Ebû Ömer b. Dâvud
İnsanın yapıp edebildikleri
sınırlı, ancak hayal gücünün sınırsız olduğu düşünülüyor. Yine insanın
eylemlerine sınırlama getirilebileceği, ancak hayal kurmasına engel
konulamadığı ifade ediliyor. Oysa insanoğlunun hayal gücünün de bilgi ve
görgüsüne bağlı olarak sınırlı olduğunu görüyoruz. En çok bildikleri
çerçevesinde gördükleri temelinde hayal kurabilir; görme, düşünme ve algılama
kapasitesinin ötesinde bir hayal gücüne sahip olamaz. Bu bakımdan insan olarak
hayallerimizin yine gördüklerimizle ve yaşadıklarımızla ilişkili olması
kaçınılmazdır. Hayallerin insanı ve düşünceyi geliştiren bir boyutu olduğu
tecrübeyle sabittir. Fakat bu da insanın kapasitesi ile ilgilidir Zira hayal,
insanın kapasitesine bağlıdır.
Geçmişte kurduğum hayalleri
düşündüğümde hayal dünyamın yaşadığım tecrübelerle ve okuduklarımla sınırlı
olduğunu görüyorum. Bunun bütün insanlar için böyle olduğunu kendinizden
hareketle söyleyebilirsiniz.
Biraz sabırsız olan arkadaşlar,
konuya girmem için acele ediyorlardır. Yaşlı Demircan’ın sabırsızlananlardan
olduğunu zannediyorum. Zira fazla zamanı yok. Oysa Azimli öyle mi? Onun daha
çok zamanı olduğu için keyifle bekliyordur.
Benim de çok uzatmaya niyetim
yok. Hayal kurma gücü ve kapasitesi önemlidir. Ben diyorum ki, dinî ve
siyasî liderlerin hayal gücü ve kapasitesi yetişme ortamı ve şartlarla,
hayatlarında yaşadıkları zorluklarla ve bilgi dağarcıklarıyla ilişkilidir.
Bildiğiniz bir fıkradır. İki
çoban sohbet ediyorlarmış. Bir diğerine sormuş:
-Dünyanın en zengin insanı olsan
ne yaparsın?
-Çok soğan alır, cücüklerini
yerdim. Peki, sen zengin olsan ne yaparsın?
-Bana bir şey bırakmadın ki!
Netice itibariyle insan
çevresinin ürünüdür insanların hayalleri de onun imkânlarıyla sınırlıdır. Bana
hayallerini söyle, senin kapasiteni söyleyeyim.
30.01.2017
ebuomerbindavud@gmail.com
0 yorum:
Yorum Gönder