18 Nisan 2017 Salı

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Diğerkâmlık

Ebû Ömer b. Dâvûd
Diğerkâmlık bir insanın başkasını kendisine tercih etmesi anlamına gelir. Arapçada îsar denir. Dünya tarihinde birçok örnekleriyle karşılaşabileceğimiz diğerkâmlığın en güzel örneklerine, herhangi bir çıkar beklentisi olmadan insana değer veren kişilerin hayatlarında rastlayabiliriz. Peygamberlerin hayatları bu örneklerle doludur. Nitekim Hz. Peygamber döneminde özellikle Medine döneminde ısrarın birçok önemli örnekleriyle karşılaşıyoruz.
Peygamberlerinin örnekliği, talimatları, telkin ve tavsiyeleriyle ilk Müslümanların hayatlarında da önemli diğerkâmlık örnekleri dikkat çekmektedir. Müslümanların özellikle Medine’ye hicretinden sonra fedakârlığın güzel örneklerine şahit oluyoruz. Medine’ye hicret eden Mekkelilere yönelik birçok fedakârlıklar yapıldı. Muhacirler, daha önce ilişkileri olan kişilerin yanına konakladılar. Ensar, muhacirlerle yiyeceklerini ve mallarını paylaştılar. Kardeşleştirme neticesinde kardeşleşenler birbirlerine varis olabiliyorlardı. Sonraki yıllarda Nadiroğullarından kalan malların muhacirlere dağıtılması hususunda teklifte bulunuldu. Hz. Peygamber Ensar’ın iznini aldı. Ensar kabul edince malları muhacirler arasında dağıtıldı.
Bunlar, sayıları arttırılabilecek örnekler… Ancak hayat bu örneklerden ibaret değil. Bencillik, sadece kendini düşünme ve hakkının yanında başkasının hakkına göz dikme, daha yaygın…
İnsanlar genellikle söylediklerini değil içlerinde gizlediklerini mihmandar kılarlar.
Yüce Allah, “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff 61/2) buyuruyor.
Hocaları tenzih ederek Merhum Ahmet Yılmaz Ağabey’in anlattığı Eski Türkiye’den kalma bir Hoca hikâyesi geldi aklıma: Bir Hoca, bir gün camide vaaz ederken konuyu infaka getirip, infakta bulunmanın ne kadar erdemli bir davranış olduğunu ayet ve hadislerle, kıssa ve mesellerle anlatıyor. Hoca’nın oturduğu ev, camiinin bitişiğindedir. Hanımı bu sırada eşini evinden dinliyor. Hoca’nın söylediğinden oldukça etkileniyor. Hemen mutfağa gidip buzdolabının buzluk kısmındaki etlerin hepsini bir tencereye doldurup güzelce pişiriyor. Sonra onu parçalayıp yufka ekmeğin içine sarıp komşulara dağıtıyor. İkindi namazına gelen cemaatten biri Hoca’ya soruyor:
-Hocam Allah kabul etsin. Mevlit mi okuttunuz?
-Yooo! Ne mevlidi?
-Sizin hanım bize et göndermiş. Yedik Allah razı olsun.
Hoca, adamın söylediklerini duyunca eve gidip hanımına,
-Hanım, komşulardan biri “sizin hanım bize et gönderdi” dedi. Ne eti bu?
-Sen bugün Cuma vaazında infakın önemini anlattın ya?
-Eee!
-Ben de çok etkilendim. Birden aklıma dolabın buzluk kısmının etle dolu olduğunu hatırladım. Anlattığın mükâfata nail olmak için ben de eti pişirip komşulara dağıttım.
-Ulan ben cemaate anlattım, sana ne oluyor?
-Neden Hoca? Biz Müslüman değil miyiz?
-Karıştırma Müslümanlığı! Cemaate anlattıklarım cemaat içindir. Bir daha dinleyip kendi başına işlere kalkışma! Hoca’nın yemek dağıttığı nerede görülmüş ulan!
Biz yine de fedakârlığı anlatmaya devam edelim. Kim bilir belki bir gün diğerkâmlık bencilliğe galip gelir!

ebuomerbindavud@gmail.com


1 yorum:

Yazarlar