3 Nisan 2017 Pazartesi

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Dilencilik

Ebû Ömer b. Dâvûd
Dilencilik, dünyanın en eski mesleklerinden biri olmalıdır. Muhtemelen diğer meslekler gibi amatörce başlamış, ancak zeki birileri tarafından kazançlı bir yol olarak kullanılmıştır. Zamanla dilenmenin farklı yollarının geliştirildiği görülmektedir. İnsanı kandırmayı da barındıran bir meslek olması hasebiyle bir süre sonra etkileyici olmayan yöntemlerin yerine yeni ve etkileyici yöntemler geliştirilmesi kaçınılmazdır.
Çocukluğumda Cuma günü namaz çıkışı dilenen insanların her birisine babamın küçük de olsa para verdiğini görüyordum. Yine dükkânına gelen hiçbir dilenciyi boş göndermemeye özen gösterirdi. Bir gün bunun sebebini sorduğumda Hz. Peygamber’in isteyeni boş çevirmemeyi emrettiğini ifade etmişti. İlk defa galiba lise yıllarında Mardin’de dilenen kişilere kendilerine yardım istenen kişinin “Allah versin” dediğini duyduğumda şaşırmıştım. Allah sebepler üzerinden verecek. Bir insan, vermenin sebebi olabilecekken bunu reddedip, aracı olmaktan çıkıp doğrudan Allah’a adres göstermesini garipsemiş ve hatta biraz da hadsizlik olarak görmüştüm. Çünkü böyle yetiştirilmemiştik. Bugün bulunduğumuz nokta bunun çok uzağında… Dilenciler de eski dilenciler değil…
Birkaç yıl önce yürürken biri beni durdurdu. Düzgün bir konuşmayla dilenci olmadığını söyleyerek başladı. Anlattığına göre yabancıydı ve parası bitmiş, yolda kalmıştı. Elimden geldiği kadarıyla yardımcı olmaya çalıştım. Birkaç hafta sonra aynı yerde başka birisine aynı senaryoyu anlattığını görünce merhamet duygusunun suiistimal edilmesinin ahlaksızlıkta dibe vuruş olduğunu bir kez daha müşahede ettim. Bundan sonra yolda “Af edersiniz, bir şey söyleyebilir miyim?” diyerek durduran oldu mu bu olayı hatırlıyorum.
Başka bir tekniği bir pir-i fanide görmüştüm. Elindeki bastonu ve su bardağı altı kalınlığındaki gözlüğüyle aracımın yanına yanaşarak,
-Evladım, buradan falan yere nasıl giderim, diye sorarak başladı. Söylediği yere bulunduğu yerden toplu taşıma araçlarıyla gidebilmesi için birkaç araç değiştirmesi gerekiyordu.
-Amca, seni bırakayım, dedim.
Dua ede ede araca bindi. Biraz sonra,
-Evladım, ben tansiyon hastasıyım, ilaçlarım çok pahalı. Alamıyorum, elinden geldiği kadar, elli altmış lira da olsa yardım eder misin, dedi.
-Amca, sosyal güvence imkânı çok gelişti. Devlet ilaçları karşılıyor, dedim.
-Benim sosyal güvencem yok evladım, diye cevap verdi.
-Peki, amca, eczaneye gidelim, ilaçlarını alayım, dedim.
-İlaçların adını hatırlamıyorum, dedi.
Bunlar bireysel dilenmeler… Bir de daha profesyonelini yapanlar var. Bunların arasında cemaatler var. Bir dönem cemaat adıyla maruf malum örgüt dilenmenin ansiklopedisini yazsa yeridir. Yolsuzlukların da hakeza…
Bir gün dersten çıkmıştım. Bir kız öğrenci seslendi. Durunca,
-Hocam, bu sizin, diyerek bir zarf uzattı.
Açmak istedim, ama sonra açmamı söyledi. Biraz kabarıkçaydı. Büroma gittim. Zarfı açtım. İçinde bir çikolata, bir de not vardı. Çikolatanın ikram olduğu, Hz. Peygamber adına kurban kesmek istedikleri, benim de yardım edebileceğim yazılıydı. Çikolatayı bir çocuğa verdim. Derse gidince çocuklar özetle şunları söyledim:
-Arkadaşlar, biraz önce bir öğrenci bana bir zarf uzattı. İçinde Hz. Peygamber adına kurban keseceklerini, benim de yardım etmemi talep ettikleri bir not vardı. Bir de çikolata vardı. Onu yemedim, onların hayrına bir çocuğa verdim. Bu arkadaşımızı kim olduğunu hatırlamıyorum. Ancak yaptığınızla ilgili birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum. Siz İlahiyatçı olacaksınız. Din, kavramlar üzerinden anlaşılır ve anlatılır. Lütfen kavramları sulandırmayın. Kurban, dinî bir ibadettir. Kuralları ve şartları vardır. Önüne gelen bunlarla oynayamaz. Aksi takdirde tavuktan da kurban olur diyenle bir farkınız kalmaz. Vefat etmiş bir insana kurban vacip değildir. Küçükbaş kurban, ya da kurban hissesi ortaklaşa alınarak kurban kesilemez. Hz. Peygamber’in sizin kurbanınıza ihtiyacı yok. Cemaate para toplayacağız diye dinle oynamaya hakkınız olamaz. Cemaatinize para toplayacaksanız gelip adam gibi isteyin, ya veririz ya da vermeyiz. Dinî duyguları sömürmeyin.
Bir faydası oldu mu? Kesinlikle hayır! Çünkü bu çark yıllarca aynı şekilde devam etti. Şimdi ise nöbeti devralanlarca farklı yöntemlerle devam ediyor.

ebuomerbindavud@gmail.com


1 yorum:

  1. Dilenci / Victor Hugo

    Sen, hergün köşe başlarında
    Yırtık urbanla kirli ellerinle
    Avuç açan, sefil insan.

    İnan yok farkımız birbirimizden.
    Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
    Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
    Ötekinden isteyeceksin.

    Ama ben, tüm yaşamım boyunca
    Tek bir kez dilendim,
    Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
    Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
    Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.

    V

    YanıtlaSil

Yazarlar