Ebû Ömer b. Dâvûd
Yüce yaratıcı, insanoğlunu doğuştan bazı
özelliklerle teçhiz etmiş. Kuvve olarak insanın fıtratında bulunan özellikler
iyiye de kötüye de kullanılmaya müsait. Bunlardan biri de insanın cinsel
dürtüsü.
Dinler bu konuya eğilmiş. Hristiyanlık gibi
bazı dinler cinsellikle ilgili duyguları bastırarak insanı bunlardan
uzaklaştırmaya çalışmış. Bunun için din adamlarının evlenmesi yasaklanmış.
Ancak bu duygularına hâkim olamayan birçok insanın inancıyla fıtratı arasında
derin bir kriz yaşaması kaçınılmaz oluyor. Zaman zaman Batı’da din adamlarının
karıştığı cinsel taciz olaylarının sebebi fıtratın yok sayılması ve
bastırılmaya çalışılmasıdır.
Geleneksel Hristiyan bakış açısında kadının
konumu pekiyi değil. Din adamları kadını ayartıcı bir şeytan olarak düşünüyor
olmalı. Öyle ya bir türlü akıllarından çıkarıp atamadıkları bir şeytan.
İslâm daha dengeli bir çizgiyi benimsiyor.
Cinselliği tamamen reddetmediği gibi hayatın gayesi haline getirilmesine de
izin vermiyor. Ancak İslam medeniyetinde ortaya çıkmış bazı hareketler veya
ferdi tercihler arasında da cinselliği bastırma eğilimleri söz konusu. Meşhur
bazı kişilerin evlenmemesi, hatta bazı kişilerin cemaate hizmet edeceğini
söyleyerek evlenmeme kararı alması bunlara örnek olarak zikredilebilir. Eczacı
bir kardeşim anlatmıştı. Vakıf olan bazı insanlar cinsel dürtülerini
bastırabilmek için bol bol marul ve limon tüketiyorlarmış. Bilimsel bir yönü
var mu bilmiyorum; ama insanın limonla ve marulla cinsel dürtüleriyle baş
edebileceğini zannetmiyorum.
Erzurum’da okurken bir hocamız vardı.
Birkaç yıl önce vefat etti. Merhum hiç evlenmemişti. Sanırım okumak için
Mısır’a gitmiş; bu süreçte evliliğe fırsat bulamamıştı. Zamanında evlenemeyince
de daha sonra şartlar oluşmadı herhalde. Her neyse nasip olmadı. Fakültedeki genç
hocalardan biri anlatmıştı. Bir gün yaşı altmışı geçkin Hoca’ya sormuş:
-Hocam hala evliliği düşünüyor musunuz?
Erzurum ağzıyla cevap vermiş:
-Düşinir misen ne demek? Hiç aklımdan
çıkmir ki!
Evet, insanın fıtratı budur. Din fıtratı
yönetmeyi, nefse de başkasına da zulmetmeyi engelleyecek bir yol öneriyor.
Ancak her şeye rağmen kadın ve erkeğin birbirlerinin en büyük imtihanı
olduklarını düşünüyorum. Kadının ve erkeğin birbirlerinden beklentileri farklı
da olsa cinsellik bu ilginin oluşmasından çok önemli.
Kanaatimce erkek için çok daha büyük bir
imtihan. Kadınlar cinselliklerinin önemli bir silah olduğunu düşündükleri için
birbirleriyle mücadele ederek ve erkeği elde etmeye çalışırken cinselliklerini
kullanıyorlar. Bu rekabetin önemli bir boyutu kuşkusuz kadınların birbirleriyle
olan rekabetleri. Bir bakıma erkek de kadın da birbirlerine ilgi duyarlar; ama
farklı açılardan. Ancak ikisi de beğenilmek ve takdir edilmek ister. Bunun
cinsellikten bağımsız düşünülmesi doğru olmaz.
0 yorum:
Yorum Gönder