20 Haziran 2017 Salı

Ebû Ömer b. Dâvûd Yazdı: Cinsellik

Ebû Ömer b. Dâvûd
Yüce yaratıcı, insanoğlunu doğuştan bazı özelliklerle teçhiz etmiş. Kuvve olarak insanın fıtratında bulunan özellikler iyiye de kötüye de kullanılmaya müsait. Bunlardan biri de insanın cinsel dürtüsü.

Dinler bu konuya eğilmiş. Hristiyanlık gibi bazı dinler cinsellikle ilgili duyguları bastırarak insanı bunlardan uzaklaştırmaya çalışmış. Bunun için din adamlarının evlenmesi yasaklanmış. Ancak bu duygularına hâkim olamayan birçok insanın inancıyla fıtratı arasında derin bir kriz yaşaması kaçınılmaz oluyor. Zaman zaman Batı’da din adamlarının karıştığı cinsel taciz olaylarının sebebi fıtratın yok sayılması ve bastırılmaya çalışılmasıdır.
Geleneksel Hristiyan bakış açısında kadının konumu pekiyi değil. Din adamları kadını ayartıcı bir şeytan olarak düşünüyor olmalı. Öyle ya bir türlü akıllarından çıkarıp atamadıkları bir şeytan.
İslâm daha dengeli bir çizgiyi benimsiyor. Cinselliği tamamen reddetmediği gibi hayatın gayesi haline getirilmesine de izin vermiyor. Ancak İslam medeniyetinde ortaya çıkmış bazı hareketler veya ferdi tercihler arasında da cinselliği bastırma eğilimleri söz konusu. Meşhur bazı kişilerin evlenmemesi, hatta bazı kişilerin cemaate hizmet edeceğini söyleyerek evlenmeme kararı alması bunlara örnek olarak zikredilebilir. Eczacı bir kardeşim anlatmıştı. Vakıf olan bazı insanlar cinsel dürtülerini bastırabilmek için bol bol marul ve limon tüketiyorlarmış. Bilimsel bir yönü var mu bilmiyorum; ama insanın limonla ve marulla cinsel dürtüleriyle baş edebileceğini zannetmiyorum.
Erzurum’da okurken bir hocamız vardı. Birkaç yıl önce vefat etti. Merhum hiç evlenmemişti. Sanırım okumak için Mısır’a gitmiş; bu süreçte evliliğe fırsat bulamamıştı. Zamanında evlenemeyince de daha sonra şartlar oluşmadı herhalde. Her neyse nasip olmadı. Fakültedeki genç hocalardan biri anlatmıştı. Bir gün yaşı altmışı geçkin Hoca’ya sormuş:
-Hocam hala evliliği düşünüyor musunuz?
Erzurum ağzıyla cevap vermiş:
-Düşinir misen ne demek? Hiç aklımdan çıkmir ki!
Evet, insanın fıtratı budur. Din fıtratı yönetmeyi, nefse de başkasına da zulmetmeyi engelleyecek bir yol öneriyor. Ancak her şeye rağmen kadın ve erkeğin birbirlerinin en büyük imtihanı olduklarını düşünüyorum. Kadının ve erkeğin birbirlerinden beklentileri farklı da olsa cinsellik bu ilginin oluşmasından çok önemli.

Kanaatimce erkek için çok daha büyük bir imtihan. Kadınlar cinselliklerinin önemli bir silah olduğunu düşündükleri için birbirleriyle mücadele ederek ve erkeği elde etmeye çalışırken cinselliklerini kullanıyorlar. Bu rekabetin önemli bir boyutu kuşkusuz kadınların birbirleriyle olan rekabetleri. Bir bakıma erkek de kadın da birbirlerine ilgi duyarlar; ama farklı açılardan. Ancak ikisi de beğenilmek ve takdir edilmek ister. Bunun cinsellikten bağımsız düşünülmesi doğru olmaz.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar