11 Mayıs 2017 Perşembe

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Vekil

Ebû Ömer b. Dâvûd
Eskiler “el-Vekîl ke’l-asîl [Vekil asil gibidir]” derler. Bu ilke vekilin, asilin yetkilerini kullanabileceği anlamına geliyor. Bizde milletvekili dediğimiz kişilere kısa süre önce mebus deniyordu. Yani “gönderilen”. Halk tarafından gönderilen… Tabii halk mı gönderiyor, yoksa başkaları mı belirliyor hep tartışılıyor. Bence bugüne kadarki sistemde vekil de dense, mebus da dense seçilen kişilerin seçiminde halkın iradesinin yansımadığı kesin. Vekiller, kendilerini iyi bir sıraya yerleştiren genel başkanlarına hep minnet duymaya devam ederler. İftiharla onların adamı olduklarını söylerler. Bunun dışına çıktıklarında sistem onları kenara atar. Durumun böyle olmasında siyasî bilgi ve birikimleriyle değil, himayeyle siyaset yapmayı kabul eden kişiliklerinin büyük etkisi var. Çoğunun bir ağırlığı ya da gücü olmayınca kaçınılmaz olarak bu durumla karşılaşıyoruz. Bugün iktidar partisi, Cumhurbaşkanı’nın oyuyla iktidarda kalmaya devam ediyor. Yani Cumhurbaşkanı’nın oyu partinin oyundan çok daha fazla. Eğer cumhurbaşkanının oyu olmazsa partinin dağılması mukadder.

Yıllar önce bir yazı okumuştum. Turgut Özal parti kuruyor. O dönemde Kenan Evren MDP [Milliyetçi Demokrasi Partisi] ve asker emeklisi olan genel başkanı Turgut Sunalp’i destekliyor. Onun karşısına sol oyları alacağı düşünülen Necdet Calp çıkarılıyor.
Turgut Özal, Erbakan, Türkeş ve Demirel’in yasaklı olduğu dönemde parti kurmak için girişimde bulunmuş; kazanma ihtimali düşünülmediği için kendisine izin verilmişti. Kısa sürede partiyi örgütlemesi, taşra teşkilatlarını kurması ve seçime girmek için adaylarını belirlemesi gerekiyordu. Uçakta bir gazeteciye Erzincan’dan adaylık teklif etmiş; ancak gazeteci kazanacaklarına ihtimal vermediği için kabul etmemiş. Diğer partiler o dönemde uygulanan il barajını aşamadıkları için Erzincan’ın bütün vekillerini Anavatan Partisi almış. İşte bazen kuş taşa değecek oluyor, ama son anda taşı atmaktan vazgeçiyor insan…
Bazı vekiller asilleri aratmıyor, ancak bazıları kendilerinin vekili olmaktan aciz… Bu memlekette ne vekiller seçtik! Vekili tercih etme hakkımız olmadığı yani dar bölge sistemi uygulanmadığı için hiç haz duymadığımız, hatta bir sürü suiistimalini duyduğumuz ya da bildiğimiz adayların partisine dolayısıyla o adaylara oy verdik. Allah affetsin.
Yeni sistemde sanırım vekilliğin önemi azalacak. İş takipleri oldukça asgariye düşecek. Sayılarının çok olması ya da az olması bizim açımızdan pek bir şey değiştirmeyecek, ama daha çok kanun çıkarmakla uğraşacaklar. Aslında seçtiğimiz yüzlerce vekili yönlendiren ve onların el kaldırmalarını sağlayan partinin genel başkanı ile onunla işbirliği yapan sayıları birkaç on kişiyi geçmeyenlerdir. Diğerleri tabir yerindeyse dolgu malzemesidir. Kabul etmeseler de durum bundan ibarettir.
Başlarda zikrettiğimiz vekilin asil gibi olduğuna dair sözüne rağmen asil kalmak vekil olmaktan iyi olsa gerek…


ebuomerbindavud@gmail.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar