Ebû Ömer b. Dâvûd
Eskiler, “Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz” demişler. Bakıyorum da
son zamanlarda vahşi kapitalizmin çarkının parçası olan kimi mütedeyyin
muhafazakârlarımız sahip oldukları milyar dolarlık sermayelerini asgari ücretle
kıt kanaat geçinmek durumunda olan çalışanlarının gözüne sokmakta bir beis
görmüyorlar. Eskiden varlık insanlar, olmayanların gözü kalmasın diye
varlıklarını gizlemeye özen gösterirlerdi. Şimdi ise insanları paralarıyla,
arabalarıyla ve evleriyle döven, varsıllığıyla var olduğunu zanneden insanlar
dolaşıyor ortalıkta…
Müslüman adam, mal biriktirmeye karşı olmalı, diyenlerden değilim. Bir
insanın helal yolları gözeterek mal sahibi olmasında bir mahzur görmüyorum. En
azından kendim için kapıyı kapatmıyorum. Bunu insanlara söyleyip parasını
bankaya faize yatıranlardan ya da peşin para olmadan salavat getirmeyenlerden
değilim hamd olsun.
Düşünüyorum da bir insan çalışarak ne kadar zengin olabilir? Bir milyon,
üç-beş milyon lira sahibi olabilir ömründe… Çok yetenekliyse birkaç katı daha
olabilir. Tabii ki bu da büyük para… Ama benim sözünü ettiğim zenginlik bu
değil. Yüz milyonlarca, milyarlarca dolar… Peki, oldukça yetenekli bir insanın
kazanabileceği birkaç milyon nasıl milyar dolar olabiliyor? Birçok kişi Allah
dilerse olur, diyecek. Amenna… Meseleye insan cephesinden bakarsak şöyle bir
tablo ortaya çıkar: Aşırı kazanarak,
çalıştırılan emekçinin hakkını vermeyerek, hata yapanın gözünün yaşına
bakmayarak, duyguyu bir kenara bırakıp kazanmak için her şeyi mubah görerek,
mazlumu görmeyerek, zalime alkış tutarak, faize bulaşarak, dinî kuralların
bağlayıcılığından uzak durarak… Evet, o zaman milyonlar milyonları, milyarlar
kardeşlerini çağırır.
Kapitalizmin dini yoktur. Mamafih Protestanlık ahlakından beslendiği söylenir,
ama öyle bir şey olduysa, Protestanlığın da canına okumuştur.
Yıllar önce bir esnafın işyerinde bir iki Hocayla birlikte oturuyorduk.
İşyeri sahibinin komşusu geldi. Neşeli, nüktedan bir adamdı. Hoca olduğumuzu
bildiği için istihza ile
-Kardeşim Allah’a sürekli dua ediyorum, ‘Allah’ım bana çok para ver diye’
ama vermiyor. Hani duaları kabul ediyordu, dedi.
Hocalardan biri,
-Kardeşim, para değil helalinden istemelisin, diye nazikçe uyardı.
Adam pişkince,
-Hocam Allah versin de nasıl verirse versin. Ben helalini haramını
ayırırım, dedi.
İnanmayacaksınız ama birkaç ay sonra yanında işçi olarak çalışan eniştesine
lotodan büyük ikramiye çıktı. Hemen onu işine ortak ederek işleri büyüttü.
Helalı, haramı birbirinden ayırma derdi yoktu.
Birkaç yıl sonra bir gün araç kullanırken kalp krizi geçirdi. Durumun
farkına varmış olmalı ki sağa çekmiş ve olduğu yerde vefat etmişti.
Vefatından sonra arkadaşları hesaplarını incelediklerinde lotodan gelen
ikramiye ile birlikte bütün varlığının borcunu karşılamadığını hayretle
gördüler. Sıfırı tüketip öte tarafa gitmişti.
Dünyada helalı haramı karıştırıp farklı yöntemlerle ayıranlar da yok değil…
Bunlara bir âdemoğlu, kapitalizmin kurallarına göre oynayıp helal-haram ayrımı
yapmaksızın Karun kadar zengin olup mütedeyyinliğini ne kadar muhafaza
edebilir, diye sorarsanız cevabı basit: Parası kadar…
Bir iki vakfa devede kulak bağışlayıp Allah’ın kullarının nezdinde itibarı
kurtarmak mümkün. Allah’a verilecek hesap ise öbür tarafta olacak. Çoğu insanın
davranışlarına öbür taraftaki hesap yansımıyor. Ama paranızla öbür tarafı da
kurtarmak mümkün. Vergi matrahından düşülerek inşa edilecek bir iki okul,
gösterişli bir cami. Siyasîlerin işaret ettiği bir İmam-Hatip… Bütün bunlar
öbür taraftaki itibarı kurtarmaya yetecek hareketlerdir.
Neymiş efendim? Dünya malı dünyada kalmazmış.
Daha da neymiş? Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış.
Bu durumda zenginlik neymiş? Müslümanın parayla imtihanı, sınıf atlaması,
ancak irtifa kaybetmeymiş.
Gerçi atalarımız “Zengin arabasını dağdan aşırır,
züğürt düz ovada yolunu şaşırır” demişler; ama gelin
beni dinleyin, orantısız zenginleşmeyin. Daha doğrusu, yalanı, sömürüsü,
kandırmacası, tavizi olmayan, helal yollarla elde edilen kazançla zenginleşin.
Alın teriniz mübarek, kazancınız helal, iki cihanınız mamur olsun. Rabbim
namerde muhtaç etmesin. En büyük zenginlik budur…
ebuomerbindavud@gmail.com
0 yorum:
Yorum Gönder