31 Ocak 2017 Salı

Kitap Değerlendirmesi: Emevîler


Adnan DEMİRCAN, Emevîler, Beyan Yayınları, İstanbul 2016; 207 Sayfa

 İslâm tarihinin en önemli dönemlerinden birisi de kuşkusuz Emevîler dönemidir.  Doksan yıla yakın bir süre iktidarda kalarak İslâm dünyasını yönetmesi bakımından Emevî devri dikkat çekicidir. Zira bu dönemde meydana gelen birçok hadise daha sonra ortaya çıkacak siyasî, ekonomik ve fikrî problemlerin temelini oluşturmuştur. Bu bağlamda biz, Adnan DEMİRCAN hocamızın ‘Emevîler’ adlı eserini bölümler üzerinden değerlendirmeye çalışacağız.


Emevîler adlı eser iki bölüm şeklinde ele alınmaya çalışılmıştır. Yazar bölümlere geçmeden önce Emevî dönemi hakkında bilgi veren birçok kaynak hakkında bilgiler vermiştir. Bu bölüm özellikle temel kaynaklar yanında çağdaş eserler hakkında da bilgi sahibi olunması açısından önemlidir. Temel kaynakları da kendi arasında türleri ile belirtmesi eserin başka bir olumlu yönüdür.

Eserin birinci bölümü olan Emevîler dönemi siyasî tarihinde, Emevî halifeleri ve görev yaptıkları dönemlerde ortaya çıkan önemli hadiseler ele alınmaya çalışılmıştır. Eserin ikinci bölümünde ise Emevîler dönemi kültür ve medeniyet tarihi ele alınmıştır. Emevîler dönemi toplum yapısı, dinî düşünce, devlet kurumları, eğitim ve ilim konuları işlenmiştir. Eserde en dikkat çekici kısım ise ekler bölümüdür. Eserin bu bölümünde özellikle tablo şeklinde verilen bilgiler dikkatimizi çekmektedir. Emevî halifelerinin evlilikleri, evlilikte tercih edilen kabileler, Ümmü’l-veledler, halife çocukları ve tercih edilen isimler bu dönem hakkında doyurucu bilgilere sahiptir. Başka bir yön ise bu bölüm içerisinde Emevîler döneminde Anadolu’ya yapılan seferler ve bu seferlere gönderilen birlikler ile komutanlar hakkında verilen bilgilerdir.

Değerlendirmemize ilk olarak birinci bölüm üzerinden gitmeye çalışacağız. Emevîler dönemi siyasî tarihi adlı bu bölüm, Muâviye b. Ebî Süfyan devri ile başlamıştır. Muâviye b. Ebî Süfyan sürekli yükselen bir siyasî figür olmasından dolayı dikkat çekici bir hayata sahiptir. Eserde onun özelliklerine ve mücadelesine dikkat çekilmiştir. Hz. Peygamber’in kayınbiraderi olması, Hz. Ali’ye başkaldırması önemlidir. Halife olduktan sonra Muâviye b. Ebî Süfyan’ın yaptıklarına temas edilmiştir. Eserde Muaviye’nin kendinden önceki halifelerin devamı olduğuna ve selefleri gibi onunda biat alarak halife olduğu vurgulanmıştır. Oğlu Yezid’i veliaht yapması mevzusu da geniş bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Eserde bu konuda vurgulanan “Muâviye, yerine oğlunu veliaht olarak bırakırken bu durumun bırakacağı etkiler bakımından bizim kadar bilgili değildi” ifadesi dikkat çekicidir. Bunu sağlamak için Muâviye’nin takip ettiği siyaset de önemlidir. O bu konuda hem oğlunun imajını düzeltmek için çaba sarf etmiş hem de kabile liderlerine onun veliahtlığını kabul ettirmeye çalışmıştır. Ayrıca gözdağı vermek ve muhalifleri ikna etmek üzere Hicaz’a gitmiştir. Eserde temas edilen bir başka konu da Hucr b. Adî’nin öldürülmesidir. Onun öldürülmesi ile ilgili yazarın, burada önemli bir tespiti vardır. Bu tespite göre bu olay ile birlikte “devlet ricâline muhalif olanlara karşı suçu sabit olmadan cezalandırılması yolu açılmıştır.” Bu durum ileriki zamanlarda devlet ricâlinin kendilerine karşı olabilecek muhalefeti sindirme noktasında birçok problemlere neden olabilecektir.

Eserde Muâviye b. Ebî Süfyan’dan sonra İslâm tarihinde hakkında birçok tartışmanın yapıldığı Yezîd b. Muâviye ele alınmıştır. Eserde bu dönemde meydana gelen olaylardan olan Kerbelâ ve Harre olaylarının nasıl cereyan ettiği ve olaylarda ön plana çıkan şahısların isimlerinin zikredilmesi değerlendirme noktasında önemlidir. Eserde Kerbelâ olayında şehit edilen Hz. Hüseyin’in sonraki yıllarda ortaya çıkan algıya göre insanlık için kendisini feda eden, hakkın temsilci bir kahraman olduğunun tespit edilmesi önemlidir. Hare olayında da Medine’ye giren Suriyeli askerlerin taşkınlıklarına göz yumulması, isyana katılan insanlarının aşağılandığının belirtilmesi de dikkat çeken bir noktadır.

Eserde halifelerin dönemleri sırasıyla ele alınmıştır. Dikkat çeken dönemlerden biride Abdülmelik b. Mervân dönemidir. Bu dönemde meydana gelen önemli hadiselerden Muhtâr Sekafî’nin faaliyetleri ve Hz. Hüseyin’in katillerini ortadan kaldırtması ile bu olaylardaki önemli kişilerin isimlerinin verilmesi okuyucu içinde aydınlatıcı niteliktedir. Bu dönem olaylarından Abdullah b. Zübeyr’in öldürülmesinde de yazar onun başarılı olamama nedenini, Ümeyyeoğullarına karşı olanlarla işbirliği kuramamasına ve onları yanına çekememesine bağlamıştır. Daha sonra eserde Ömer b. Abdülaziz dönemi hariç diğer halifelerin dönemleri genel olarak ifade edilmiştir. Emevîler’in yıkılış safhasında ise yıkılma nedenlerinin maddeler halinde verildiğini görmekteyiz. Burada da başta hanedan içi çatışmalar olmak üzere, kabilecilik, mevali ile olan ilişkiler olmak üzere ana nedenler üstünde durulmuştur. Eserde okuyucunun dikkatini çeken bir başka tespit de Emevî devletinin yıkılışından sonra Abbasoğullarının Emevîlere çok sert davranmasıdır.

Eserin ikinci bölümü olan Emevîler dönemi kültür ve medeniyet birçok tespiti içinde barındırması açısından dikkatli okunmasında fayda vardır. Yazarın burada ideolojik okumalardan kaçılması yönündeki tavsiyesi önemlidir. İdeolojik okumanın Ümeyyeoğulları hanedanına karşı devamlı olumlu veya devamlı olumsuz düşüncelere yol açması mümkündür. Yazar burada da tarafsızlık bağlamında Ümeyyeoğulları içinde dindar olanları olduğu gibi dindar olmayanlarının da olduğu örneğini vermiştir. Eserde toplum yapısı içerisinde Müslümanların, Araplar ve Mevali şeklinde tasnif edilmesi de önemlidir. Arapların kendilerini Gayr-ı Arap unsurlardan üstün görmeleri, bu algının devletin uygulamalarına yansıması toplumsal sıkıntıları da beraberinde getirecek bir durumdur. Mevali’nin zanaatların çoğunda başrolü oynamasına rağmen vergilendirme ve devletin imkânlarından yararlanma hususunda ayrımcılığa maruz kalması eserdeki önemli bilgilerdendir.

Dinî düşünce yapısında da birçok önemli faaliyetin temelinin Emevîler döneminde atıldığına temas edilmesi başka bir konudur. Dinin canlı bir kurum olduğu ve yaşandığı sürece değişim gösterdiği de eserde belirtilmiştir. Daha sonraki kısımlarda ise bu dönemde nerelerde fetihlerin yapıldığı, devlet kurumları, eğitim ve ekonomi durumları hakkında bilgiler verilmiştir. Fetihler bölümünde Mâveraünnehr bölgesindeki fetih hareketleri ele alınırken, Muâviye dönemi komutanlarından Ubeydullah b. Ziyâd’ın askerî faaliyetler sonucunda bu bölgeden 2000 civarındaki Türk askerini Basra’da el-Buhâriyye denen mahalleye yerleştirmesi ve Haricîler ile yapılan mücadelelerde kullanması önemli bir bilgidir.

Eserin en dikkat çekici kısmı ise ekler bölümüdür. Emevî hanedanı ile ilgili birçok merak uyandıran bilgi ile burada karşılaşıyoruz. Bu bölümün başında Emevî halifelerinin ve veliahtlarının, akabinde de Emevî soy kütüğünün tablo şeklinde verilmesi hanedan hakkında isim bilgimize katkı sağlamaktadır. Emevî halifelerinin evlilikleri ve çocukları hakkında verilen bilgilerde dikkate değerdir. Develerinden ve atlarından yavru alırken soya dikkat eden Arapların evliliklerinde de soya dikkat ettiğini bu eserde görüyoruz. Araplar arasında dikkate değer bir bilgi de aralarında sorun ya da düşmanlık varsa kabilelerin birbirlerine kız vermek suretiyle akrabalık kurarak düşmanlıkları azaltmaya çalışmalarıdır. Emevî halifelerinin Kureyş başta olmak üzere siyaset gereği farklı kabilelerden evlenmelerine rağmen mevali kadınlarla evlilik kurmamaları da önemli bir bilgidir. Arap olmayan kadınlar Emevî halifelerine cariye olarak hizmet etmişlerdir. Halifelerin dört kadınla evlenme sınırına dikkat ettiklerine de dikkat çekilmiştir. Halifelerin evliliklerinden ve cariyelerinden birçok çocukları olmuştur ki bu bölümde dikkate almamız gereken bir bilgi ile daha karşılaşıyoruz. Bu bilgiye göre halifelerin bazı çocuklarının annesinin Hıristiyan olmasıdır. Velîd b. Abdülmelik’in Abbas adlı oğlu ile Hişam b. Abdülmelik’in Saîd adlı oğlunun annesi Hıristiyan’dır. Buradan onların Emevî sarayında dinî bir baskı görmedikleri anlaşılabilir. Emevî hanedanının erkeklerinin evlilikleri kadar kızlarının evlilikleri de eserde temas edilen konulardandır. Halifelerin kızlarının yine Ümeyyeoğulları kabilesinden erkeklerle evlendirildikleri bilgisine de ulaşıyoruz. Arapların Arap olmayana kız vermekten kaçındıkları ayrıca Emevîlerin rekabet içinde bulundukları Ehl-i Beyt’ten kız almalarına rağmen onlara kız verip vermedikleri noktasında bilgilerde önem arz etmektedir. Halifelerin çocukları ve onlara verilen isimlerde okuyucu için değerli bilgiler ihtiva etmektedir. Halifelerin isim noktasında Ümeyyeoğulları tarihi içindeki dikkat çekici şahsiyetlerin isimlerini yaşatmaya çalıştıklarını, bunun yanında ailenin ismiyle bütünleşen Osman, Muâviye Yezîd, Mervân gibi isimleri de kullandıkları bilgisine de ulaşıyoruz. Yine Emevî halifelerinin Hz. Peygamber ve ilk üç halifenin isimlerini de çocuklarına verdiklerini fakat Ali, Hasan ve Hüseyin isimlerini vermekten kaçındıklarını görüyoruz.

Eserde dikkatimizi çeken bir diğer konu Emevî halifelerinin hanımlarının ve çocuklarının belirtildiği tablodur. Burada bu tablodan halife hanımlarının ve cariyelerinin isimleri ile hangi kabileye mensup olduklarını öğrenebiliyoruz. Ayrıca dip notlarda verilen bilgiler de dikkatimizi çekmektedir. Halife kızlarının kimlerle evlendikleri yönündeki dip not bilgileri de okuyucunun dikkatini çekmektedir.

Bu bölümün son kısmında ise Emevî devleti döneminde Anadolu’ya yapılan seferlerden, bu seferlerin genel özelliklerinden, orduların ve ordu komutanlarının özelliklerinden bahsedilmiştir. Bu bölümde dikkat çekilen bir husus göz ardı edilmemelidir. Bu seferlerde kalıcı fetihlerin hedeflenmemesi ve orduların kısa zaman sonra fethettikleri yerlerden çekildikleri görülmektedir. Diğer bir hususta seferler sonucu Anadolu tamamen ele geçirilmemişse de Bizans idaresi iyice zayıflatılmıştır. Bu zayıflama ileriki dönemlerde Anadolu’ya kalıcı fetihler için gelecek Müslümanların elini kuvvetlendirmiştir. Kitabın son kısmında Emevîlerin Anadolu seferleri ve bu seferlerde görev alan komutanlarla alakalı tablo mevcuttur.

İslâm tarihinin en önemli dönemlerinden biri olan Emevîler dönemi bu eserde sade bir dille önemli noktalara değinilerek ele alınmıştır. Gerek siyasî, gerek düşünce ve kültürel olmak üzere yoğun faaliyetlerin yaşandığı bu dönem, eserde dikkat çekici bilgilerle ele alınmıştır. Esere ekler bölümünde katılan bilgiler ise Emevî halifeleri hakkında bilinmeyen birçok hususu önümüze sunmuştur -ki burada tabloların kullanılması ayrıca önemlidir- bu da esere ayrı bir değer katmıştır. Çağdaş eserlerin özellikle Emevî tarihi eserlerinin birçoklarında burada işlenen bilgilerin birçoğunu görememekteyiz.




GÜNGÖR AKSU
İstanbul Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Doktora Öğrencisi,


1 yorum:

  1. İslam Toplumunda Kadının Erkek Üzerindeki Baskısının Bir Örneği: Abbasi Halifesi es-Seffah’ın Evliliği başlıklı ve içeriği başlığıyla alakasız, hangi akla hizmet hazırlandığını bir türlü çözemediğim enteresan yazıya göre daha faydalı olduğu açık.

    YanıtlaSil

Yazarlar