28 Nisan 2017 Cuma

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Eğitim


Ebû Ömer b. Dâvûd
İnsanın eğitilmesi, karşılaştığı sorunları alt ederek hayatına donanımlı bir şekilde devam edebilmesi için gereklidir. Sık sık karşılaştığımız önermelerden biri, “eğitim şart” şeklindendir. Eğitim şart, ama hangi eğitim?
Hayata hazırladığımız bir insanı nasıl eğitmeliyiz? Hangi donanıma sahip olmalı? Bazen verdiğimiz eğitim o kadar ayrıntılı ki bunun gerekli olup olmadığı hususunda ciddi kuşkularımız var.
Günümüzde eğitimde bir standart var. Bütün öğrencilere uygulanan standart eğitimin başarılı olması güç. Zira insanların kapasiteleri aynı olmadığı gibi eğitilme süreleri ve bilgi ihtiyaçları da farklıdır.
İnsanlar, kendi istekleri doğrultusunda alanlarını seçmedikleri gibi eğitimleri hususunda tercihte bulunma imkânları da yok.
Bazı insanların anlama ve algılama kapasiteleri daha yüksek olmasına rağmen hepsi için belirlenen eğitim süresi aynıdır. Oysa bazılarına bir yılda verilen eğitim bazıları için birkaç ayda gerçekleştirilebilir.
Öte yandan birçok insan kendisini mutlu edecek işi yapmıyor. Tanıdığımız meslek erbabının kendi alanları dışında meşgaleler aradıklarını müşahede ediyoruz. İmam, icat yapmakla uğraşıyor, doktor şiir yazıyor, mühendis görsel sanatlarla uğraşıyor…
Eğitim sonucunda planladığımız insan profilinin nasıl olması gerektiği hususu üzerinde ciddi manada düşünülmelidir. Eğitimin amacı sadece iş kazandırmak olmamalı, ahlaklı ve birikimli insan yetiştirme de hedeflenmelidir.
Verilen eğitim insanı hayata hazırlamadığı için eğitim bittikten sonra hayata katıldığında büyük bir şaşkınlık yaşamaktadır.
Eğitimde gereksiz birçok konular olduğu gibi yoğun tekrarlar da var.
Belki mevcut eğitimin planlanması durumunda çok daha kısa sürede önemli başarılar elde edilmesi mümkündür.
Yozlaşmanın sebeplerinden biri de herkesin yüksek tahsil sahibi olması gerektiği inancının yaygınlaşmasıdır. Sahi bu şehir efsanesini kim uydurdu?

ebuomerbindavud@gmail.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar