24 Haziran 2017 Cumartesi

Misyoner Hangi Kitapları Okumalıdır? -II (Detay Okumalar)

Prof. Dr. Mehmet Azimli
Böyle bir temelle sağlam bir İslam bilgisi kolay bir şekilde elde edilebilir. Fakat bir misyonerin hazırlığının çok önemli bir bölümünü (şunlar oluşturmalıdır): (a) İslam’ın ortaya çıktığı çevre, (b) Peygamberin hayatı ve (c) Onun kutsal kitabı olan Kur’an hakkında bilgi. Yukarıdaki temelin aksine bunlar zor ve anlaşılması güç çalışmalardır ve bunu gerçekleştirmek için gerekli malzeme hiçbir şekilde iyi değildir. (a) Arabistan’ın ilk zamanları için (Sir Charles Lyall’ın Ancient Arabian Poetry/Eski Arap Şiiri (Londra, 1885) mükemmeldir ve çok dikkatli bir şekilde okunmalıdır. Doughty’un Arabia Deserta/Arap Çölü (London, 1921) bugüne kadar Arabistan’da aynı hayatın nasıl devam ettiğini anlatmaktadır ve Müslüman düşüncesini daha fazla anlama gücü vermektedir. Yukarıda Nicholson’un bahsedilen tarihi de bu açıdan oldukça önemlidir. (b) Muhammed’in hayatı hakkındaki standart kitap Muir tarafından yazılan eserdir. Bunun yeni baskısı Weir tarafından yapıldı. (Edinburg, 1912) Fakat bu eser, uzundur ve tarihsel bilgileri günümüzde tarihi tenkitlerle tashih edilmiştir. Yine de denilebilir ki Hz. Muhammed’in hayatıyla ilgili temel ve gerekli bilgiler oldukça azdır. Bu bilgiler de Britaniccanın 9. baskısındaki “Mohammad” ve “Koran” maddelerinde mevcuttur. Yazar, 11. baskısı kadar bize açık bir şekilde bilgi sunmamıştır. Johnstone’nin Muhammad and His Power/Muhammed ve Onun Gücü (Londra, 1901)adlı kitabı basitçe okunabilir bir taslaktır. (c) şıkkı için Kur’an’ın güvenilir bir çevirisi yoktur. Yeni başlayanlar için Rodwell’in The Koran (Londra, 1909) adlı çevirisi iyi bir çeviridir, bu çeviri dikkatlice baştan sona okunmalıdır. Fakat öğrenciler tatmin edici bir Kur’an bilgisinin ancak, Arapça bilmek ile elde edilebileceğini her zaman hatırda tutmalıdır. Dolayısıyla yaptığı çevirileri kontrol edebilmek için Arapça öğrenmeye çalışmalıdır. Muhammedîlere misyonerlik yapan birisinin onların kutsal kitabı okuyamaması abes olur ve onlar dahi bu kitapların ancak orijinal metinlerinden okunabileceğini bilirler. Kur’an hükümleri konusunda Hughes’in Dictionary of Islam/İslam Sözlüğü (Londra, 1885) adlı eseri içinde Kur’an’ın hükümleri konusunda Gardner tarafından yazılan The Staties of Kuranic Doctrine/Kuran Doktrini Çalışmaları (Londra, 1914) oldukça önemli ve önerilen eserlerdir.

Goldziher’in Vorlesungen (Heildberg, 1910) adlı eserinin İngilizce çevirisi ne yazık ki henüz yayınlanmamıştır. Bu eser, Hz. Muhammed’in kişiliğini ve düşüncesini, dünya nimetlerinden arınmış ve mistik düşüncelerinin, mezhepsel ve güncel durumunu en iyi şekilde anlayan ve en yetkin teoloji ve hukuk incelemesidir. Bu eser aynı zamanda orijinal kaynakları kullanabilen ileri öğrenciler için dahi pek çok bilgiler içermektedir. Bu eserin Fransızca çevirisi yeni yayınlandı. (Paris, 1920) Bu çeviri Almancası iyi olmayanlara da tavsiye edilebilir. Çünkü Goldziher’in kullandığı Almanca pek de kolay değildir. Kur’an’ın tefsir tarihi konusunda yapılan son çalışmalardan olan Richtungen der Islamischen Koranauslegung (Leiden, Brill, 1920) çok önemli bir eserdir, fakat henüz çevrilmemiştir. Sadece İngilizce okuyabilenler için daha kısa bir çalışma olarak Snovak-Hurgronje tarafından yazılan Muhammedizm (New York, 1916) ısrarla tavsiye edilebilecek bir kitaptır. Bu eser, çok değerli bir çalışmadır ve önemli açılımlar sağlamaktadır. Bu yazar, tarafından Aspect of Islam/İslam’ın Yüzü (New York, 1911), Muslim Theology/Müslüman Teoloji, Jurispuridence/İçtihatlar, Constitutional Theory/Anayasal Teori (Londra, 1903) ve The Religious Attitude and Life in Islam/İslam’da Dini Hayat ve Davranışlar (Chicago, 1909) adlarıyla verilen üç kitap İslam’ın hukuki ve dini, gelişimini açıklamak amacıyla yazılmıştır.
Fakat bu gelişmelerin felsefe ile bağlantısı detaylı bir şekilde kurulmalıdır ve öğrenci özellikle bu noktada değerlendirme ve eleme yapmayı öğrenmelidir. Böylece öğrenci Arap felsefesine dair ansiklopedilerimizde mevcut bilgilerin büyük ölçüde yetersiz olduğunu keşfedecektir. Ancak o, felsefenin önemli oranda ve güçlü bir şekilde Müslüman düşüncesinde büyük rol oynadığını da keşfedecektir. O, şu anda eski bir kitap ve taslak olan, ancak hala aşılamayan De Boers’in History of Philosophy in Islam/İslam’da Felsefe Tarihi (Londra, 1911) nin E.R. Jones tarafından yapılan İngilizce çevirisinde buna dair bilgiler bulacaktır. Öğrenci felsefe ile birlikte mistik gelişimi de ele alabilecektir. Mistik Gelişim son zamanlara kadar dikkat çekmiş değildir. Oysa mistisizm İslam için her zaman Hıristiyanlıktan çok daha fazla önemli olmuştur. Mistisizm, İslam’da durağanlıktan panteizme kadar bütün formları ile ortaya çıkmıştır. Günümüzde dindar bir Müslüman mutlaka bir tasavvuf kolu ile ilgilidir. İşte bu yüzden tasavvuf, misyonerler için önemlidir. Bu konuda Nicholson’un Mystics of Islam/İslam’ın Tasavvufu (Londra, 1914) adlı eseri çok güzel bir başlangıç olacaktır ve Weir’in Shaikhs of Morocco/Morocco Şeyhleri (Londra, 1904) adlı eseri de buna eklenebilir. Derviş kardeşliği ve tasavvufi hayatın resmi ifadesidir. Bu konuda ise A. Le Chatelier tarafında ConFréries Musulmanes du Hedjaz eseri ilk el bilgiler içermektedir.
Gerek acemice batıl inançlar olarak bildiğimiz gerekse de şimdilerde folklor olarak isimlendirdiğimiz bilgi birçok açıdan mistisizmi temsil etmektedir. Gerçek İslam bilgisi için bunlar birinci derecede önemlidir. Zaten (Misyoner) öğrenci Lane’nin Binbir Gece Masalları’dan da bunu anlamış olmalıdır. Bu, Müslüman dünyasının ciddiye aldığı gibi ciddiye alınmalıdır. Bu konu üzerinde tam bir kitap Doutte’nin Magie et Religion dans I’Afrique du Nord (1909)’dır. Zwemer’s Influence of Animizm on Islam/İslam Üzerinde Animizm’in Etkisi (New York, Macmillian,1920) bu konunun belirli yönlerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır ve René Basset’in La Bordah du Cheikh el Bousiri (Paris : Leroux. 1894) Muhammed hakkında etik ve efsanevi bilgilerin dikkatli bir kombinasyonunu meydana getirmiştir.
Muhtelif Müslüman ülkeleri ve halkları üzerine yazılan kitaplar hakkında yukarıda geçen bilgi için The Presentation Of Christianity To Moslem/Müslümanlara Hristiyanlığın Sunumunu adlı eserin bibliyografyasına bakılmalıdır. Çoklu referans veren Pamplet’in bibliyoğrafyasından araştırılmalıdır. Fakat Lane’nin Manners And Customs Of The Modern Egyptians/Modern Mısırlıların Gelenek ve Tarzları (London, Ward, 1890 Cheap Edition, Dent. 3s. 6d.) gibi klasikleşmiş bir eser, her misyoner tarafından okunmalıdır ve Burton’un A Pilgrimage to Al Madina and Mecca/Mekke ve Medine’de Bir Hac (London, Bell. 7s.) adlı eseri de hayat ve dinsel törenler konusunda eşsiz bir kitaptır. Browne’un Years Among The Persians/Farslar Arasında bir Yıl (London, Black, 1895) İran hakkında çok önemli bilgiler veren bir kitaptır. Ve Daff Gordon’un Latters Of Egypt/Mısır’dan Mektuplar (Londra, 1865 and 1875) adlı eseri ile Madame Ruchdi Pacha’nın Harems et Musulmames d’Egypte (Paris, Juven, 1902) Müslüman Mısır’da Haremler kadınların hayatı, duygusal hususları konusunda önemli eserlerdir. Morrier’in Haji Baba/Hacı Baba’sı (Londra) The Persian/Farslardan daha çok kozmopolit bir kitaptır. Ve Bayle st. John’nun Levantine Family (Londra, Baskısı yok, 1850) 70 yıllık olmasına rağmen ve bir çeşit Hıristiyanlıkla ilgili olmasına rağmen bu güne kadar önemini korumaktadır. Tüm bunlar belli ki “Lane”nin kitabı hariç, hikayeler kadar kolayca okunur ve Müslüman dünyasının herhangi bir yerindeki (misyoner) öğrenci bu kitapların kendi halkı için dahi geçerli olduğunu görecektir. Fakat bu kitaplar hatta seyahat ve betimleme nitelikli kitapların tamamı için açıkça belirtilmesi gereken bir farklılık söz konusudur. (Misyoner) öğrenci fark edecektir ki; bir seyyah, bizzat gördüklerine dair yaptığı anlatımda bilginin doğruluğu ihtimalleri yüksektir. Fakat ayrıntılı bilgi sunumuna gelince ister bizzat kendisinin gördükleri, isterse konu hakkında başkalarının verdiği bilgileri aktarma şeklinde olsun bu bilgilerin yanlış olması kuvvetle muhtemeldir. Yanlış bilgi ve izahlara rağmen kendine güven duygusu Doğu’da her yerde araştırıcı için bir tehlikedir. Pek çok vatandaş dahi Doğu da bunun kurbanı olmuştur. Öyleyse tamamen güvenilir ve uygulama alanında test edilmiş otorite kitaplar ile işe başlamak birinci derecede önemlidir. O, (misyoner öğrenci) daha sağlam bilgiyi Avrupaî okullara gidenlerden daha ziyade eski metotlarla eğitim gören yerli bilginlerden alabilir. Alanı ile ilgili dili iyi bilmek de bir avantajdır. Bu şekilde ana metinlerin çevirilerini bütünüyle okuyabilir. Bu dili iyi bildiğinde de mümkün olabildiğince bu dilde yapılmış, yaygın kitapları okumalıdır. Bütün bu konuları İslam Dünyası, yabancı dinleyicilerinin farkında olmaksızın sunumlar yapmış hala da devam etmektedir.
Her Misyoner merkezinin kütüphanesinde Leyden de çıkan Encyclopaedia of Islam’ın ve Hasting’in Encyclopaedia of Religion And Ethics/Ahlak ve Din Ansiklopedisi’nin bir nüshası bulunmalıdır.
Açıktır ki, yukarıda verilen çalışma taslağı uzun yıllar gerektirir. Birinci aşamalar hariç bunları bölümlere ayırmak için hiçbir girişimde bulunulmamıştır. Bunun dışında belirleyici olan olasılıklar ve deneyimlerdir. Her şeye rağmen genç misyoner gözlem yapmak, olayları ve insanları olduğu gibi görmek, etrafındaki dünyayı tanımak için bizzat bu dünyada yazılanlardan neyi okuması gerektiğini öğrenmelidir. Eğer onun çalıştığı alanın dili Arapça ise işleri daha basit olacaktır. Çünkü sadece bir dil ve edebiyat öğrenmeye ihtiyacı olacaktır. Eğer alanın dili Arapça değilse, Arapçanın eğitim, teoloji, bilim dili olduğunu ve ortaçağ Avrupa’sında Latincenin konumu neyse Arapçanın da konumunun o olduğunu devamlı olarak hatırlamalıdır. Entelektüel bir konum kazanmak istiyorsa karşılaşacağı durum temel olarak budur. Son olarak; yazarın tecrübesi şudur ki; Misyoner eğitiminde daha önceki tecrübeleri kullanmak hayati önem taşımaktadır.
DINLERIN ARAŞTIRILMASI
A.E Garvie D. D. Principal Of New College, Hampstead.
Dinlerin araştırılmasından iyi sonuçlar alabilmek için doğru metotlar takip edilmesi zorunludur. Bu ekin amacı doğru metodu ortaya koymaktır. Bu konuyu Tutors unto Christ (London, Milfort 1920) adlı kitapta ayrıntılı olarak anlatmıştım. Bana ayrılan bu kısımda yapılabilecek olan şey, çok kısa bir özet sunmaktır.
Dini inançlar hakkındaki gerçekler, dini tören ve kurumlar, betimleyici tarihi çalışmalarla ele alınmıştır. Bir dinin kutsal kitabı ve tarihi kaynakları varsa burada dinler tarihi bilim dalı takip edilmelidir. Bir din, anıtlar, mabetler ve yapılar üzerinde bize bilgi veren yazılı kitabeler bırakmışsa burada rehberimiz arkeolojidir. Yabani ve yarı-medeni kabilelerde olduğu gibi din eğer yazılı kaynak bırakmamışsa seyyahlar, misyonerler, vesair tarafından yapılan gözlemler antropoloji tarafın derlenir. Yabaniliğin ilk insanlara daha yakın olduğu faraziyesi nedeniyle antropoloji, bazen insan kökeni bilimi olarak da tanımlanır. İlk husus pek çok dinler tarihi çalışmasından takip edilebilir. Burada bu çalışmalardan birine özellikle dikkat çekmeliyiz. G.F. Moore’un The History Of Religions (Dinler Tarihi) (New York, Seribner Edinburg T. Clark C. I 1914 C II, 1919) Mahalli dinlerin literatürü ile ilgili çalışmalar bu ekte ele alınmıştır. Arkeolojinin bilgilerimize yapabileceği katkılar Hasting’in Bible Dictionary (İncil Sözlüğü) adlı eserinde muhtelif eski dinlere dair makalelerden öğrenilebilir. Yabancı misyon adayları bu dinlerin hiçbiriyle ilgili olmayacaklarından burada detaylı referans vermeye gerek yoktur. E.O. James Primitive Ritual and Brief/İlkel Tören ve İnanç (Londra, 1917)adlı eseriyle antropolojiye çok kıymetli katkılarda bulunmuştur. Javons’un Introduction To The History Of Religions/Dinler Tarihine Giriş (London, 1896) adlı eseri de çok kıymetlidir. Bu kitaplar daha ileri çalışmalar için en iyi başlangıcı sunmaktadır.



0 yorum:

Yorum Gönder

Yazarlar