değil, onlara giydirdikleri gömleklerle benimsiyorlar. Böylece onlar hakkında oluşan algı bir hakikate dönüşür.
Hâsılı insanın hayatta birçok öğretmeni var… Deneyim en önemli öğretmendir, ancak insan çoğu zaman bunun farkında değildir.


ebuomerbindavud@gmail.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar