30 Nisan 2017 Pazar

Ebu’l-Beşer el-Ebyazî yazdı: Tarihçilik Zor Zenaat

Ebu’l-Beşer el-Ebyazî
 Tarih uzak geçmişte yaşamış olan insanları ve onların yaptıklarını konu edindiği için gerçekten zor bir uğraştır. Oscar Wilde tarihçiliğin zorluğunu şu sözüyle veciz bir şekilde ortaya koyar: “Herhangi bir budala tarih yapabilir, ancak onu yazmak için deha olmak gerekir”.

Geçmişle ilgili bilgi kaynaklarımızın hacminin farklı ve çeşitli olması, tarihçiyi farklı konuları ele alabilmesi için oldukça değişik teknikleri öğrenmek, uygulamak ve geliştirmek zorunda bırakır. Öyle ki tarihçiler kimi zaman farelerden ve nemden tesadüfen kurtulan birkaç belgeden doğru sonuçlar çıkarmak için onları son damlasına kadar kullanma gereği duyabilirler. Diğer yandan onlar bir yandan jeolog gibi haya gücüne bağlı bir yandan da bir disipline dayalı yaratıcı hüner sahibi de olmalıdır. Bilgi çokluğu ve çeşitliğiyle karşı karşıya geldiğinde de tarihçi bazen kaynak yığınlarından sıyrılabilmek için kestirme yolları ve pratik yöntemleri geliştirmeye çalışacaktır. Hasılı o adeta bir makinist gibi maksimim ekonomi ve minimum enerjiyle malzeme yığınlarından sıyrılmanın, sahranın, geniş boşluklarında maden cevheri veya petrol yuvalarını keşfedebilmenin kesin ve pratik yollarını bulma hüneri göstermek durumundadır.  
Şu bir gerçektir ki, tarihçi incelediği olaylar gerçekleştikten ve konu edinilen insanların ölümlerinden çok sonra kendisine şifahi olarak aktarılan rivayetlerden derlenen bilgileri esas alarak araştırmasını yapmak gibi daha da zor hatta belki de imkansız bir işle meşguldür. Tarihçinin faaliyeti zaman zaman hakimlerin konumuyla mukayese edilir. Ancak tarihçinin elde etmek istediği delil, mahkemede geçerli delilin aynı değildir. Tarihçi, herşeyi sormak göreviyle, ilk önce bir belgenin yazarının doğrucu olduğu kadar yanıtlanıncaya kadar sahtekar olabileceği kanısı ile işe başlar. Diğer taraftan tarihçi, bir mahkeme salonunda  istenilen görgü tanığı ve şahitlere de sahip değildir. Bu durumda tarihçiyi adaleti tesisi hedef alan hakim konumda tutmak yerine gerçekleşmiş olayları değerlendiren bir hakem konumunda değerlendirmek uygun olur.  Daha doğrusu tarihçi oynanmış bir maçı görüntülerinden yorumlayan bir hakem gibi görev yapmaktadır. Onun hakeme göre zorluğu ise, elinde görüntünün yerine, maçla ilgili taraflı tarafsız bütün şahısların yorum ve değerlendirmeleri vardır ve bu durum onun için maç hakkında kanaatini açıklamayı zorlaştırmaktadır. Günümüzde spor programlarında aynı görüntü hakkında birbirinden farklı, hatta birbirini nakzeder şekilde yorum ve değerlendirmelere şahit olmamız göz önünde bulundurulursa, tarihçinin geçmişi açıklama hususundaki zorluğu anlaşılabilir.
Şu husus unutulmamalıdır ki, tarihi gerçeklik, bizatihi nüfuz edilemez niteliktedir. Başka bir ifadeyle bu gerçekliğin bilinmesi ancak dolaylıdır. Zira tarihçi ancak şahitlikler yığını arasından bizzat kendisinin şahit olmadığı olguya yaklaşmaktadır. Aynısı yeniden üretilemediğinden tarihçi bu olguyu elinden geldiği kadar iyi şekilde yeniden kurmakta, onu yeniden takdim etmektedir. Bu sebeple objektif kontrol tarihi bilgide yoktur. Zira tarihçinin laboratuarı yoktur. Onun tespitleri gibi tahkikleri de gerçekliğe ulaşmaz.
Tarihçinin karşı karşıya kaldığı zorluklara insan dediğimiz birçok yönü hala mechul olan bir varlığın yapıp ettiklerinin karmaşıklığını da eklediğimiz vakit, tarihçinin nasıl bir zorlukla karşı karşıya kaldığı ortaya çıkar. Ancak bütün bu zaafiyetine rağmen tarih geçen zamanda cazibesini hiç kaybetmemiş, bu uğraşın ehemmiyeti eksilmek yerine zamanla daha da artmıştır. Günümüzde de metodu ve muhtevası bazı değişikliklere uğramakla birlikte, tarihe ilgi ve tarih araştırmalarının popülaritesi artarak devam etmektedir. 



2 yorum:

  1. Sayın hocam ilitam 3.sınıf öğrencinizim.Yazılarınızı öğrencilikten öncede takip ediyordum. 3.sınıfların okuması için yazın facede bir liste vermiştiniz.Kitapları okudukça duygu karmaşası yaşadım.Kah üzüldüm kah kızdım.Ve sizler gibi araştırmacı yazarların halet-i ruhaniyesini merak ettim.Sanırım çelik gibi bir iradeye sahip olmak lazım.Ama okudukça ilgim arttı.(tabii ders olarak ezberlemek biraz zor olsada) Yazılarınızdan oldukça müstefid oluyorum.Bizlerle paylaştığınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Ebu'l-Beşer el-Ebyazi ben değilim. Sevdiğim bir meslektaşım. İlginiz için teşekkür ederim. (Adnan Demircan)

    YanıtlaSil

Yazarlar