Ebû Ömer b. Dâvûd
Dilencilik, dünyanın en eski mesleklerinden biri olmalıdır. Muhtemelen
diğer meslekler gibi amatörce başlamış, ancak zeki birileri tarafından kazançlı
bir yol olarak kullanılmıştır. Zamanla dilenmenin farklı yollarının
geliştirildiği görülmektedir. İnsanı kandırmayı da barındıran bir meslek olması
hasebiyle bir süre sonra etkileyici olmayan yöntemlerin yerine yeni ve
etkileyici yöntemler geliştirilmesi kaçınılmazdır.
Çocukluğumda Cuma günü namaz çıkışı dilenen insanların her birisine babamın
küçük de olsa para verdiğini görüyordum. Yine dükkânına gelen hiçbir dilenciyi
boş göndermemeye özen gösterirdi. Bir gün bunun sebebini sorduğumda Hz.
Peygamber’in isteyeni boş çevirmemeyi emrettiğini ifade etmişti. İlk defa
galiba lise yıllarında Mardin’de dilenen kişilere kendilerine yardım istenen
kişinin “Allah versin” dediğini duyduğumda şaşırmıştım. Allah sebepler
üzerinden verecek. Bir insan, vermenin sebebi olabilecekken bunu reddedip,
aracı olmaktan çıkıp doğrudan Allah’a adres göstermesini garipsemiş ve hatta
biraz da hadsizlik olarak görmüştüm. Çünkü böyle yetiştirilmemiştik. Bugün
bulunduğumuz nokta bunun çok uzağında… Dilenciler de eski dilenciler değil…
Birkaç yıl önce yürürken biri beni durdurdu. Düzgün bir konuşmayla dilenci
olmadığını söyleyerek başladı. Anlattığına göre yabancıydı ve parası bitmiş,
yolda kalmıştı. Elimden geldiği kadarıyla yardımcı olmaya çalıştım. Birkaç
hafta sonra aynı yerde başka birisine aynı senaryoyu anlattığını görünce
merhamet duygusunun suiistimal edilmesinin ahlaksızlıkta dibe vuruş olduğunu
bir kez daha müşahede ettim. Bundan sonra yolda “Af edersiniz, bir şey
söyleyebilir miyim?” diyerek durduran oldu mu bu olayı hatırlıyorum.
Başka bir tekniği bir pir-i fanide görmüştüm. Elindeki bastonu ve su
bardağı altı kalınlığındaki gözlüğüyle aracımın yanına yanaşarak,
-Evladım, buradan falan yere nasıl giderim, diye sorarak başladı. Söylediği
yere bulunduğu yerden toplu taşıma araçlarıyla gidebilmesi için birkaç araç
değiştirmesi gerekiyordu.
-Amca, seni bırakayım, dedim.
Dua ede ede araca bindi. Biraz sonra,
-Evladım, ben tansiyon hastasıyım, ilaçlarım çok pahalı. Alamıyorum,
elinden geldiği kadar, elli altmış lira da olsa yardım eder misin, dedi.
-Amca, sosyal güvence imkânı çok gelişti. Devlet ilaçları karşılıyor,
dedim.
-Benim sosyal güvencem yok evladım, diye cevap verdi.
-Peki, amca, eczaneye gidelim, ilaçlarını alayım, dedim.
-İlaçların adını hatırlamıyorum, dedi.
Bunlar bireysel dilenmeler… Bir de daha profesyonelini yapanlar var.
Bunların arasında cemaatler var. Bir dönem cemaat adıyla maruf malum örgüt
dilenmenin ansiklopedisini yazsa yeridir. Yolsuzlukların da hakeza…
Bir gün dersten çıkmıştım. Bir kız öğrenci seslendi. Durunca,
-Hocam, bu sizin, diyerek bir zarf uzattı.
Açmak istedim, ama sonra açmamı söyledi. Biraz kabarıkçaydı. Büroma gittim.
Zarfı açtım. İçinde bir çikolata, bir de not vardı. Çikolatanın ikram olduğu,
Hz. Peygamber adına kurban kesmek istedikleri, benim de yardım edebileceğim
yazılıydı. Çikolatayı bir çocuğa verdim. Derse gidince çocuklar özetle şunları
söyledim:
-Arkadaşlar, biraz önce bir öğrenci bana bir zarf uzattı. İçinde Hz.
Peygamber adına kurban keseceklerini, benim de yardım etmemi talep ettikleri
bir not vardı. Bir de çikolata vardı. Onu yemedim, onların hayrına bir çocuğa
verdim. Bu arkadaşımızı kim olduğunu hatırlamıyorum. Ancak yaptığınızla ilgili
birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum. Siz İlahiyatçı olacaksınız. Din,
kavramlar üzerinden anlaşılır ve anlatılır. Lütfen kavramları sulandırmayın.
Kurban, dinî bir ibadettir. Kuralları ve şartları vardır. Önüne gelen bunlarla
oynayamaz. Aksi takdirde tavuktan da kurban olur diyenle bir farkınız kalmaz.
Vefat etmiş bir insana kurban vacip değildir. Küçükbaş kurban, ya da kurban
hissesi ortaklaşa alınarak kurban kesilemez. Hz. Peygamber’in sizin kurbanınıza
ihtiyacı yok. Cemaate para toplayacağız diye dinle oynamaya hakkınız olamaz.
Cemaatinize para toplayacaksanız gelip adam gibi isteyin, ya veririz ya da
vermeyiz. Dinî duyguları sömürmeyin.
Bir faydası oldu mu? Kesinlikle hayır! Çünkü bu çark yıllarca aynı şekilde
devam etti. Şimdi ise nöbeti devralanlarca farklı yöntemlerle devam ediyor.
ebuomerbindavud@gmail.com
Dilenci / Victor Hugo
YanıtlaSilSen, hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
V